Botoksta her gülüş birbirinin kopyası mı?

0


Son yıllarda “hızlı gençleşme” denildiğinde akla ilk gelen uygulamalardan biri de botoks. Estetik alanda kullanılmaya başlandığından beri “doğallığı yok ediyor” tartışması sürüp gitse de çoğu kişi botoksun vadettiği o canlı görüntüyü çok seviyor. Kimileri yaş almanın doğal bir sonucu olan yüzdeki çizgileri kabul ediyor; kimileri de botoksa karşı değil ama doğallıktan da taviz vermek istemediğinden sadece kaş ortasına müdahale ettiriyor. Peki botoks nedir ve neyi vadediyor? Doğru botoks nasıl oluyor? İlk botoks deneyimi kaç yaşında başlamalı? Botoks gülüşünün çaresi var mı? Botoks ne sıklıkla yapılmalı? Botoks direnci nedir, kimlerde işe yaramaz? Medikal Estetik Tıp Derneği Başkanı Dr. Yasemin Savaş, botoksa dair bilinmesi gerekenleri anlattı. Botoks nedir? Botoks, botulinum toksin denilen bir proteindir. Bu protein, enjekte edildiği yerde kasın kasılma görevini kısıtlar. Böylece kasların kasılması sırasında oluşan kırışıklıklar azalmaya veya tamamen kaybolmaya başlar. Daha gergin ve daha genç bir görünüm sunar. Botoks ilk ne zaman ve ne için kullanıldı? Botoks ilk bulunduğu yıllardan beri estetiğin sihirli bir ilacı. İlk önce 1989 yılında üretilen botoks, şaşılık tedavisinde kullanıldı. Kullanımı sırasında başka problemleri de düzelttiği keşfedildi ve 1990’lı yıllarda estetik alanında da kullanılmaya başlıyor ve o günden beri de farklı kullanım alanları geliştirilerek, estetik sektöründe kullanılıyor. 90’lı yıllarda da kozmetik amaçlı kullanımı başladı. Peki botoks güzelleşmede nasıl bir rol oynuyor? Botoksu hem tıbbi endikasyonla hem de güzelleşmede kullanıyoruz. Botoks, dinamik çizgi dediğimiz mimikle, kasların kullanımıyla oluşan çizgilerin tedavisinde kullanıyoruz. En sık kullanımı kaş ortası, kaş çatmayla ve kaş kaldırmayla oluşan alındaki çizgiler ve göz çevresinde, güldüğümüzde ortaya çıkan kazayağı çizgilerinde, burun kanatlarını kapatmada, tavşan gülüşü dediğimiz gülüşle meydana gelen burundaki çizgilerde (bunnylines), yine gummy smile dediğimiz güldüğümüzde diş etlerinin olması gerekenden daha fazla göründüğü durumlarda, dudak üzeri barkod çizgilerinde kullanılır. Öte yandan diş sıkmaya bağlı olarak masseter kası büyür, bu da yüzün şeklinin bozulmasına yol açar ve yüzü kareleştirebilir, genişletebilir. Boyunda Nefertiti boynu dediğimiz, daha gergin bir boyun oluşturmada da kullandığımız bir tedavidir. Botoks kaç ayda bir yapılmalı? Ortalama 3-4 ay diyebiliriz. Ancak bu süre farklı nedenlere bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Kişisel nedenler de devreye girebiliyor. Çok sıcak işlemler, sauna, hamam kullanımı ya da tiroid fonksiyon bozuklukları gibi hastalıklarda, aşırı egzersiz yapanlarda, çok mimic kullananlarda ve yaz mevsiminde botoksun etki süresi azalıyor. 3 aydan önce botoks yapılmasını doğru bulmuyorum. Ancak çok kuvvetli bir masseter kası varsa, hasta çok fazla diş sıkıyorsa tanışma seansından sonra 2. Aydan sonra 2’nci dozu yapıyorum ve rutine dönerek, 4 ayda bir botoks yapıyorum. Botoks 18 yaş altına uygulanabilir mi? Estetik amaçlı botoksu konuşacak olursak 18 yaş altında sadece botoks değil; hiç bir estetik uygulamayı doğru bulmuyorum ve yapmıyorum. Sadece tıbbi ve sosyal endikasyonlarda 18 yaş altına uygulanabilir. Kişi ciddi şekilde diş sıkıyorsa veya kalem tutarken elleri çok terliyorsa gibi… Sosyal endikasyonda; kişinin ruh sağlığı çok etkileniyorsa, ailenin de onayıyla küçük dokunuşlar yapılabilir ama prensibim 18 yaş altında hiçbir işlem yapmamaktır. Peki botoksta ideal yaş nedir? Botoks için ihtiyaç genelde 30’lu yaşlarda başlar ama tıpta şu vardır; genelde hasta vardır, hastalık yoktur. Kişiye göre karar değişebilir. Kişi 25 yaşındadır, göz bozukluğu da vardır ve çok ciddi anlamda kaşlarını çatıyordur. Bu kişilerde çizgilerin derinleşmesini engellemek için doğru ürünle, doğru dozda, doğru lokasyona ve derinliğe botoks verildiğinde de hiçbir sorun olmaz. Sosyal medyanın botoksa olan talebi artırdığını düşünüyor musunuz? Kesinlikle düşünüyorum. Sosyal medya, özellikle de selfie çekimler algıyı değiştirdi ve estetik sektörünü farklı bir noktaya taşıdı. Sosyal medyayla paralel olarak kişi fotoğrafını çekerken kendisiyle mutlu olmayabiliyor. Bazen dismorfik bozukluklar da olabiliyor ve bir müddet sonra algı da bozuluyor. Kişiler olmayan problemleri kendinde bulabiliyor ya da gayet güzel bir yüzü varken takıldığı bazı noktalar olabiliyor. Bu noktada gerekirse farklı destekler de alıyoruz. Bunları hastalara anlatıyoruz ve ona göre bir tedavi yaklaşımı sunuyoruz. Botoksta ideal ne olmalı? Hedef pürüzsüz bir alın ve sıfır kırışıklık mı? Ben biraz daha doğal bir yaklaşımdan yanayım. Bu benim için de geçerli bir durum. 53 yaşımdayım, kendime de bu tedavileri uyguluyorum ama yüzümü doğallığımdan farklı bir noktaya taşımak istemiyorum. O nedenle doğal uygulamaları tercih ediyorum, hastalarıma yaklaşımım da bu şekilde. Bu arada her zaman bu söylediklerinizi yapmak da mümkün değil. Gergin bir alnı her zaman yakalayamayabilirsiniz. Farklı faktörler var; kişinin kas yapısı farklı olabilir ve bazılarını tedaviyle değiştiremeyebilirsiniz. Bunu önceden hastalarımıza anlatarak istediğimiz sonuca ulaşabiliyoruz. Ben doğal görüntüyü seviyorum. Kişinin yüzüne, yaşam şekline uygun olanı seviyorum. Bir insan doğal gülebilmeli. Bence gülmek çok güzel ve herkese çok yakışıyor. Bence gülüş çok bozulmamalı. Göz kenarlarının hareketsiz kaldığı ama burnun üst kısmında çizgilerin meydana geldiği bir “botoks gülüşü” var. Çoğu kişide böyle bir görünüm var. Bu hatalı bir işlem mi? Botoks sonrası hep böyle olmak zorunda mı? Bu hatalı bir işlem değil ama kası belki gereğinden fazla durdurmak ve gülüşü tamamen diğer kasların devreye girmesini sağlayarak tamamlanmasıyla bu görüntü oluşabilir. Biz hekimler de bazen zor durumda kalıyoruz. Hastalarımız hep “en mükemmel sonucu” bekleyebiliyor. Onlar isteyebilir ama biz de olmayacak şeye “hayır” diyebilmeliyiz. Bunların gerekçelerini anlattığımız noktada bu tür sonuçlar karşımıza çıkmaz. Burada kişilerin kas yapısı da bunu tetikleyebiliyor. Doğru muayene ve doğru uygulamayla bu tür sorunlarla karşılaşmayabiliriz. Yüzü tamamen dondurmak zorunda değiliz. Botoks ile tüm gülüşler birbirine mi benzeyecek? Tüm gülüşler de birbirine benzeyebilir, tüm yüzler de birbirine benzeyebilir. Bizim elimizde böyle güçler var. Şu anda dünya teknolojisi estetiğe çalışır durumda. Bu güzel bir şey ama bunun doğru yönetimi de şart. Bu sosyal bir sorun haline gelmemeli, algı bozukluğuna yol açmamalı. Bunları yönetmek de bizlerin, otoritelerin ve medyanın görevi. Size göre kötü botoks nedir? Abartılmış kavisli kaşlar mı, dümdüz bir alın mı yoksa donuk ifade mi? Donuk ifade! Ben donuk hiçbir şeyi sevmiyorum. Herkese aynı botoks olmaz, herkes aynı olmak durumunda değil. Orada kişinin yüzüne, yaşam şekline göre ve içinde bulunduğu sosyal çevreye göre şekillebilmek lazım ve bunu anlatmamız lazım. Eğer beklentiler örtüşmezse de o hasta, bizim hastamız olmak zorunda değil. Herkese işlem yapmak durumunda da değiliz. Ortak noktada buluşabildiğiniz, güven ilişkisinin olduğu durum zaten her iki taraf için de başarıyı getiriyor ve yüzde 100 memnuniyeti… Kişinin yaşam şekli botoksu nasıl belirliyor? Meslek, oluşan çizgilerin büyük bir çoğunluğunu etkiliyor. Örneğin; öğretmen ve banka çalışanlarının kaç ortası çok derin oluyor ve bazen de botoksa geç kalınmış oluyor. Botoks sadece dinamik çizgiye çözüm olabildiği için statik çizgiyi botoksla çözebilmek mümkün olmuyor. Bazen yanlış beklentiler olabiliyor; tüm çizgilerin 50 yaşından sonra başlanan botoksla çözülmesi istenebiliyor Bu mümkün değil. Bu tür çizgileri meslekler etkileyebiliyor. Örneğin; sanatçılarda bütün mimikleri durdurmamalısınız. Bu, öğretmenler, hekimler için de geçerli. Duyguyu karşıya geçirebilmenin yolu mimic ve jesttir. Bunları tamamen bloke etmek, bence iletişimi de iletişimi etkileyebilir. Ellerinde fotoğraflarla size gelip ‘ben bu kişiye benzemek’ istiyorum diyenler var mı? Evet, geliyorlar ama biraz o algıyı sanki değiştiriyoruz. Bunu hekimler olarak çok dile getiriyoruz; çünkü doğru değil. Herkesin yüzü farklı, her yüz ayrı güzeldir. O yüzde küçük bir dokunuşla değiştirebileceğiniz daha fresh daha feminen bir algı yaratmak mümkünse aynı yüzler yapmak bence çok doğru değil. Her yüzün bir harmonisi var, her yüzün kendi içerisinde bir uyum var. Ona uygun işlemlerle gitmek daha doğru olur. Botoks kişinin ihtiyacına göre yapılan bir şey. Dolayısıyla 20’li, 30’lu veya 40’lı yaşlarda olmak, botoksa duyulan ihtiyacı da değiştiriyor, değil mi? Bu sadece botoks için değil; diğer işlemler için de değişiklik gösterir. 20’li, 30’lu, 40’lı, 50’li yaşların ihtiyacı tamamen farklıdır; çünkü problemleri ve mevcut durumları farklı. Bunu doğru bir şekilde analiz edip ona göre bir tedavi protokolü çıkarmak gerekir. Buna ben matematik gibi bakıyorum. Problemler ve çözümler şeklinde… 20’li yaşlardaki sorun kaş düşüklüğü veya çok gülmeye bağlı minik bir kaz ayağı (çok karşılaşmamakla birlikte), kaş ortası veya gummy smile olabilir ya da masseter olabilir. Bunların dışında göz altı morlukları, akne problemleri ya da leke olabilir. Ancak yaş ilerledikçe sarkmalar eşlik eder, dokuda kolojeni tetiklemek gerekir. 25’li yaşlara kadar hyaluranik asity a da kollajen üretimi normal seyrederken bu 25-30’dan sonra azalmaya başlar. Sonra da lekelenmeler, dinamik çizgiler yerleşmeye başlar ve sarkmalar bunlara eşlik eder. Bu tür problemlerde de hem dozlar hem de kombine tedaviler eşlik eder. Peki botoks direnci nedir? Botoks ne zaman tutmamaya başlar? Yılda 3 kez botoks yapılmasını uygun buluyorum. Doğru dozlarda, doğru ürünlerle ve doğru derinliklerle yapılmalı.Ancak botoks eğer sık aralıklarla yapılırsa, kullanılan dozlar ihtiyaçtan ya da çalışmaların öngördüğü dozların altında kalırsa kişilerde botoks direnci gelişebilir. Bu direnci botoksun tutmaması ile karşılaşarak bunu fark edersiniz. Bunu engellemenin yolu; sık ve düşük doz uygulamalardan kaçınmaktır. Sadece kaş ortasına botoks yaptırmak doğru mu? Yüz bir bütündür ve kas ilişkileri o kadar enteresandır ki; kaslar birbirlerine geçmiştir. Dolayısıyla bir mimiği yaptırmanın yolu tek bir kas değildir, bazen birkaç kas bir araya gelerek bir mimiği yaptırır. “Sadece kaş ortama botoks istiyorum”, “göz çevreme yapmayın, sadece kaş ortama ve alnıma yapın” gibi bir şey olamaz. Bütün değerlendirmek gerekir, istisnalar hariç. Bazen göz çalışmaz, o zaman yapılmaz ama çalışıyorken yapılmazsa ne kaş doğru pozisyona gelir ne de yapılan botoks işlemi yüzde 100 memnuniyet verir. Bu tedavilerde otorite, doktor olmalıdır. Tabii ki kişinin beklentileri çok kıymetli, karşılıklı konuşarak, hastanın beklentileri ve yapılabileceklerimiz örtüştüğünde bu ilişki uzun soluklu olur.

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.