Böyle olacağı çok belliydi! Pervasızlıklarınızın sonucuna katlanın şimdi
Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, DEM’li Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sadık Akış’ın görevden alınmasını köşesine taşıdı. Akış’ın terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğunu belirten Pazarcı, İçişleri Bakanlığı’nın doğru bir karar aldığını vurguladı. İşte Pazarcı’nın yazısı: “Böyle olacağı belliydi. Yerel seçimden bu yana, bunların terör, terörist ve terör örgütü sevdalarını yazıyorduk. Büyük bir pervasızlıkla işe başladılar. O yüzden karar, bağıra bağıra, göstere göstere geldi. Hakkari’nin DEM’li Belediye Başkanı Mehmet Sadık Akış görevden alındı. Yerine vekil olarak Hakkari Valisi Ali Çelik getirildi.
İçişleri Bakanlığı, konuyu geciktirmeden, terörün Hakkari’de iyice palazlanmasına izin vermeden, yerinde ve doğru bir karar aldı. Anayasa ve hukuk ne diyorsa onu yaptı.
Bir noktanın altını kalın çizgilerle çizmek gerekir:
Yerel seçimlerin yapılma amacı bellidir. Milletin önüne sandık konulur. Halka hizmet edecek isimler belirlenir. Terör örgütü ile işbirliği yapacaklar değil, vatandaşa hizmet edecek isimler seçilir.
Ama DEM’li belediyelerde gördük ki öyle olmadı. Seçimin ardından eski personele yönelik baskılar başladı. Çoğu göreve gelir gelmez, vatanına bağlı işçileri işten çıkardı. Yerine terör iltisaklı isimleri getirme yarışına girdi.
Bazı belediyelerde hemen örgüt marşları çalınmaya başladı.
Elbette buna izin verilemezdi. Temizlik başladı…
***
Şimdi gelelim Mehmet Sadık Akış’ın görevden alınma gerekçesine:
İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre o kadar çok ki. Destan gibi:
-Örgüt yöneticiliği yapmış. PKK-KCK yapılanmasında üst düzey görev almış bir isim.
-Esnafa baskı yapmış. Kepenk indirtmiş. Onları PKK adına tehdit etmiş. Yetmemiş, bir de örgüt için “vergi” adı altında para toplamış.
-Kırsalla irtibatı halen sürüyormuş. PKK kamplarına gidip oralarda boy göstermiş.
-Evinde terörist saklamış.
Bu suçlar kapsamında Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davalar ve savcılıklarca sürdürülen soruşturmalar var…
Bunlara bakıp, “Peki nasıl aday olmuş?” diyebilirsiniz. Çünkü maalesef DEM’li adayların çoğu, özellikle bu tipler içinden seçiliyor. Sıkıntı ortaya çıktıktan sonra da anayasa ve hukuk uyarınca gerekenler yapılıyor.
Ayrıca, bunlar tartışılacak konu da değil. Terör bir insanlık suçudur. O teröristlerin hedef aldıkları da bu ülkenin masum insanları, askeri ve polisidir. Terör bağlantılı, teröriste destek veren hiç kimse dünyanın hiçbir yerinde yerel yöneticilik yapamaz. Mesele bu kadar net ve basit!
***
Biliyorum, şimdi bağıracaklar…
“Demokrasi” diyecekler, konuyu çarpıtmaya, karartmaya, istismar etmeye çalışacaklar. DEM’e, başta CHP olmak üzere başka siyasi partilerden de destek gelecek. Bazı Batılı ülkeler de tepkiler gösterecek.
Şimdi sormak istiyorum:
Dünyanın neresinde var böyle bir demokrasi? Hangi ülke kendisini darbelemek isteyen, bütünlüğüne göz diken, kendi vatandaşını kurşunlayan bir terör örgütüne yol verir?
Söz, “var” diyen olur ve örnek gösterirse, sesimi kesip oturacağım.
Ama yok. Olmaz ve olamaz da. Tek bir örnek veremezler. O bizi eleştiren Batılı ülkelerde bu tür yapılara çok daha ağır müeyyideler uygulanır.
Türkiye de aşiret değil, köklü bir devlet! Elbette gereğini yapacak ve bu terör destekçilerine yol vermeyecek. Ders almayıp, terör ve teröriste destek verenler olursa onlar da aynı akıbete uğrayacak.
Tersi olabilir mi? Olamaz ve olmayacak da…”