Bu asırda düşman, şekil ve silah değiştirmiştir! Maneviyatımızı işte böyle bozuyorlar
Rahim Er, sosyal medyanın ve internet platformlarının toplumsal ahlak üzerindeki olumsuz etkilerini sert bir dille eleştirdi. Er, bu platformların aile değerlerini, milli duyguları ve genç nesilleri tahrip ettiğini söyledi. Ayrıca, bu tehditlere karşı acil tedbirlerin alınmasının gerekliliğini vurgulayan Er, milletin varlığını korumak için manevi çöküşün önlenmesi gerektiğini belirtti. Rahim Er, Türkiye gazetesindeki yazısında şunları kaydetti: “Bu toprakları fetheden ecdât ve istilâlar karşısında vatanı müdafaa ederken can veren şehîdler, mümkün olsa da yerlerinden doğrulup hâlimizi ve şehirlerimizin cadde ve meydanlarındaki manzaraları görseler herhâlde şaşkınlık içinde kalır ve pişmanlıklarını dile getirirlerdi… İnsan, hiçbir çağda günümüzdeki kadar yalnız olmadı ve hiçbir çağda böylesine sağanak sağanak yıkıcı propagandalara maruz kalmadı, saptıran görüntülere, aldatan filmlere, modaya, kitle oyunlarına mahkûm olmadı. Başıboşluk hürriyet olarak sunuldu. İnsanın hürriyet hakkı suistimal edilir oldu. “Sosyal medya’’ denen âfet, şimdi bu bozuk gidişatta başı çekmekte. Sosyalliği de medyalığı da kendinden menkul bu faaliyetin, on faydası varsa on bin zararı olmakta. Eskiden birtakım sapıklar, tuvaletlerin iç kapı arkalarıyla duvarlarına iğrenç resimler çizer, duvarlara kirli sözler yazarlardı. Bugün adı geçen sözde medya mecraları, az bir istisna dışında dünkü o helâ manzaralarına dönmüş durumda.
ÖNE ÇIKAN VİDEO İnternet câzibe ve kolaylığıyla ahlâk avcıları, aile, millî değerler, devlet ve ülke düşmanları, insan zihnini, beşer iradesini esir almış durumdalar. Yayın taarruz ve tehlikesi altında olan yalnızca çocuklar, yalnızca gençler değil, hemen herkes tehlike altında. İsim isim sayıp ayrıca reklamlarını yapmaya gerek yok; adları belli, yaptıkları tahribat ortada olan bu mânevî cinâyet şebekeleri, anaokulu çağındaki çocuklardan başlayarak cinsî sapıklıkları özendirmekte, fuhşa teşvik etmekte, kumarı yaygınlaştırmakta, aileyi, ahlâkı tahrip etmektedir. Bu asırda düşman, şekil ve silah değiştirmiştir: Artık ülkelere nükleer silahlarla saldırmaya gerek yok. Hedefe konan memlekete internetten girip evlere, ailelere, cep telefonlarına, bilgisayarlara, gözlere, zihinlere sızınca insanı insan, aileyi aile, milleti millet yapan değerler, gün gün çürümektedir. Bu ihanet, milletler için var olan hangi kalıcı kıymet varsa onları bitirmek için musallat olunmaktadır. Bunları yapan düşman şirketler, dünya çapında yüz milyonlarca dolar kazanıyor. O meşhur internet platformlarının hiçbiri bu saydığımız mahvedici ağır suçlardan istisna değildir. Haberleşmelerle, oyunlarla, filmlerle bunu yapmaktalar. Satın alınan cep telefonu ve masa bilgisayarlarıyla abone olunan sitelerde nefsi burnundan yakalayan sosyal medya şirketleri, sömürge ordularının vaktiyle yaptıkları askerî ve silahlı işgalleri, bu defa internet ordularıyla yapmakta, nesilleri çürütmekte, bozmakta ve mankurtlaştırmaktadır. Basra harap olmadan bu vahim tehlike olanca çıplaklığıyla görülmeli. Bu şirketler, bölücü terör örgütünden daha az tehlikeli değildir. Bu musibet, bütün devletler için tehlikedir. Bâzı devletler, vatandaşlarını koruyabildiler. Onlar, bu korumacılığı yaparken beridekiler onları ötekileştirdiler, kişi hak ve hürriyeti ile serbest piyasa düşmanı ilân ettiler. Gelinen noktada görülüyor ki vatandaşını, çocuk ve gencini koruyan devletler haklıymış. Bizde son günlerde bâzı internet ve oyun siteleri erişime kapatılmakta. Onlardan bir kısmı güya dürüstlük teminatı vererek yeniden açılmakta. Kabul etmeli ki bu tedbirlerde çok geç kalınmıştır. Tehlikenin üstüne gitmeli. Daha ziyade cesâret gerekir. Düşman, bu yolla yakıp-yıktıktan, zihinleri dağıtıp, ahlâkları bozduktan, üstelik ülkemiz üzerinden yüz milyonlarca dolar para kazandıktan sonra idarî ve cezâî tedbirler alınması arkadan gelmedir. Gerçeği soğukkanlılıkla görüp saniye kaybetmeden kolları sıvayarak, kimin ne dediğine bakmadan gereği yapılmalı, cedlerimizin kemikleri sızlatılmamalı, ruhları azaba düçâr edilmemelidir. Maddî kalkınmada son iki asrın en büyük hamleleri yapılmakta ve yapılıyor. Bunlarla iftihar ediyoruz. Heyhat ki mânevî yönde ise aksi yaşanıyor. Her aidiyet ve cephede büyük bir çöküş var. Bu kayıpta sosyal medyanın, internet sitelerinin yalnızlaştırdığı insanı esir alarak robota çevirmesinin büyük payı vardır. Bugün o dünkü mukaddes aile, geniş aile, akrabalık, komşuluk, mahalle dayanışması, terbiye, edep, millî hisler tükenme raddesine gelmiştir. Kimse kendini aldatmasın: Bir yüzleşme, hesaplaşma ve sayım döküm şarttır. Acil tedbirler hayati önemdedir. Yoksa bu millet -Allah muhafaza- kendisi olmaktan çıkar. Hatırdan çıkmasın ki Anadolu, milletler mezarlığıdır. Sokak ve meydanlardaki manzaralar, TV reklâm ve dizileri, sosyal medya ortamları ve cep telefonuyla bilgisayarlardaki sapıklık, fuhuş, kumar ve diğer zararlılar, varlığımızın taşıyıcı sütunları değerlere düşman yayınlar, söylediklerimiz için ayrı ayrı delildir. Bugün hükûmetin de devletin de bir numaralı vazifesi bu mânevî çöküntüyü önlemektir. Nesillerini kaybetmiş bir milletin yarınları kalmaz. Silah değiştirmiş düşman: ahlâkı, hayayı, iffeti, örf, âdet, gelenek ve yerli ve millî olan ne varsa onları tahrip etmekte, haramı sevimli ve övünülecek bir marifet olarak göstermektedir.”