Bunun adı haksız rekabet: Belediye esnafa rakip olmaz
Kent lokantasının önünde uzun kuyruklar oluştuğunu, bu kuyruğa kuyumcusundan, değişik iş kollarındaki esnafına kadar birçok kişinin hatta ve hatta yurtdışından İzmir’e gezmeye gelen turistlerin bile girdiğini belirten Doğan Kılıç: “Biz Kent Lokantasına karşı değiliz. Biz projenin amacı dışına çıkmasına karşıyız.” dedi.
BİZE BÖYLE ANLATILMADI
“Kent lokantası açılacak dendiğinde biz esnaf odası olarak bu lokantada kimler yemek yiyecek diye sorduk.” Diyen Kılıç: “Bize alım gücü düşük, ihtiyaçlı insanlarla emekli ve kentte okuyan üniversite öğrencilerinin bu hizmetten yararlanacağı söylendi. Bizde o zaman, ‘Madem böyle sıkıntı yok, sosyal belediyeciliğin gereğidir yapsın’ dedik. Ama proje hayata geçtiğinde bize söylendiği gibi olmadı.” Diye konuştu.
HAKSIZ REKABET OLUR”Sen kalkıp 50 liraya verdiğin 4 çeşit yemeği dar gelirli, ihtiyaç sahibi vatandaş yerine çarşıdaki esnafa, Tarihi Çarşıyı gezmeye gelen turiste, kuyumcuya, elbiseciye verir bu lokantanın kapısını onlara da açarsan bu böyle olmaz. O zaman lokantacı esnafına rakip olmuş olursun.” diyen İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kemeraltında odamıza kayıtlı 480 esnafımız var. Sayın başkan kent lokantasını İzmir’in her bölgesinde açacağını söylüyor. Böyle şey olmaz. Bizden vergi alıp bize karşı rekabet edersen bu iş doğru bir iş olmaz. Doğru bir noktaya gitmiyoruz. Belediye olarak engelli vatandaşımıza, dar gelirli ihtiyaç sahibi olanlara, emeklilere, kente okumak için gelen üniversite öğrencilerine bu yemeği ver. Biz buna karşı değiliz. Zaten bu kesim ekonomik koşullar nedeniyle bizim odamıza kayıtlı lokantalara gidip yemek yiyen bir kesim değil. Ama sen kalkıp halka açık umumi bir lokanta açarsan bu olmaz.” Diye konuştu.
BEN KÜÇÜK ESNAF OLARAK BELEDİYE İLE REKABET YAPAMAM
“Ben sayın başkana 4 çeşit yemeği 50 liraya nasıl mal ettiğini sormak istiyorum.” Diyen Kılıç: “Belediyenin verdiği 4 çeşit yemeğin her porsiyonu 12.5 liraya geliyor. Bunun KDV’sini çık. Yemek ücreti karşılığı post çektiriyorsun bunun maliyetini düş. Bir ekmek 5 -10 lira. Yarım ekmek veriyorsun onu çık. Bir pet bardak su veriyorsun 5 lira, onu çık. Zaten kafadan bunların maliyeti 20-30 liraya denk geliyor. Peki sen bu yemeği nasıl ve kaça mal ediyorsun’. Biz seninle bu koşullarda nasıl rekabet edeceğiz. Benim belediye ile rekabet edebilmem için benim de Sayın Tugay gibi kamu gücünü kullanmam lazım. Biz ufak esnafız. Yanımızda çalışan bir personelin sigorta maliyeti 7 bin lira. Bu kişinin en az 1200 – 1300 lira yövmiyesi var. Ben 1000 lira yövmiye ile bulaşıkçı çalıştıramıyorum. O yüzden ben seninle rekabet yapamam. Senin de benimle rekabet yapmaman lazım.” Diye konuştu.
GELSİN BİRLİKTE ÇALIŞALIM
“Gelsin sayın başkan bu projeyi odamızla birlikte iş birliği içinde yapsın” diyen Kılıç: “İzmir’de binlerce lokanta bulunmakta. Gelsin bu işi birlikte organize edelim, projeden daha fazla insan yararlansın. İnsanlar Kadifekale’den, Hatay’dan Eşrefpaşa’dan, Çankaya’dan gelip burada yemek kuyruğuna gireceğine yaşadıkları yerlerde hizmet veren odamıza kayıtlı esnafa gitsin, karnını doyursun. Bizde sizlerin hayata geçirdiğiniz bu projeye destek olmak için kazancımızdan ödün verelim, indirim yapalım.” Diye konuştu.
DÜKKANIMIZI KAPATIR ANAHTARINI DA KENTİ YÖNETENLERE TESLİM EDERİZ
Kadifekale’de, Tepecik’te bırakın yemeği, yiyecek ekmek bile bulamayan insanlar olduğunu belirten Kılıç: “Gelsin sayın başkan bu bahsettiğim yerlerde yemek versin. Madem sosyal belediyecilikten bahsediyor, bu insanlara yemeği ücretsiz versin. Biz yine kendisine katkı koyalım, destek verelim. Ama sen gelip bu yemeği her gün binlerce turistin gezdiği Tarihi Kemeraltı Çarşısında verirsen olmaz. Verdiğin zaman ne olur? Benim esnafıma gelecek olan müşteri oraya kaçar. Benim yıllarca çarşıda esnaflık yapan üyem müşterisini o kuyrukta gördüğü zaman zoruna gitmez mi? Biz belediyeden ne bekleriz? Destek bekleriz. Su paraları almış başını gitmiş. Lokantacılar olarak en fazla su parasını biz veriyoruz. İşgaliye ücretleri çok yüksek. Tabela reklam vergileri cep yakıyor. Katı atık bedelleri almış başını gitmiş durumda. Eğer belediye bize destek olacağına rakip olursa gider her ilçede merkezi yerlerde bu kent lokantalarını hizmete açarsa esnaf adına büyük sıkıntı olur. O zaman ne vergimizi ne çalışanımızın sigorta primini ne de elektrik su parasını ödeyemez duruma geliriz. Peki o zaman bizi ne yaparız? Dükkanımızı kapatır, anahtarını da bizi yönetenlere teslim ederiz. Bu böyle olmaz.” Diye konuştu.