Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan Habertürk’e açıklamalar

0


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’a açıklamalar. Kurum’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: Biz güzel bir seçim kampanyası yürütmeye çalıştık. Partimizle birlikte. Kampanya sürecinde ve öncesinde İstanbul’a ve İstanbullu hemşehrilerimize ilişkin projeler ürettik.Bunları da paylaştık. 31 Mart sabahına kadar hayallerimizi, eserlerimizi, projelerimizi paylaştık. Umutluyduk.Sandığa gittik. İstanbul’un takdiri sandıkta böyle tecelli etti.Saygı duyduk. Milletimizin takdiri böyleyse bundan sonraki süreçte milletvekilliğimize devam ederiz dedik. “2 TEMMUZ’DA BÖYLE BİR GÖREVİ İKİNCİ DEFA BİZE TEBLİĞ ETTİLER” Sayın Cumhurbaşkanımız 2 Temmuz’da böyle bir görevi ikinci defa bize tebliğ ettiler. Sayın Cumhurbaşkanımız kendisi aradı. Bakanlıkla alakalı ‘sana ihtiyacımız’ var dedi. Ben de ‘siz nasıl takdir buyurursanız efendim’ dedim. Sayın Cumhurbaşkanımız bizi, milletvekillerimizi yakınen tanıyor. Bir önceki dönemde de güzel işler yapmıştık. Mehmet Özhaseki bakanımızdan bayrağı devralıp, ona devretmiştim. O da güzel işler yaptı. Neticede bayrak yarışı. Milletimize mahçup olmamaya çalışıyoruz. Deprem bölgesine gittim 2-3 gün sonra.2 kez deprem bölgesini gezdim, 20’ye yakın ilimizi ziyaret ettim, 30 bin üzerinde konutun yeniden yapım ihalesini 11 ilde başlattık. “AYLIK RUTİN BİR ŞEKİLDE DEPREM BÖLGESİNİ ZİYARET EDİYORUM” Deprem bölgesi unutmamamız gereken alan. Gerçekten bir an önce, ki ben milli mücadeleye benzetiyorum, hep birlikte yapmamız gereken bir mücadele var. Tüm ekibimizle, kalbimizle mücadele ediyoruz. Arkadaşlarımız sürekli oradalar. İki bakan yardımcısı şu anda deprem bölgesinde. Ben de aylık rutin şekilde deprem bölgesini ziyaret ediyorum. Gittiğimde ‘Murat Kurum gelmiş, iyi ki geldin, hoşgeldin, bizim konutlarımızı hızlandırırsın, yetiştirirsin’ diye bakıp sarılmaları emin olun herşeye bedel. Allah bizi milletimize utandırmasın diyorum. “KAÇAK BİNALARI YIKIN DİYORUZ, İZLİYORLAR” Kamuoyuna yansımış bir durum. Biz dünyanın incisi dediğimiz İstanbul Boğazı’nda resmen çevre katliamı yaşanıyor. Boğaz’ın en güzel yerinde basit tadilat diye izin verilmiş. İşin içeriğine girdiğinizde basit tadilat olmadığı, tüm kamuoyunun tartıştığı bir olaydan bahsediyoruz. Buradaki yetki İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nde. 90 süre içinde basit tadilatı yapın demişler. Kaçak yapıları, kesilen ağaçları görmemişler. Günlerce kamuoyunda tartışılmış. Ağaçlar kesiliyor, çevre katliamı var. Buna ilişkin kimse tedbir almıyor, denmiş. Görmezlikten gelinmiş. Yetki Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nde. Herkes konuya müdahil oldu, sadece biz değil. Biz görür görmez, burada kaçak yapı inşaatı, ağaçların kesilmesi sözkonusu diye yazılı, sözlü Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nü uyarıyoruz. ‘Burada acilen tedbir alın ve bu kaçak binaların yıkımını gerçekleştirin’ diyoruz. Yaklaşık 1 ay önce diyoruz bunu. ‘Kaçak binaları yıkın’ diyoruz ve izliyorlar. Sanki buradaki çevre katliamına göz yumanlar onlar değilmiş gibi izliyorlar. Diyoruz ki, ‘Yık, yıkmazsan biz yıkarız’. Ki inşaatı durduran biziz. Süre veriyoruz ‘yık’ diyoruz. Maalesef ilgilenen, o tarafa bakan yok. Bu inşaatı yıkmaya gidiyoruz, yıkım ekipleri ile birlikte Vaniköy’e gidiliyor ve yıkım sürecini başlatıyoruz. Sanki bu süreçte onları engelleyen varmış gibi, biz oraya gidince, apar topar ‘biz de yıkıma gelmek istiyoruz’ deniyor. Senin elinden tutan mı vardı? Niye yıkmadın buraya kadar? Nasıl algıyı yürütürüz, bakanlık söyledi ama biz o işin önüne atlatırız, geçeriz anlaşıyla oraya geliyorlar. Çok açık söylüyorum. Bunlar suçüstü yakalandılar. Boğaz’da onlarca örneği var. İBB’yi uyarıyorum. Boğaz’da kaçak yapı varsa müsaade etmeyin. Varsa yapılan durdurun ve o kaçakların yıkımını gerçekleştirin. Buradan Habertürk’ten tüm Türkiye duysun. Varsa kaçak yapı durdursunlar. Yarın biz yıkıma gittiğimizde bizim peşimizden gelmeyin. Arkadaşlarımız bütün Boğaz’da çalışıyor, imara aykırı ne varsa gidip tespitlerimizi yapıyoruz. Gereken işlemi yapacağız. Buradan uyarmış olalım. Kendilerini göreve davet ediyoruz. İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkisi sınırında olan İstanbul Boğazı’na sahip çıksınlar. Aksi halde biz müsaade etmeyeceğiz.Bunların tek adamı şov yapmak. Engelleyen yok ki. Yazmışım, durdurmuşum, mühürlemişim ‘yık’ demişim. Tebligat yapmışım. Biz bu tespitleri 1 ay önce yaptık. Durdurduk, bildirdik, süre verdik. Yıkıma yönelik işlem yapmadılar. Seyrettiler, izlediler, görmezden geldiler. Biz oraya gidince onları engelleyen varmış gibi, şov yapmak üzere oraya konuşlandılar. Nerenin imara uygun olduğunu, nerenin kaçak olduğunu kendileri biliyorlar. Tedbirleri alsınlar, kaçak yapıları yıksınlar. Proje değişikliği yapılan inşaatları lütfen durdursunlar. İBB Başkanı ne zaman arasa cebimden bana ulaşmıştır. Yine ulaşır, ararsa açarım. Bakan olduktan sonra aradı, ‘görüşelim’ dedi. Görüşeceğiz, kendisini davet edeceğiz. Görüşmeme durumumuz gibi bir şey olabilir mi? Seçimde yarıştık, milletimizin takdiri başımızın üstüne. Biz onu başkan olduktan sonra tebrik ettik, o da bizi bakan olunca tebrik etti. Önümüzdeki haftalarda çağıracağız, görüşeceğiz. Bütün konuları görüşmeye hazırız. İstanbul’un, milletimizin ihtiyacı için yetkimiz dahilinde yapılabilecek ne varsa yapmaya hazırız. Planla ilgili destek, yerle ilgili bir destek, personelle ilgili destek, makul ve mantıklı gerekçeleri olan her işi yapmaya hazırız. Hiçbir belediye şunu diyemez. Dün İzmir’deydim. Ondan önce Adana’daydım. Antalya, Adana Büyükşehir Başkanımız gelir. Talepleri varsa bizim yapacağımız bir şey ise niye yapmayalım. Bunlara destek olmayalım diye bir anlayışımız olabilir mi? İzmir’de bundan yaklaşık 20-25 gün önce balık ölümleri gündeme geldi. Ekiplerimizi bölgeye sevk ettik. TÜBİTAK gemimiz var. Numuneler aldık. Bilim insanlarımızı görevlendirdik. Ekiplerimiz oraya gitti, numuneler aldı. Gerçekten gördüğümüz tablo içler acısı. İzmir Körfezi bitmek üzere. Bu tabloyu görür görmez de hemen açıkçası üzülerek böyle bir toplantı yapma ihtiyacını hissettik. Bilim insanlarımız, STK’lar ve ilgili ilçe belediyelerimizi, büyükşehir belediyemizi davet ettik. ‘Burada bilim kurulu oluşturalım, bilimsel anlamda çalışsın, önerileri, fikirlerini, yönetmeliğin, kanunun tarif ettiği şekliyle sorumluluklarını yazalım’ dedik. Musilajda ne yaptık? Hatırlayın, bir koordinasyon kuruluyla Marmara’da başarıyla yürüttük.Toplantıya büyükşehir belediye başkanı katılmadı. Dünya Sağlıklı Kentler Birliği toplantısına gitmiş. Başkan vekili arkadaş katıldı. İzmir Körfezi ölmek üzere, bitiyor ve İzmir Büyükşehir Başkanı sağlıklı kentler konferansına gidiyor. İzmir’e bakış açısını net bir şekilde anlatıyor bu durum.

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.