CHP, terörün gölgesinde! DEM’le işbirliği, Türkiye için büyük tehdit
Akşam gazetesi yazarı Yaşar Hacısalihoğlu, CHP ve DEM arasındaki tehlikeli ilişkiyi ele aldı. Hacısalihoğlu, bu ittifakın PKK’nın siyasal alanda etkisini artırdığını vurguladı. Bu yakınlaşmanın terör propagandasına zemin sağladığını belirten Hacısalihoğlu, CHP’nin demokrasiyi zedeleyen bu tavrının Türkiye için büyük risk taşıdığını ifade etti. Hacısalihoğlu, şunları kaydetti: “CHP-DEM ilişkisinden yansıyanlar siyaset zemininin sorunlu alanını beslemeye devam ediyor. Türkiye’nin ertelenemez, göz ardı edilemez, üzeri örtülemez sorunu; sömürgeci, işgalci,siyonist, bölücü emperyalizminin maşası bir terör örgütünün siyasi uzantısının demokrasiyi kullanarak, siyasi zemini zedelemeye devam etmesidir.
Bu meselenin çözülmesi, demokrasinin, siyaset alanının güvenliği için hayati değerdedir. PKK terör örgütünün bölücü ve yıkıcı dilini propaganda haline getirenler, terör örgütünün iradesinden çıkamayanlar, her seçim döneminde terör örgütünün elebaşlarının belirlediği stratejiyi harfiyen uygulayanlar, aday listelerini terör örgütünün elebaşlarından alanlar gerçek bir siyasi parti kimliği taşıyamazlar.
Nitekim HDP/DEM ve öncekiler, bugüne değin bir kez dahi terör örgütünü ve terörünü, şiddetini kınayarak, terör örgütünün dilini, söylemlerini kullanan mensupları hakkında parti içi disiplin mekanizması işletmemiştir. İşletmesi de mümkün değildir.
Cumhur ittifakı tarafından onlara uzatılan el ve yapılan çağrı, uyarı terör örgütünün teslim olması içindir. Bu çağrı, bu uyarı son çağrıdır, son uyarıdır. Aslında muhatap alınan sadece Türkiye’nin değil tüm bölgenin Kürt nüfusudur. Onlara sömürgeci, bölücü, siyonist, emperyalizmin tuzağına düşülmemesi uyarısıdır.
Cumhur ittifakının bu çabasına CHP’nin de katkı sağlaması sonderece önemlidir. Nasıl mı? Sıralayalım;
-DEM ile olan yakınlığını gözden geçirerek. -DEM ile İlişkisinin seyrini, içeriğini farklılaştırarak.
-Sadece seçim odaklı davranıp, bir kaç vekil veya belediye baişkanı daha fazla kazabilmek için DEM’in yaptıklarına gözlerini kapamayarak.
-Tıpkı MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli gibi terör örgütünün anatomisinden kopmalarını ısrarla isteyerek.
-Ancak bunu başarır, yerine getirirseler o zaman hertürlü siyasi ilişkiyi kurabileceklerini açıkça ortaya koyararak.
-Mehmetçiğin sınır ötesi harekatlar için Gazi Meclisten istediği yetki tezkerelerine PKK/DEM’in isteği doğrultusunda “hayır” oyu vermeyerek.
Ancak öyle görünüyor ki, tüm bunlar için CHP’nin DEM ilişkisinde değişen bir şey olmayacak. Kaldı ki, son yerel seçimlerde PKK terör örgütünün Batı bölgelerine açılma stratejisinin bir parçası olarak Esenyurt’da işbirliği benimsenebildi. PKK terör örgütünün belediyeler üzerinden yürüttüğü demokrasi maskeli kayyım stratejisinin bir parçası haline gelinebildi.
1980 yılında PKK’lı teröristlerin 3 askerimizi şehit ettiği, DEM’li Ahmet Türk’ün Mardin Derik’de Kasr-ı Konca mekanına bu gerçeği hiç önemsemeden konvoylar eşliğinde CHP’li belediye başkanları ziyaretler yapabildi.
Ve en vahimi de; CHP İstanbul il eğitim sekteri, ekranında, ” soykırımcı Türk Devleti” yazan PKK terör örgütünün tv kanalında hiç çekinmeden , seçmeninden de hiç sakınmadan rahatlıkla boy gösterebildi.
Bu gelinen nokta, PKK’nın siyasi kolu olmaktan kopmayan DEM’e, CHP’nin bağımlı olmasıdır. Seçim çıkarı uğruna emperyalizmin uzantılarının siyasi zeminde yer tutmalarına destek olmaktır. Sonuçta bu durum, meselenin çözümünü zorlaştırmaya katkıdır.”