CHP’deki taht kavgası derinleşti! İmamoğlu ve Özel savaşında masalar devrildi, ittifaklar çöktü
Türkiye gazetesi yazarı İsmail Kapan, CHP’de Özgür Özel liderliğinde yaşanan otorite boşluğunu ele aldı. Kapan, parti içindeki kliklerin çatışmalarının Özel’in liderliğini zayıflattığını yazdı. CHP’nin yerel seçim başarısını sürdüremediğini belirten Kapan, Özel’in partiyi yönetmekte zorlandığını ifade etti. İsmail Kapan, CHP’nin yeni bir vizyon ortaya koyamadığını dile getirdiği yazısında şunları kaydetti: “31 Mart Mahallî Yönetim Seçimlerinde beklediğinin üstünde bir başarı yakalayan CHP (47 sene sonra birinci parti oldu…), bu başarıyı hazmetmekte fena hâlde zorlanıyor. 5 Kasım 2023’te genel başkanlık koltuğuna oturan Özgür Özel, siyasette normalleşme ve yumuşama adına bazı adımlar attı. Fakat devamını getiremedi. Çünkü selefi Kemal Kılıçdaroğlu hemen parti içi muhalefeti ateşledi. Onların kitabında müzakere değil, mücadele yazıyordu!.. Kılıçdaroğlu’nun sivri çıkışına Ekrem İmamoğlu ve ekibi de derhâl katıldı. Hâl böyle olunca Özel fena hâlde bocaladı ve geri adım atmak zorunda kaldı… Böylelikle eski tas eski hamam misali, tribünlere oynama politikası geri geldi. Parti liderliğini pekiştirip bununla birlikte ülke yönetimi iddiasında, yeni bir vizyon; plan – program ortaya koyması beklenen Özel’i ucuz protesto eylemlerinde ve sınırlı şov hareketlerinde görmeye başladık. Mesela devlet erkânına hakaret etmeyi maharet zanneden sosyal medya fenomeni bir kadını, sözde ödüllendirmek adına getirip protokol sırasına oturttu. Daha sonra da bunu yaptığına pişman oldu ve bu arada bahse konu fenomen kadınla da ağız dalaşına girildi. Son derece komik durumlar… Suç olaylarına karışan bazı belediye başkanlarının geçici olarak görevden alınıp, yerine kayyım atanmasına karşılık ortaya koyduğu tepki; sorumlu ve yapıcı muhalefet anlayışından öteye yine tribünlere oynama ve gerilim politikalarıyla bir sonuca ulaşma hesabına dönüktü. Asgari ücret konusundaki teklifini açıklarken bile, sokak eylemlerine göndermede bulundu! Yapılan anketler, Özel’in bu tarz politik yaklaşımlarının kamuoyu tarafından tasvip edilmediğini gösteriyor… CHP’de oy aşınması başladı. Sürekli olarak sokak hareketlerinden medet ummak ne derece doğru bir anlayış? Haklı-haksız, mantıklı veya mantıksız olmasına bakmaksızın, sırf reaksiyon göstermiş olmak için, çalan her davulun önünde halay çekmek nasıl bir sonuç getirir? Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık parti başkanlığı dönemi bu konuda yeterince ders verici değil midir?
Özellikle CHP – DEM Parti yakınlaşmasında, parti tabanının ihsas ettiği olumsuzluğun, CHP yönetiminin dikkatini fazlaca çekmesi gerekir. Bu arada Özel’in çok dar bir kadro ile (Veli Ağbaba, Ali Mahir Başarır gibi birkaç isim…) partiyi sevk ve idare etme tercihi, içeride hayli kızgınlığa sebebiyet vermiş durumda. Bu hususta Ekrem İmamoğlu’nun da kendi rahatsızlığını dışa vurduğu biliniyor. Derken Ağbaba ve Başarır ikilisi, Meclis’in bütçe çalışmalarını, agresif eylemlerle engellemeye kalkıştı. Bakanlığının bütçe sunumunu yapmak üzere Meclis’e gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı fiziki olarak engelleme teşebbüsü akim kaldı. Ancak bu olay karşısında Özgür Özel, şahsen zor durumda kaldı… Başroldeki bu isimlere doğrudan eleştiri yöneltemediği için, sadece “üzüntülerini” dile getirebildi!.. Bu gidişatla Özel daha çok üzüntü izhar etmek zorunda kalabilir. Bizden söylemesi. Çünkü parti içerisinde Genel Başkan’ın otoritesini sarsacak birçok olay cereyan ediyor. Mesela Ekrem İmamoğlu kendisinden bol bol rol çalıyor… Siyasi partilerin genel başkanları ile zincirleme görüşmeler yapmak gibi. Düpedüz rol çalmak değil de nedir? Keza lüks araçlardan kurulu uzun bir konvoyla Mardin’in Derik ilçesine gidip Ahmet Türk’e destek gösterisinde bulunma hareketi, parti tabanında nasıl bir yankı buldu? İmamoğlu’nun özellikle 5 Kasım 2023 kurultayının sonuçlarından sonra, çıtayı hayli yükseğe koyduğu aşikâr. Ve bu fiilî vaziyet birilerinin hiç hoşuna gitmiyor!
Gitmiyor gitmesine de, buna karşı takınılacak tavır ne olacak? Özgür Özel doğrudan bu konularda inisiyatif alamıyor… Arada bir gürlemeye çalışıyor fakat arkası gelmiyor ve dolayısıyla bir sonuç da getirmiyor. “Bundan böyle herkes birbirine laf yetiştirmeyecek…” diyor. Peşinden Kılıçdaroğlu ben laf yetiştirilecek kişi değilim diyerek, safları sıkıştırma çağrısında bulunuyor. Velakin derhâl İmamoğlu devreye girerek bizim safımız belli çıkışını yapıyor. Mansur Yavaş “Anketlerde hep birinci çıktığım için sağlı sollu saldırı altındayım…” diye dert yanıyor. Kimi kastettiği açıkça belli. İmamoğlu her zamanki kıvraklığı ile ‘arayı düzeltmek’ için Yavaş’la görüşüyor. Görüşme sonrası verilen fotoğraf son derece sıkıntılı… Hatırlayınız, İmamoğlu hakkındaki bir dava karar safhasında iken, Kemal Kılıçdaroğlu Almanya’ya gitmişti. Onun yerine Meral Akşener, Saraçhane’ye kadar gelip dayanışma gösterisinde bulunmuş ve CHP’nin o günkü lideri futbol tabiriyle ofsayta düşmüştü… Bu defa Kılıçdaroğlu aleyhindeki bir dava söz konusu. Yukarıda belirttik, Kılıçdaroğlu bunu bir nevi şova çevirmek için hazırlık yaptı. Partiden güçlü bir destek verilecek. Mansur Yavaş bu konuda en erken açıklama yaptı. Özel de epey suskun kaldıktan sonra duruşmaya gideceğini açıkladı. Diğer taraftan aynı gün İmamoğlu’nun Almanya’ya gitmesi, ister istemez (nazire mi yapıyor) söylentilerine yol açtı… Velhasıl CHP’de bir şeyler yolunda gitmiyor. İçte erken başlayan bir koltuk mücadelesi. Dışarıda yeni yönetimin damgasını taşıyan bir güçlü çıkış görünmüyor. Mahallî seçimlerle yakalanan hava çabuk söndü… Belediyecilik hizmeti deseniz resmen S.O.S veriyor. Genel siyaset alanında, sonuçsuz kalmaya mahkûm erken seçim çağrısından başka yeni bir şey ortaya konulamıyor. Galiba sepetteki pamuk çabuk tükendi… Bilhassa Özgür Özel kendisine açılan krediyi dikkatli kullanmak zorunda.”