Coşkulu binlerin müziğin gücüyle bir araya gelerek unutulmayacak bir yaz
KAYNAKBetül Memiş / Cnnturk.com“Delileri nerede bulacağımızı, onlar hakkında kimlerle (psikiyatrlar, genetikçiler, nörobiyologlar, psikanalistler, kimyagerler, antropologlar, tarihçiler vs.) konuşacağımızı biliyoruz. Fakat akıllıyı bulmak için nereye gidebiliriz? Hangi binalarda yaşarlar? Ne giyerler? Neye benzerler ve onları nasıl tanırız? Fark edilebilir özellikleri, ayrıştırılabilir işaretleri, ortak tavırları var mı? Akıllılar her kim ve her nerede olursa olsunlar hak ettikleri ilgi ya da alakayı hiç görmemişlerdir. Onları icat ettik -tam da akıllılık kavramını topyekûn icat ettiğimiz gibi- fakat onları hiçbir zaman tanımlayamadık ya da tanımlamak istemedik.” diyor psikanalitik teorinin önde gelen isimlerinden (İngiliz psikanalitik psikoterapist ve deneme yazarı) Adam Phillips, Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan (Kıvanç Tanrıyar çevirisi) “Akıl Sağlığı Üzerine” adlı kitabında ve ekliyor: “Akıllılık sanatta pek kullanılmayan bir kelimeyse, fen bilimlerinde anahtar kelime olarak kullanılmaması belki de o kadar şaşırtıcı değildir. Maddede, evrende akıllılığın bulunup bulunmaması ve gözlemlenebilir ya da ölçülebilir olup olmaması sorunsalı bilimsel tahayyülü tam olarak ele geçirmemiştir. Akıllılık, yahut evrenin amacı ya da amaçsızlığı hakkındaki bilimsel sohbetlerde ortaya atıldığında cesaretlenmezsek de onu dikkate almamız bu yüzden gerekir.”Delilik üzerine derya deniz bir literatür hakimken, akıllılık üzerine pek de kafa ve kalem yorulmamış gibi (en azından gündelik yaşamdan kültür sanata -derinliği geçtim-pek bi’şeyler göremiyoruz!)… Oysa dünya denilen kaya üstünde o kadar çok “akıllı” olduğunu iddia eden fani varken; “delilik” tamam da, nedir bu “akıllılık” hemhali?! Mesela, “akıllılık” denilenin güzergah neye tekabül etmekte?! Üstat Philips, son üç yüz yılda, akıllılığı, deliliğin zıttı olarak tanımlamanın ötesine geçilememiş diyor. Şu an itibariyle sizleri, birazcık da olsa dayanabildiğiniz kadar “hissi kable’l vukuya” davet ediyorum, gündemin hiddetinden ve mevsim normallerinin üzerindeki sıcaktan ilginize mazhar olursa ve tabii ömürlük işlerinizden vakit bulabilirseniz; 2020 basımlı “Akıl Sağlığı Üzerine”ye bilahare bakmanızı öneririm. Gelelim, delilik ve akıllılık rotasında bizlere iyi gelecek mevzulardan bugün payımıza düşenlere…2013 yılından bu yana, 11. sezonunda “dünyan değişsin” mottosuyla kültür sanat dünyasının yerli, yabancı sanatçılarını ve performanslarını ağırlayan ve sanatseverleri gündemin koşturmasından adeta başka dünyalara ışınlayan adreslerinden biri olan Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin Genel Müdür Yardımcısı Levent Dokuzer ile; geçtiğimiz günlerde başlayan PSM Loves Summer by %100 Müzik ve yeni başlattıkları üyelik programı konuştuk…“İnsanların hayatının sanatla dönüştüğü”· İzninizle her zaman olduğu sondan başlamak isterim. Zorlu PSM, Mayıs sonu itibariyle nasıl bir sezona veda ediyor; ki yaz sezonunda da renkli günler sanatseverleri bekliyor o ayrı! Ezcümle, 2023 yaza girişte “Z raporu”nuz nedir?Zorlu PSM olarak yaza girerken aslında sezonu da tamamlıyoruz diyebiliriz. Fakat 3. yılına giren PSM Loves Summer ile birlikte hem yaza “merhaba” dediğimiz ve mevcut sezonu sonlandırdığımız hem de yeni sezona hazırlık yaptığımız bir dönem… 11. sezona veda ediyoruz. Bu sezon da 1000’in üzerinde etkinliğe ev sahipliği yaptık. Her gün mekânlarımız doluydu ki bir gün içinde altı, yedi etkinlik yaptığımız günler oldu. Bu yıl yaklaşık olarak toplamda da 600 binin üzerinde sanatseveri PSM çatısı altında ağırladık. O yüzden de keyifli bir sezondu diyebiliriz. “Z raporu” kısmı için tam da şöyle diyebileceğimiz bir sezondu: Herkesin psikolojik olarak hem eğlenmeye muhtaç ve ihtiyacı olduğu hem de biraz da olsa artık pandeminin kalıntılarını ve bazı şeyleri kafamızın arkasına attığımız, atabildiğimiz bir dönemdi. O yüzden de gönül rahatlığıyla herkesin PSM çatısı altında ve diğer alanlarda gerçekleşen tüm kültür sanat etkinliklerine katıldığı bir sene oldu 2023 ve 2024 yarıyılı… Bizim kendi aramızda söylediğimiz, tam gazımızla sektöre dolu dolu bir program sunabildiğimiz, çok renkli, her gün binlerce misafirimizi ağırladığımız ve kültür sanatseverlerin de dünyalarını, hayatlarını değiştirebildiğimiz çok keyifli bir yıldı… Ve sanatseverlere verdiğimiz tüm mesajlarda “Dünyan değişsin” dedik! Bu söylemde, “insanların hayatının sanatla dönüştüğü” mesajı var. Çünkü toplumsal dönüşümün en önemli tetikleyicisi sanat… Ezcümle, bizim için tatmin edici bir sezondu, umarım kültür sanat izleyicisi de memnun kalmıştır.· Peki, sahne arkasında tüm yılı koordine etmek için emek harcayarak dünyanın farklı yerlerinden sanatçıları sahnesinde ağırlayan PSM ekibi, onları takip eden sanatsever kitleyi nasıl görüyor: Yılın bir fotoğrafını çekseniz, ortaya nasıl bir sanatsever portre çıkar?Evet, ekip olarak 2023 çok çalıştığımız, çok ürettiğimiz bir yıl oldu. Geçtiğimiz yıl, Zorlu PSM içinde bulunan 6 mekânda, toplam 1104 etkinlik gerçekleştirdik. Sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin de en önemli kültür sanat merkezlerinden biri haline gelmiş durumdayız. Sektörün en büyük paydaşıyız. Çeşitli boyutlardaki farklı salonlarımızda her gün çeşitli türlerde etkinlikler düzenlediğimiz için arka planda detaylı bir planlama ve ekip çalışması gerekiyor. Genellikle etkinliklerin planlanması, teknik hazırlıklar, sanatçı koordinasyonu ve seyirci hizmetleri gibi birçok farklı alanda yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Bu kadar emeğe karşılığını veren, ve her şekilde takip eden bir sanatsever kitlesi gözlemliyoruz. Ama diğer yıllara farkla bu yıl sanatseverlerin, tiyatro ve sahne sanatlarına daha da ilgisinin arttığını ve daha çok katılım gösterdiğini söyleyebiliriz. Ki baktığınızda yeni oyunların sayısında da artış var, bu da en güzel göstergesi bence!· Son yıllarda daha da ilgime mazhar olan, tiyatroda “kapalı telefon” uyarılarına rağmen gizli açtığını sanan seyircilerin çoğunluğu, hatta video çekme yarışları veya konserlerde birbiriyle uzun muhabbetlere dalan, yüksek kahkaha ve sesle adeta kendi habitat ortamında olduğunu düşünen müziksever kitle… Son olarak aklımda kalan bu yıl yaşadığımız, sahneye (sanatçının üstüne) ayakkabı fırlatan gördüm, ki o ayakkabı sahneden geri geldi… Üstatların dillendirdiği üzere tüm bu kakofoni “kültür” meselesi ve kültür sanat mevzusunda mesaimizi ‘geliştirip dönüştürememişiz’in resmi gibi. Sizin yorumunuz ne olur?Karamsar doğru bir kelime mi bilmiyorum ama ben, negatif veya karamsar değilim. Bence; dans etmeyi bilmiyoruz; ihtiyacımız olan şey eğlenmeyi, rahatlamayı ve dans etmeyi öğrenmek / öğrenebilmek! Bu arada bahsedilen sorunlar sadece Türkiye’de / bizde yaşanan mevzular değil; çünkü dünyadaki herkesin bir tık daha bu konuda çaba sarf etmeye ihtiyacı var. Bunlarla ilgili pek çok araştırma var; büyük festivaller artık line up’larını yaparken hakikaten dans edilebilmesi için çok fazla çalışma yapıyorlar. Hatta bununla alakalı profesyonel gruplar tutuyorlar, konser alanlarında insanların rahat bir şekilde dans edebileceğini göstermek için! Bu hem sahne üzerinde line up’a dahil olabilecek gruplar hem de seyirci arasında da olabiliyor. İnsanları rahat ettirip, bir tık motive edip, eğlendirip, dans ettirmek artık sadece konserlerin katılımcısı olan sadece kültür sanatseverlerin değil, bence bizlerin, mekânların, yani kültür üreten kurumların da görevi gibi geliyor bana.“Yaz ayları PSM Loves Summer ile kutlanır”· Gelelim bugünkü öznemize; 3. sezonuna 26 Mayıs’ta, son yılların dikkat çeken disco, funk ve soul etkili Fransız elektronik müzik akımında önemli bir yere sahip olan L’Impératrice ile giriş yapan PSM Loves Summer’a… Bize çıkış noktasından bahseder misiniz?Zorlu PSM, bu yıl da birçok yeni ve yüksek performansa sahne oldu. “1923 Müzikali” veya “Âşık Shakespeare” tiyatro oyunu gibi; 8. kez düzenlediğimiz Sonar İstanbul veya Mix Festival gibi; bu sezonun devamı niteliğindeki PSM Loves Summer da heyecanlandığımız bir buluşma… Bir ihtiyaç olarak ortaya çıkan ve kendi jargonumuzda “yaza merhaba” deyişimiz PSM Loves Summer By %100 Müzik serisi yine İstanbul’da 2024 yazının büyük heyecan uyandıran buluşmalarına sahne olacak. İhtiyaç kısmına gelirsek; PSM, 55 bin metrekareye kurulu, büyük bir bölümünün kapalı bir alan içerisinde olduğu performans sanatları merkezi. Dolayısıyla zaman zaman açık hava mekânlarla rekabete girdiğimiz dönemler oluyor. PSM’yi, normalde bir üniversite dönemi gibi düşünebilirsiniz; sezon açılışımız, hep Eylül sonu, Ekim başı gibi olur ve Mayıs sonu, Haziran başı gibi de sezonu kapatırız. O kapalı dönemde de merkezin bakımı sahnelerin ihtiyaçları gibi, kısaca yeni sezona hazırlıklarımızı yaparız. Ama işte biraz evvel de bahsettiğimiz ihtiyaçlar, talepler ve sektörün de büyümesiyle paralele olarak bu kapalı dönemimizi daha verimli hale getirmek istedik. Dolayısıyla yaz aylarında da kültür sanatseverleri, sevdikleri, istedikleri, büyük, turneleyen gruplarla PSM çatısı altında ağırlayarak yeni bir seri oluşturma kararı aldığımız bir oluşum Loves Summer.Daha 3. yılında olmasına rağmen, bugüne kadar Placebo, Tash Sultana, Foals, alt-J, Róisín Murphy, Arctic Monkeys, Benjamin Clementine gibi isimleri ağırlamayı başardık. Güzel geri dönüşlerin de verdiği motivasyonla bu da çok güzel bir yaz serisine dönüştü. O yüzden de “PSM’nin yaz ayları, PSM Loves Summer ile kutlanır oldu” diyebiliriz!· Sırada Haziran, Temmuz ve Ağustos konserleri var, açıkçası tanıtımları görünce heyecan yaptığımız isimler oldu. Bu yılın içeriğinden ve öncelikle Haziran’ın misafirlerinden bahseder misiniz?Daha önceki edisyonlarda olduğu gibi bu yıl da büyük bir titizlikle line-up’ı belirledik ve yine bu yaz da çok özel bir seçkiyle dünyaca ünlü isimleri ağırladığımız bir seri ile müzikseverlerin karşısındayız. Toplamda 7 konsere ev sahipliği yapacağız. 26 Mayıs’ta, 3 binin üzerinde bir katılımla, biletlerin tükendiği L’Impératrice konseriydi. Çok da özel bir konserdi, grup biraz formunu değiştirdi, konseptinden farklı bir gösteri, sahne şovu düzenledi. Grubun yeni sahnesini de müzikseverler ilk defa PSM’de deneyimledi… 1 Haziran’da ise 2016’da kurulan elektronik müzik ağırlıklı şarkıları olan, Londralı bir grup Kerala Dust sahnemizdeydi. Yeni albümleri “Violet Drive” ile karşımızda oldular. Kerala Dust’ın aslında Türkiye’de gitgide büyüyen bir hayran kitlesi olduğunun farkındaydık. Bence dinleyiciler minimal, tech house ve acid gibi farklı türlerde de esintileri sahnede dinlemeyi seviyor. Zorlu PSM’de gerçekleştirdiğimiz konserleri de henüz tanışmayan müzikseverler için bir fırsat olmuş oldu. Daha önce Sónar Istanbul’da unutulmaz bir performans sergilemişlerdi. Grubu takip edenler veya ilk defa gelenler, grubun enstrümanlar ve organik sesleri kullanarak dinleyicilere bir müzik deneyimi sunmasından dolayı çok memnun. Seriyi kısaca şöyle tamamlayacağız…5 Haziran: Müziğin türler arası bir doğaçlama alanı olduğunu savunarak türlerin sınırlarını aşan, hip hop’u caza, rock’ı sinematik bir evrene taşıyan, 2010’da kurulan Kanadalı topluluk Badbadnotgood. Ben onları süprizlerle dolu bir grup olarak tanımlıyorum. Konserler sırasında sohbet ediyorlar, isteklere cevap veriyorlar ve gelenleri müziğin bir parçası hâline getiriyorlar. Doğaçlamayla birleşen bu performansta onları ve sahnelerini çok benzersiz kılıyor. Bu durumda da sadece bir müzikal deneyim değil; aynı zamanda grup üyelerinin şık ve özgün tarzları sahnedeki görselliğiyle de dikkat çekici oluyorlar. Son albümleri “Talk Memory” ise şimdiye değil de üçlünün enstürmental geçimişine, ilham kaynaklarına ve inovatif tarihlerine ışık tutuyor…8 Haziran: 30 yıllık kariyerleri boyunca indie rock, dream pop, shoegaze etkileriyle elektronik ve deneysel sesleri, hatta zaman zaman yaylı çalgılar ile piyanoyu müziklerine entegre ederek kendi özgün tarzını oluşturan, 1993’te New York’ta bir araya gelerek kültürler ve müzik türleri arasındaki alışverişin en başarılı temsilcilerinden biri olan ve vokalist Kazu Makino’nun güçlü sesi ile Simone ve Amedeo Pace kardeşlerin enstrümanlarının eşlik ettiği melankoli ve duygu dolu besteleriyle Blonde Redhead, hem yeni albümlerini hem de 30. yıllarını kutlamak için İstanbul’da. Grubu ilk defa 2008’de Fransa’da dinlemiştim. 2015 ve sonrasında birçok kez İstanbul’da da dinleme şansı buldum. Blonde Redhead deyince aklıma “The Dress” şarkısı gelir. Benim için en özel şarkısıdır. Grubun vokalisti Kazu Makino’nun etkileyici sesinden bahsetmiyorum bile… Grubun özellikle canlı performanslarında şarkıların duygusu daha da yoğunlaşıyor ve dinleyicileri derinden etkiliyor.· Kültür sanat ahalisi için bereketli bir yaz yaklaşıyor; PSM Loves Summer’ın Temmuz ve Ağustos takviminde kimler var?Ayın açılışını Black Pumas ile yapıyoruz! Tarih 2 Temmuz: İlk albümlerini yayınladıkları yıldan beri “Yılın Albümü” ve “En İyi Yeni Sanatçı” dahil, tam 7 Grammy ödülüne aday olan, gökyüzünün renklerinden ilham alan “Colors” isimli parçalarıyla çıktıkları müzik serüveninin başında müzikseverlerin ilgisini toplayan ve 2017’de, vokalist / söz yazarı Eric Burton ve gitarist / prodüktör Adrian Quesada’nın Texas’ta bir araya gelmesiyle ortaya çıkan Black Pumas. Üç yıl önce PSM Caz Festivali’nde ağırlamak istediğimiz Black Pumas maalesef pandemiden dolayı gelememişti. Sonrasında da dünya çapında grubun daha çok sevilip tanınmasından ötürü bu sezon Zorlu PSM’deki en merak ettiğim konser diyebilirim. Dünya çapında bir festival favorisi olması müzikal yeteneklerinin ve sahne performanslarının ne kadar etkileyici olduğunun bir göstergesi. ,14 Ağustos: Kaotik, New Yorklu bir ailede büyüyen Los Angeles merkezli şarkıcı / söz yazarı Sabrina Teitelbaum’un en öfkeli, en dobra ve en kırılgan personası olan ve Patti Smith, Joy Division ve Velvet Underground gibi efsanevi isimleri dinleyerek huzur bulan Blondshell.. Zorlu PSM olarak müzikseverlere müzikal keşifler yaratmayı önemsiyoruz. Şarkılarını adeta içini döktüğü itiraflar olarak yazdığını belirten ve “Blondshell” adını taşıyan son albümünü 2023’ün Nisan’ında piyasaya süren müzisyen, ustaca işlenmiş melodileriyle gelenlere farklı bir keşif sunacak! Serinin son konseri 20 Ağustos: 2020 Brit Awards’da “En İyi Uluslararası Grup” ödülü, 2021 “En İyi Rock Albümü”, Grammy adaylıkları, kariyerleri boyunca elde ettikleri prestijli diğer ödül ve adaylıklarının yanı sıra İrlanda’nın kültürüne, tarihine ve Dublin şehrine olan bağlılıklarıyla tanınan Fontaines D.C… Post-punk ve alternatif rock gibi türlerden etkilendiği güçlü melodileriyle adeta İrlanda sokaklarında gezintiye çıkacağımız bir konser bekliyor bizleri. Fontaines D.C.’nin enerji dolu performansıyla coşkulu binlerrin müziğin gücüyle bir araya gelerek unutulmayacak bir (yaz) gece(si) geçireceğine eminim.· Son olarak üç kategoriden oluşan bir üyelik programı başlattınız. Üyelik programının detayları nelerdir?Zorlu PSM üyelik programı, sanatseverlere sayısız avantaj sağlayan üç farklı kart modeliyle bu sezon kültür sanat izleyicilerinin hayatına girdi. “Star”, “Elite” ve “Friends” olmak üzere üç farklı kategoride özel seçenekler sunan bu program, kültür sanatın sıkı takipçisi ve destekçisi olan herkesi bir araya getirmenin yanı sıra bilet alımlarında indirim, öncelikli bilet satışı, Zorlu PSM kürasyonundaki etkinliklere özel davet, sezon boyu sürpriz kampanyalar, etkinliklere sıra beklemeden girme, ücretsiz vale kullanımı veya üyelere özel lounge alanı gibi kişiye özel avantajlar sunuyor. Üyelere özel sezon lansman etkinlikleri, etkinliklere sıra beklemeden girme veya ücretsiz otopark kullanımı gibi ihtiyaçlara yönelik “Elite” kart seçeneğinin yanı sıra koltuk seçme, ücretsiz vale kullanımı, üyelere özel lounge alanı, anlaşmalı otel ve restoranlarda indirim ve bilet alımlarında özel indirim sağlayan “Star” kart seçeneğini de sanatseverlerin ilgisine sunuyoruz. Üyelik programımızdaki bu üç farklı kategori her yaştan, her kesimden sanatseverler düşünerek oluşturuldu. Herkesin kendine uygun bir kategoriyle Zorlu PSM çatısı altında buluşacağına eminim. Sezon içerisinde üyelik programımıza özel çeşitli iş birliklerimizi ve üyelerimize özel kurgulanan etkinlikleri de duyurmaya devam edeceğiz.