Coşkun Başbuğ’dan, Kara Harp Okulu’ndaki isyana ilişkin dikkat çeken çıkış! Şimdi mi kıymete bindi
Coşkun Başbuğ, Kara Harp Okulu’nda mezuniyet töreninde yaşanan yemin krizini değerlendirdi. Başbuğ, bazı teğmenlerin yürürlükten kaldırılan bir yemini okumakta ısrar ettiklerini yazdı. Olayın amirlerin ihmali ve bazı öğrencilerin provokasyonu ile gerçekleştiğini belirten Star yazarı Başbuğ, disiplin soruşturmasının sorumluları ortaya çıkaracağını vurguladı. Başbuğ, şunları kaydetti: “Her yıl 30 Ağustos tarihinde Kara Harp Okulunda mezuniyet töreni düzenlenir.
Bahse konu törende mezun olan Harbiyeliler yıldızlarını takarlar ve teğmen rütbesiyle sınıf okullarına uğurlanırlar.
Bir gelenek olan mezuniyet töreninde bu yıl yaşanan bazı olaylar bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu.
Bazı öğrenciler günler öncesinden amirlerine başvururlar ve 2023 yılında yürürlükten kaldırılan bir yemini törende okumak istediklerini söylerler.
Amirleride haklı olarak yürürlükten kaldırılan bir yeminin törende okunmasının mümkün olmadığını söyleyerek talebi geri çevirir.
Ancak söz konusu teğmenler tam yedi kez yine aynı taleple amirlerine başvururlar.
Bu anlamsız ısrar sonucu değiştirmez, zira böyle bir şeye müsaade edilmesi suç teşkil eder.
Her yıl olduğu gibi okulun çim sahasında tören yönergeye uygun bir şekilde icra edilir.
Başarılı tören sonrası devlet katı, okul yönetimi son derece memnun, aileler gurur dolu, genç teğmenler ise coşku içindedirler.
Zorlu bir görev başarıyla tamamlandı derken ortaya devre birincisi Teğmen Ebru çıkar ve eline geçirdiği mikrofonla alana seslenir;
“Tabur toplan. Aileler lütfen tören alanı dışına çıksınlar. Basın mensubu arkadaşlar da lütfen tören alanına buyursunlar.”
Herkes çağrıya uyar ve ardından herkesin bildiği o sahneler yaşanır.
Teğmenler içlerindeki bir grubun kışkırtmasıyla basın mensupları önünde yürürlükten kaldırılan ve okunmasına izin verilmeyen yemin metnini okurlar.
Bu görüntüler bir anda medyaya servis edilir ve tartışmalar da beraberinde gelir.
Milli Savunma Bakanlığı hemen devreye girer ve olayla ilgili soruşturma açar.
Bu gelişmeyle birlikte pusuda bekleyen provokatörler ortalığa dökülür ve başlar naralar atmaya;
“Atatürkçü teğmenler Mustafa Kemal’in askerleriyiz dedi diye linç ediliyorlar. Bu duruma sessiz kalamayız”
Oysa olayla ilgili bilinmeyen çok şey vardır ve o bilinmeyenlerin ne olduğunu anlamak için de bir soruşturma açılmıştır.
Ama bu bahse konu provokatör çevrenin derdi üzüm yemek olmadığı için onlar kendilerine yakıştığı gibi başlarlar ulumaya.
Yürütülen soruşturmada anlaşılıyor ki;
Kılıç çatma esnasında okunacak metinden sadece eylemi organize eden teğmenlerin bilgisi var.
Diğer teğmenler sadece geleneksel kılıç çatma olacağı düşüncesi ile anonsa riayet ediyorlar.
Bu tespit net olarak gösteriyor ki yapılan eylem mezun olmanın sevinciyle anlık gelişen bir durum değil.
Olay daha önce izin isteyen teğmenlerin yönlendirmesiyle önceden planlanmış organize bir iş.
Soruşturmada ortaya çıkan bir başka garabet şudur ki; olaya sebep olan öğrencilerin ısrarlı taleplerine rağmen amirler gerekli tedbirleri almamışlar, eylem esnasında herhangi bir müdahalede bulunmamışlar.
Disiplinsizliğe karışan teğmenler ile olayda ihmali olanlar disiplin mevzuatı kapsamında Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk edildiler, haklarında yargılama devam ediyor.
Hal böyle iken, olayla ilgili bilinenler bu kadar net ve açık iken; provokatörlük de mahir bazı siyasiler yine ortalığa döküldüler ve “vay teğmenler nasıl ordudan atılır, vayyy burada esas rahatsızlık Mustafa Kemal’in askerleriyiz demeleri.” gibi abuk sabuk söylemlerle halkı provoke etmeye çalıştılar.
Gariptir bu provokasyonun peşinde koşanlar bu olaydan kısa bir süre önce; Hatay Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı, sırf “Bugünün CHP’si DEM’lenmekle meşgul. Parti olarak, terör ile bağ kuran ve terörden siyasi rant devşirenleri her kim olursa olsun ya da hangi oluşum olursa olsun savunamayız.” dedi diye linç ettiler.
Teğmenlere kıyameti koparanlar söylenen söz çok doğru bir söz olduğu halde parti disiplini bozuyor gerekçesiyle Savaş’ı kesin ihraç talebiyle parti disiplin kuruluna sevk ettiler.
Yine aynı mahirler, meydanlarda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen milyonlarca kendi parti seçmenine “Mustafa Kemal’in askerleri olsanız ne yazar it sürüsüsünüz.” diyen kişiyle kucak kucağa fotoğraflar çektirdiler.
Yav her şeyi bırakın…
Siz değil miydiniz şerefli Türk Ordusuna “satılık ordu” diye alçakça iftirayı atan kişiyi disiplin kuruluna sevk etmek yerine olan biteni görmezden, duymazdan gelenler.
Ne oldu satılık dediğiniz ordu kıymete mi bindi?”