Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Gazze üzerinden hedef alanlara sert tepki! ‘Aymazlıktır, ahmaklıktır’
Başkenti Kudüs olan Filistin Devleti’nin varlığının kabulü için mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirten Turan, “Türkiye devletiyle, milletiyle, parlamentosuyla özellikle son 20 yıldır ve bilhassa 7 Ekim’den bu yana Filistin meselesinde Filistin halkını, haklı davasının ve meşru taleplerinin her ortam ve platformda savunucusu olmuştur. Başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin varlığının kabulü, bizim için vazgeçilmez bir şarttır. Ulusal ve uluslararası platformlarda bu tezi daima en güçlü şekilde savunmaktan geri durmadık, durmayacağız.” dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail karşısındaki dik duruşuna vurgu yapan Turan, “Siyonist işgalci rejimin Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarının başından bu yana en güçlü şekilde karşı çıkan, ABD başta olmak üzere batılı emperyalistlerin direnişi ‘terör örgütü’ ilan ederek köşeye sıkıştırma stratejisini ‘vatanlarını savunan mücahitler’ tanımlamasıyla tuzla buz eden liderin adı Recep Tayyip Erdoğan, her türlü tehdit, şantaj ve karşı saldırılara rağmen Gazze’ye kesintisiz yardım ve desteğini sürdüren ülkenin adı ise Türkiye’dir.” ifadelerini kullandı. Siyasi emellerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Gazze konusunda haksızlık yapanları eleştiren Hasan Turan, şunları söyledi: Türkiye hiçbir zaman Filistin’e, Gazze’ye kayıtsız kalmamış ve sırtını dönmemiştir. Bunu en iyi Filistin Devleti, Filistin direnişi, Filistin halkı ve bu davaya gönül verenler bilmektedir. Özetle Mevlana’nın ifadesiyle “Bizi bilen bilir. Bilmeyen de kendisi gibi bilir.”
Buna rağmen bazı mahfillerin çirkin bir yöntem olarak rekabet ve siyasetlerinin aracı olarak sürdürdükleri kirli kampanyanın amacı; Kudüs ve mazlum coğrafyalara sahip çıkmayı iman ve varoluşunun gereği olarak gören Recep Tayyip Erdoğan ve mücadelesini zayıflatmayı Türkiye’nin Filistin konusundaki onurlu duruşunu tersinden manipülasyonla değersizleştirmeyi ve engellemeyi amaçlamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki ülkemizin onurlu duruşunu ve milletimizin bu konudaki çelikleşmiş hassasiyetini zayıflatmayı amaçlayan işgalci siyonistler, uluslararası platformlarda her yola ve yönteme başvurarak Türkiye’ye saldırmaya devam ediyorlar.Ne yazık ki son zamanlarda “bazı mahfillerin”, Türkiye’nin Filistinli kardeşlerimize destek olmadığı; tam tersine özellikle de “İsrail’le ticaret” dolayısıyla “Filistin’e ihanet “ ettiği ithamıyla yoğun bir kampanya yürütülmektedir. Türkiye’ye yönelik dezenformasyon faaliyetleriyle karşı karşıyayız. İşgalci İsrail’in Türkiye içinden bazı çevreleri de kullandığını ifade eden Turan, şöyle devam etti: Siyonist akıl; milletimizin sağlam duruşunu bozmak, Gazze konusundaki hassasiyetini aşındırabilmek için dışarıdan olduğu kadar, içeriden de nifak tohumları atma stratejisini kullanmaktadır. Bazı çevrelerin kendi siyasi hesaplarını ve “görevlerini” yerine getirmek amacıyla ısrarla sürdürmeye çalıştıkları bu kampanyalar, soykırımı gerçekleştiren katil İsrail’i ve Batılı sahiplerini adeta hedef olmaktan çıkartıp, maalesef faillerin perdenin arkasına saklamasına neden olmakta; Gazze direnişine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadeyle “ yaptıkları görünenden daha fazla olan “ tüm boyutlarıyla en güçlü desteği veren Türkiye’yi hedefe koyan itham, iftira ve hakaretlerini gündemde tutmasını ibretle ve üzüntüyle izlemekteyiz. ‘Aymazlıktır, ahmaklıktır’ “Unutmamak lazım ki; maksadını aşan her şey, aksine hizmet eder.” mesajı veren Hasan Turan, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: Hiç kuşkusuz ki, ülkemizde Filistin meselesi toplumun birinci gündemi haline gelmişken milli bir mesele haline getirilmişken, Gazzeli kardeşlerimize yardımların ulaştırılması ve saldırıların durdurulması için devlet-millet canla başla çaba sarf ederken; bu duygu ve durumun küçük siyasi hesapların malzemesi haline dönüştürülerek, parçalaması en çokta Gazze’ye ve Gazzeli kardeşlerimize zarar vermektedir.
ÖNE ÇIKAN VİDEO İsrail’e yardım edildiği, İsrail’le ticari ilişkilerin arttığı, hatta onlara silah yapımında kullanılan ekipmanlar sağlandığı iddialarıyla zihinleri bulandırmaya ve sokakları ısıtmaya çalışanlara tavsiyemiz; Filistin direnişini “terör örgütü” olarak tanımlayıp İsrail ve sahiplerinin ağzıyla konuşanlara seslerini çıkartmaları, gösterilerini onların merkezlerinin önüne taşımaları, 31 Mart yerel seçimlerden sonra işgalci İsrail’in dışişleri bakanının Ankara ve İstanbul seçim sonuçlarıyla ilgili sevinç ve tebrik açıklamaları, Erdoğan Ve Türkiye düşmanlığını içeren cümlelerine bakmalarıdır. Aksi taktirde bu konularda dut yemiş bülbüle dönmüş gibi gıkı çıkmayanların sürdürmeye çalıştıkları söylemlerin, eylemlerin zamanı, kaynağı ve samimiyeti neyi/neleri amaçladığı aklı selim ve vicdan sahibi herkesçe sorgulanacaktır. Haddinden fazla hiddetin , gayedeki hikmeti öldürdüğünü çok iyi bilen sağduyulu ve irfan sahibi milletimiz bu çirkin oyunlara elbette gelmedi, gelmeyecektir. Ancak sahnelenen bu oyunu milletimizle paylaşmak, kamuoyunun yanlış yönlendirilmesini engellemek için Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki ülkemizin Filistin davasına, halkına ve mücadelesine verdiği desteğin şahitleri olarak bazı gerçekleri de dile getirmek bu kadar dezenformasyonun arasında zorunluluk olmuştur. İşgalci siyonist rejim ve destekçileri ulusal ve uluslararası düzlemde Türkiye aleyhine, Recep Tayyip Erdoğan aleyhine açık açık her yolla her türlü saldırıyı sürdürmekten geri durmazken, her türlü kirli tezgahı kurarken; birilerinin hala Türkiye’yi “İsraille birlikte hareket ediyor” diye itham etmesi, onlarla iş tutuyor “Filistin’e ihanet” ediyor şeklinde gösterme çabası en hafif tabirle aymazlık, ahmaklık olduğu kadar da çirkinliktir, rezilliktir. Siyonist işgalcilerin psikolojik harekatlarına karşı topyekün durmak, mücadele etmek yerine cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi hedef alan bilgiden ve hikmetten yoksun açıklamalar, ülkemizin ve milletimizin enerjisini burada harcamasına neden olan çabalar / çatışmalar bilerek yada bilmeyerek, isteyerek yada istemeyerek siyonistlerin değirmene su taşımaktadır. İlk gençlik yıllarından, MTTB, Akıncılar döneminden bu yana Kudüs sevdası herkesçe malum olan “Müslümanım diyen bu kadar millet, İslam gözüyle kendine bir baksa esir mi olurdu Mescid-i Aksa” şuuru ve şiarıyla yaşayan Recep Tayyip Erdoğan’a ve arkadaşlarına yönelik itham ve iftiraları ve bu kampanyaları sürdüren çevreleri Allah’a havale ediyoruz. İlkelerle belirlenmiş “dost- düşman” tanımlamasını karıştıran bu profesyonel nefret söyleminin ve kadrolu muhalefet emelinin motivasyonunun ne olduğunu maalesef anlamakta zorlanıyoruz..! Yıllarını özgürlüklerimizi elimizden alan siyonistlerin uşağı zalimlerin tezgah ve zulümleriyle mücadeleyle geçiren, zincirlerin kırılmasına Ayasofya’nın açılmasına, Mescidi Aksa ve Kudüs’ün kurtarmasına adayan bir liderin ve anlayışın temsilcilerinin böyle saldırılara muhatap olmasının ve yıpratılmaya çalışılmasının ne bu davaya, nede bu mücadeleye bir katkısı olmadığı gibi, olsa olsa siyonistlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Kudüs Gecesi düzenlenmesinin bile darbeye konu edildiği bir iklimden ve dönemden; devletin başkanının ve yol arkadaşlarının Kudüs ve Mescid-i Aksa sevdalılarına dönüştüğü bir iklime ve döneme gelindiğini idrak edemeyenlere, gör(e)meyenlere, kıymetini bilmeyenlere, hatta celladına aşık olup iş tutup alaşağı etmek isteyenlere ister ezan, ister çan ne dinletirsen dinlet,
Dostunu düşmanını karıştırmış, nasihat etmiyorsa başımızdaki bunca illet bunca musibet,
müstehak olur maalesef ona her türlü zillet. İsrail’in bir terör devleti olduğunu, Gazze’de tarihin gördüğü en kanlı soykırım suçlarından birisini işlediğini, Ortadoğu’da en büyük sorunun bizatihi İsrail olduğunu muhataplarının yüzüne söylemekten hiç bir zaman çekinmeyen, “one munite” haykırışıyla siyonist çetenin “dokunulmazlığını” paramparça eden, tüm dünyanın gözlerinin içine bakarak hakikatleri her platformda haykıran lider Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ne siyonistler nede onların aparatları Türkiye’yi hak bildiği doğru yoldan ayıramayacaktır.