Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan Terörsüz Türkiye ve Özgür Suriye mesajı!
MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM heyeti ile Meclis’te görüştü (AA)
DEM heyeti, 2 Ocak Perşembe günü önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ardından da MHP lideri Devlet Bahçeli ile Meclis’te görüşme gerçekleştirirken, pazartesi günü de AK Parti heyeti ile bir araya gelecek.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, A Haber Haber Koordinatörü Metin Algül’ün de aralarında bulunduğu gazetecilerle bir araya geldi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, A Haber Haber Koordinatörü Metin Algül’ün de aralarında bulunduğu gazetecilere 2004 yılını değerlendirirken, Terörsüz Türkiye vizyonu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
TERÖRÜN MALİYETİ
Yılmaz, terörün bölgeye büyük zarar verdiğini vurgularken “Öncelikle terörün maliyetiyle ilgili bir analiz yapayım. Terörün bir insani maliyeti var tabii hiçbir can kaybının maliyeti ölçülemez. Ölçüye gelmeyecek bu yanını bir tarafta tutarak söylüyorum. Söyleyeceklerim onun dışındaki maliyetler ekonomik maliyetler. Ekonomik maliyetleri ikiye ayırmak gerekiyor. Birincisi, terörün doğrudan maliyetleri. Diyelim ki, bir şantiyeye saldırdılar veya bir binaya zarar verdiler, bir yolu tahrip ettiler fiziki olarak o doğrudan bir maliyet oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
Terörsüz Türkiye sürecinde Doğu ve Güneydoğu’nun Türkiye ortalamalarının üzerinde bir büyüme kaydedeceğini belirten Yılmaz “İkincisi ise ekonomik tabirle alternatif maliyet, yani terör var diye yapılamayan işlerin maliyeti. Bu ikinci maliyet birincisinden çok daha yüksek. Terör var diye yaylalara gitmeyip işte hayvancılık yapamamak. Terör var diye turizmin gelişmemesi. Terör var diye yatırımcının gidip yatırım yapmaması. Terör var diye insanların çıkıp işte birtakım faaliyetler yürütmemesi. Dolayısıyla, bütün bunlar terörün dolaylı alternatif maliyeti, esas büyük ekonomik maliyet de burada. Bunu da bütün Türkiye yaşadı belki, ama en fazla bence Doğu-Güneydoğu insanı yaşadı bu alternatif maliyeti. Bırakın orada yatırım yapmayı Doğu-Güneydoğulu birçok iş adamımız oradan başka bölgelere gidip yatırım yaptılar. Halbuki bir bölge için en güzel şey nedir? Kendi sermayesini tutmak, kendi bölgesinde yatırım yaptırmak, mümkünse başka bölgelerden insanların da gelip yatırım yapmasını sağlamak o bölgeyi kalkındırır. Maalesef Doğu, Güneydoğu’da sermaye kaçışı oldu, nitelikli insan gücü kaçışı oldu. Dolayısıyla, bütün bunlar terörün maliyetleri, terörün bertaraf edilmesinin faydaları da tam tersine işte en büyük faydası bu dolaylı faydalar. Şimdi büyük bir başarı var terörle mücadelenin sonucunda Doğu-Güneydoğu’da hakikaten çok güzel bir huzur ortamı var. Ben de Bingöllü bir kardeşiniz olarak söylüyorum, çok çok huzurlu bir ortam oluşmuş durumda. Terörün azalmasının da faydalarını en fazla Doğu Güneydoğu görüyor, görmeye devam edecek. Zararlarını nasıl en fazla o bölge gördüyse, terörün tasfiyesi ile faydayı da tüm Türkiye görüyor elbette, ama en fazla Doğu’da, Güneydoğu’da yaşayan insanımız görüyor. Altını sürekli çizdiğim bir konu, terörün zararları daha kısa vadede gerçekleşiyor, çünkü yıkmak kolay, bunu bertaraf edip fayda sağlamak ise biraz daha zaman alıyor, çünkü kolay değil. Bir anda bir terör saldırısı bir turizmi bitirebiliyor mesela, ama onun toparlanması belli bir zaman alıyor, yeniden bir farklı algı oluşması. Şimdi Doğu, Güneydoğu bu süreç içinde ve ben inanıyorum ki, Türkiye ortalamalarının üzerinde bir büyüme kaydedecek. Doğu, Güneydoğu’da Gabar petrolünü görüyoruz. Terörsüz Doğu, Güneydoğu’da, Mardin’de, Diyarbakır’da boş odası kalmayan oteller ciddi bir canlanan turizm görüyoruz, yine Doğu’da hayvancılık görüyoruz. Bingöl’de devasa bir SÜTAŞ yatırımı görüyoruz. Günde bin ton süt işleyen tesislerin kurulduğunu görüyoruz. Bütün bunlar aslında orada yeniden ekonominin canlandığını gösteriyor. Dolayısıyla, biz teröre karşı aslında büyük bir başarı elde etmiş durumdayız. FETÖ’ye karşı, DEAŞ’a karşı ve PKK’ya karşı.” dedi.