Depremin psikolojik etkileri: ‘Stres ve kaygı bozukluklarını 25 yıldır atlatamayan insanlar var’
‘YARIM KALAN TEDAVİLER, EN KÖTÜ TEDAVİLERDİR’/ Deniz, travmaların gerekli tedaviler alınmadığı sürece uzun yıllar devam edebileceğini belirterek, “Şimdi yaşanılan travmatik olaylarda, ağır süreçlerde işte 17 Ağustos 1999 depremini, 6 Şubat depremini düşünebiliriz, bu süreçlerden sonra gerekli tedaviler olmadığında travma sonrası bozukluklardan bahsettik. Aynı şekilde yoğun kaygı bozuklukları da olabiliyor. 25 yıldır bu durumu atlatamayan, süreçleri çeyrek asırda atlatamayan insanlarla ilgili bazı haberler görüyoruz. Evet, bunlar olur; çünkü gerekli tedaviler olmadığı sürece kişiler bu konuların üzerine gidemediğinde, gerekli yüzleşmelerle karşılaşamadığında, gerekli destekleri doğru bir şekilde alamadıklarında hayat işlevleri belirli bir şekilde bozulabilir ve devam da edebilir. Çünkü yarım kalan tedaviler, en kötü tedavilerdir. Dolayısıyla bu durumu fazla uzatmadan ve kişileri didaktik öğretici olmadan gerekli sağlık kurumlarına gidebilirler. ‘İşte 10 yıl geçti daha ne olacak, deprem mi olur’ gibi düşünmeyelim. Çünkü o kişiler hala bunların etkilerini yaşayabiliyorlar. Hatta bazen oluyor bazı danışanlarımızı görüyoruz; klostrofobi hala yaşıyorlar. Asansöre binemeyen insanlar tanıyoruz. Depremden sonra mesela köprünün üzerinden geçemeyen, bununla ilgili bana gelen hastalarımız oldu. Hatta daha fazla da ebeveynlerde görüyoruz; kolay çıkabilmek için birinci kattan daha çok ev tutuyorlar. Çabuk kaçabilmeyi çocuklarına anlatıyorlar. Tabii ki bu ne demek? Aslında korku ve kaygılarımızla baş edemeden bir yansıtmaya da başlıyoruz. Tabii ki de bunlar, bizim hayatlarımızda korkuları da oluşturuyor. Bu da bizim işlevimizi kötü şekilde etkiliyor” diye konuştu.Günün çok okunan haberleri