Dışişleri Bakanı Fidan’dan AB’ye net mesaj: Alternatif strateji tercih değil zorunluluk

0

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bazı üçüncü ülkelerin 1915 olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları ısıtarak tekrar gündeme getirmesi, normalleşme sürecini baltalayacaktır. Bu ülkeler, Ermenistan’a iyilik yapmıyorlar” açıklamasında bulundu.

Fidan, Bakanlığının TBMM Bütçe Genel Kurul görüşmelerinde şunları söyledi:STRATEJİK SAĞDUYU EKSİKLİĞİ

AB ile bütünleşme sürecimizi ilerletme konusunda kararlıyız. Ancak, bunun için Birliğin de gerekli iradeyi sergilemesi gerekmektedir. AB’nin, bazı üyelerinin dar çıkar hesaplarından kaynaklanan stratejik vizyon ve sağduyu eksikliğinden kurtulması elzemdir. AB, diğer aday ülkeler için attığı teşvik edici adımları Türkiye için atmamaktadır.

TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK

Birlik, ülkemizin üyelik sürecini canlandıracak somut adımlar atarsa, bunun her iki taraf için de yeni fırsatlar doğuracağına inanıyorum. Ancak, AB’nin Türkiye’yi ortak değil rakip olarak görmesi ve bazı NATO müttefiklerimizin güvenlik hassasiyetlerimizi dikkate almaması, ülkemizi daha fazla kabiliyet ve alternatif stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Bu, bizim için bir tercih değil; devletimizin ve milletimizin bekası için zorunluluk haline gelmiştir.

ASILSIZ İDDİALAR SÜRECİ BALTALAR

Kardeş Azerbaycan’la müttefiklik seviyesine yükselttiğimiz ilişkilerimizi, her alanda geliştirmekteyiz. İşgalden kurtarılan toprakların yeniden imarına ve ihyasına destek vermekteyiz. Ermenistan’la başlattığımız normalleşme sürecini, Azerbaycan’la yakın eşgüdüm içerisinde, bölgesel gelişmeleri de dikkate alarak yürütmeye devam edeceğiz. Bazı üçüncü ülkelerin 1915 olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları ısıtarak tekrar gündeme getirmesi, normalleşme sürecini baltalayacaktır. Bu ülkeler, Ermenistan’a iyilik yapmıyorlar.

EGEMEN EŞİTLİK YOKSA MÜZAKERE MÜMKÜN DEĞİL

Milli davamız Kıbrıs meselesinin Ada’daki gerçekler temelinde, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması, nihai amacımızdır. İki tarafın da egemenlik statüleri eşitlenmediği sürece, taraflar arası bir müzakerenin gerçekleştirilmesi mümkün değildir.SOYDAŞLARIMIZIN HAKLARINI SAVUNUYORUZ

Yunanistan’la ilişkilerimizi olumlu gündem temelinde, samimi ve yapıcı bir diyalogla ilerletmeyi arzu ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın son ziyareti de bu anlayışımızın somut tezahürü olmuştur. Batı Trakya ve Onikiadalar’da mukim soydaşlarımızın haklarını her fırsatta savunmaya da devam ediyoruz.FİLİSTİN’DE ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDEKİ ENGEL ABD

Gazze’de işlenen savaş suçları, vicdan sahibi herkesin yüreğini dağlamaktadır. Biz öteden beri, Filistin halkının sesi olmayı şiar edindik. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm imkanlarımızı seferber ederek bu vahşetin durdurulması için çalışmaktayız. İsrail-Filistin ihtilafı ve Gazze’deki zulüm, tüm bölgeyi ve küresel dengeleri derinden etkilemektedir. Gazze’de yüzde 70’i çocuk ve kadınlardan oluşan 20 binden fazla masum sivil kasten öldürülmüştür. Hastaneler, okullar, mabetler ve altyapı yerle bir edilmektedir.2.5 milyon insana, durmadan bomba altında. Bazı Batılı ülkelerin, İsrail’in katliam yapmasını ve savaş suçu işlemesini alenen desteklemeleri, aynı derecede vahimdir. Esasen Filistin meselesinin çözüme kavuşturulmasının önündeki en büyük engel, Amerika Birleşik Devletleri’nin halihazırda İsrail’e verdiği kayıtsız şartsız destektir. Maalesef, Amerika’nın ve bazı Batılı ülkelerin siyasi sistemleri, İsrail’in hukuk dışı tasarruflarının tümüne, kör ve sağır kalma esasına göre dizayn edilmiş durumdadır. Batı’nın bu yaklaşımı, ahlaki pusulanın sapmasına yol açmış; uluslararası sistemi ayakta tutan hukuki ilkeleri ve değerleri zedelemiştir.

DOĞRUYA DOĞRU YANLIŞA YANLIŞ

Türkiye’nin ahlaki değerlere bağlı, rasyonel ve etkili dış politika izlemesi, her zamankinden daha kıymetli hale gelmiştir. Gazze’deki zulüm karşısında, sesimizi yükseltmemizin nedeni de budur. Her ne pahasına olursa olsun, doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten asla çekinmeyeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin daima yanlarında olduk, önümüzdeki süreçte de yanlarında olmaya devam edeceğiz.KINAMANIN ÖTESİNE GEÇTİK

Bölgesel ve küresel mekanizmaları harekete geçirdik. Temas Grubu, İslam ülkelerinin ortak tavır sergileyerek birlikte diplomatik girişim yapmalarına imkân sağlamıştır. Kınamanın ötesine geçilmiş, Filistin meselesinde toplumlarımızın hissiyatı ve beklentisi doğrudan muhataplara aktarılmış, Batı dahil önde gelen aktörler üzerinde baskı oluşturulmuş, uluslararası toplum tavır almaya zorlanmıştır. Nitekim, 12 Aralık’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkiye dahil 104 ülkenin eş-sunucu olduğu, acil insani ateşkese ilişkin karar tasarısı, 153 oyla kabul edilmiştir. 26 Ekim’deki oylamaya kıyasla, daha önce çekimser kalan 27 ülkenin tavrının Filistin lehine değişmesi, diplomatik temaslarımızın etkili olduğunun bir göstergesidir.İŞGAL SON BULMADAN SORUN ÇÖZÜLEMEZ

Türkiye, Filistin konusunda çözüm odaklı girişimlerini iki ana kulvarda yürütmektedir. Birinci kulvarda; ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaşması ve Filistinlilerin Gazze’den sürülmesinin engellenmesi için çaba sarfetmekteyiz. Aynı zamanda, bu vahşetin bölgede toplumsal bir patlamaya yol açma riskini de gündeme taşımaktayız. İkinci kulvarda ise; kalıcı barış ve güvenliğin ancak iki devletli çözümle tesis edilebileceğini vurgulamaktayız. Sorunun, sadece İsrail’in güvenliğini temel alan ve Gazze odaklı tedbirlerle çözülemeyeceğine dikkati çekmekteyiz. İsrail işgali son bulmadan sorun çözülemez. Egemen ve bağımsız Filistin devleti, bir an önce kurulmalıdır. Bölge ülkelerinin de sorunu sahiplenmesi ve çözümün ortağı olması, artık stratejik zaruret haline gelmiştir. Türkiye olarak gündeme taşıdığımız garantörlük mekanizması tam da bunu hedeflemektedir.

BİN 149 KİŞİYİ GAZZE’DEN TAHLİYE ETTİK

Bugüne kadar toplam 1.149 kişinin Gazze’den tahliyesini gerçekleştirdik. Geride kalan vatandaşlarımızın ve aile bireylerinin tahliye işlemlerini sürdürüyor, güvenli şekilde ve en kısa zamanda sonuçlandırmayı hedefliyoruz.KARADENİZ TAHIL GİRİŞİMİ

Küresel gıda güvenliğinin sağlanmasında ve Karadeniz’de istikrarın muhafazasında kilit rol oynayan ve 33 milyon ton tahılı dünya piyasalarına ulaştıran Karadeniz Girişimi’nin yeniden canlandırılması yönünde gayretlerimiz yoğun şekilde devam ediyor. Savaşın ortaya çıkarttığı olumsuz konjonktüre rağmen, Rusya ve Ukrayna’yla ikili işbirliğimizi milli çıkarlarımız ve uluslararası yükümlülüklerimiz temelinde yürütüyoruz. Kırım Tatar Türklerinin haklarının gözetilmesi ve garanti altına alınması, her daim önceliğimizdir. Tarafları ülkemizde bir araya getirmek için uygun koşulları aramaya devam edeceğiz.

SURİYELİLERİN GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞÜNÜ SAĞLAMAYA ÖNEM VERİYORUZ

Suriye’ye yönelik politikamızın ana unsurları bellidir: Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine bağlılığımız tamdır. PKK/YPG başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelemiz sürecektir. Suriye’den ülkemize göç akışını önlemeye ve ülkemizdeki Suriyelilerin gönüllü geri dönüşünü sağlamaya önem veriyoruz. Suriye’de iç barışın sağlanmasını teminen siyasi süreçleri destekliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda hem sahada, hem masada çabalarımızı sürdürmekteyiz. Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti teşkil edilmesini engellemeye yönelik mücadelemizi yürütmekteyiz.STRATEJİK HATA

DEAŞ’la mücadele kisvesi altında PKK/YPG/SDG terör örgütünü desteklemenin stratejik bir hata olduğunu başta ABD olmak üzere tüm muhataplarımıza vurgulamaya devam edeceğiz. PKK terör örgütü ve uzantılarına yönelik mücadelemizi Irak’ta da hız kesmeden sürdürüyor, gerekli gördüğümüz güvenlik önlemlerini uygulamakta tereddüt etmiyoruz.TÜM KESİMLERLE DİYALOG

Libya’da ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak ve ülkenin tekrar çatışmalara sürüklenmesini önlemek, temel önceliğimizdir. Libya’nın Doğu, Batı ve Güneyindeki tüm kesimlerle diyaloğumuzu geliştirmeyi sürdüreceğiz. Bingazi Başkonsolosluğumuzu yakın zamanda yeniden faaliyete geçireceğiz.NATO’DA ÇELİŞKİ

İsveç’in NATO’ya Katılım Protokolü ile ilgili süreçte nihai kararı, Yüce Meclisimiz verecektir. Bazı NATO ülkelerinin son yıllarda uyguladığı politikalara baktığımızda, Suriye’de PKK/YPG’ye verilen destek ve Türkiye’ye savunma sanayinde uygulanan yaptırımlar, bir çelişki oluşturmaktadır. Bu çelişkiyi, her platformda dile getirmekle kalmayıp, bunun jeo-stratejik risklerini ve NATO ülkelerinin güvenliğini zedelediğini de izah etmekteyiz.KAPSAMLI ENTEGRASYON MODELİ

İran Cumhurbaşkanı Reisi, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 8. Toplantısı vesilesiyle yakın zamanda ülkemizi ziyaret edecektir. Cumhurbaşkanımızın çabalarıyla kurumsallaşan Türk Devletleri Teşkilatı’nın küresel etkisi artmaktadır. Bu Teşkilatın, güvenlikten ekonomiye her alanda kapsamlı bir entegrasyon modeline dönüşmesini hedefliyoruz.KRİTİK COĞRAFYALARDA TESİRLİ AKTÖR

7 Ekim sonrası Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler, hem bölgemizi hem de küresel sistemi derinden sarsmıştır. Gazze ve Ukrayna’daki savaşlara ilaveten; Suriye, Irak, Libya, Kafkaslar ve Balkanlar’daki gerginlikler, ülkemizin jeo-politik ve jeo-stratejik fay hatlarının merkezinde yer aldığını bir kez daha göstermektedir. Afrika Kıtası’ndaki darbeler, siyasi krizler, terör ve iç çatışmalar, bahsettiğim tabloyu daha da karmaşık hale getirmektedir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüttüğümüz Türkiye eksenli bağımsız dış politika; ülkemizi uluslararası gündemi belirleyen, kritik coğrafyalarda tesir yaratan bir aktöre dönüştürmüştür.

Leave A Reply

Your email address will not be published.

Siteden backlink almak için : https://join.skype.com/invite/KPVoMIIOqxat
montenegro buy car montenegro sale car montenegro rent apartment montenegro sale apartment lines kiralık sunucu dedicated sunucu fiziksel sunucu kamu personel alımı smm panel best smm panel cheapest smm panel whey protein whey protein tozu protein tozu antalya havalimanı transfer gaziantep mobilya ustası mobilya ustası marangoz fiyatı teknoloji haberleri lines countertop jetfilmizle jetfilm bizial instagram takipçi satın al takipçi satın al ucuz takipçi satın al düşmeyen takipçi satın al gerçek takipçi satın al water extraction stresser smm panel sms onay fake numara köpek kıyafetleri