Sosyal

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan Gazze mesajı: Türkiye sorumluluk almaya hazır

BÖLGESEL SAHİPLENME VE LİBYA

Bölgesel sahiplenmeyi temel alan böyle mekanizmayla, nihai anlaşmanın parçası olarak bölgedeki büyük ülkelerin ve uluslararası aktörlerin, tarafların yükümlülüklerini izleme, doğrulama ve gerektiğinde uygulama sorumluluğunu üstlenmesinin önemine işaret eden Fidan, bu doğrultudaki önerilerinin bölgesel ve uluslararası muhatapları tarafından olumlu karşılandığını, Türkiye’nin bu konuda bu sorumluluğu almaya hazır olacağını söyledi.

Hakan Fidan, Türkiye’nin bölgesel sahiplenmeye bakış açısının bu 3 büyük uluslararası çatışmayla sınırlı olmadığını ifade ederek Türkiye’nin Suriye krizinde sahadaki sükunetin sağlanmasını ve Astana platformunun garantör ülkeleri arasında yer aldığını hatırlattı.

Bakan Fidan, “Türkiye, Libya’da istikrar, toprak bütünlüğü ve birliğe dayalı sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşmak için en üst düzeyde temaslar yoluyla bölgesel sahiplenmeyi geliştirmeyi hedefliyor. Özgür, adil ve güvenilir seçimlere yönelik sürecin rızaya dayalı temelde ilerletilmesi bu anlamda stratejik bir zorunluluktur.” dedi.

Balkanlar’ın küresel gelişmelerin daha da şiddetlendirdiği değişken bölgesel dinamiklerin yaşandığı bir dönemden geçtiğini kaydeden Fidan, Türkiye’nin Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci gibi bölgesel girişimlere öncülük ettiğini ve üçlü mekanizmaların daha da önem kazandığını dile getirdi.

“TÜRKİYE’Yİ VE BÖLGEMİZİ DIŞLAYAN HER TÜRLÜ BAĞLANTI PLANI BAŞARISIZLIĞA MAHKUM”

Hakan Fidan, Asya’nın yeniden jeopolitik merkez olma yolunda ilerlerken “tarihi anavatanla bağları kurumsallaştırdıklarını” belirterek Türk Devletleri Teşkilatının bugün tam teşekküllü uluslararası bir kuruluş olarak ayakta olduğunu, çeşitli alanlarda entegrasyon ve işbirliğini sürekli olarak genişlettiğini söyledi.

Türkiye’nin bölgesel mülkiyet politikalarının enerji ve bağlantı projelerini de kapsadığını kaydeden Fidan; TANAP, TAP, Trans Hazar, Doğu Batı Orta Koridoru ve Irak Kalkınma Yolu Projesi gibi girişimleri desteklediklerini anımsattı.

Bakan Fidan, “Son uluslararası gelişmeler, Türkiye’yi ve bölgemizi dışlayan her türlü bağlantı planının başarısızlığa mahkum olduğunu bir kez daha tescilledi.” dedi.

Fidan, küresel hegemonik güçlerin dayattığı önceliklerden ziyade bölgenin stratejik önceliklerini takip ettiklerini vurguladı.

Bakanın konuşmasının ardından soru cevap bölümüne geçildi.

Bakan Fidan, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Üçlü Dışişleri Bakanları 9. Toplantısı’na katılmak için geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, “Parçalanmış Dünyayı Onarmak (Fixing the Fractured World)” temasıyla düzenlenen 11. Global Bakü Forumu’nda katılımcılara hitap etmesinin ardından soruları yanıtladı.

Fidan, Azerbaycan’ı “Kafkasya’da yükselen bir yıldız” olarak nitelendirerek, bu ülkeyi büyüme hızı ve bölgeye getirdiği ekonomik istikrar açısından gururla izlediklerini ifade etti.

Azerbaycan’ın son yıllarda Kafkasya’da çok önemli bir rol oynamaya başladığını dile getiren Fidan, bölgesel diplomasi ve bölgesel projeler için bir merkez haline geldiğini söyledi.

Fidan, Türkiye’nin Azerbaycan ile ekonomi, demir yolu, enerji projeleri gibi pek çok konuda birlikte çalıştığını belirtti.

Geçen sene Azerbaycan’ın Şuşa kentinde düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) toplantısına katıldığını hatırlatan Fidan, bu yıl Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’nın (COP29) Azerbaycan’da düzenleneceğini anımsattı.

Bakan Fidan, Azerbaycan’ın birçok uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapmasına dikkati çekti.

Fidan, Azerbaycan’ın Avrupa’nın enerji güvenliğinde de önemli bir role sahip olduğunu vurgulayarak Avrupa’nın bu konuda Azerbaycan ile yakınlaşma ve daha iyi ilişkiler kurma arayışında olduğunu kaydetti.

“GÜVENLİK KAYGILARIMIZ İHMAL EDİLİRSE BU BİRAZ SORUN YARATIR”

Avrupa güvenlik mimarisinin artık AB biçimine dahil olduğunu dile getiren Fidan, AB ve NATO’nun giderek örtüşen bir gündeme sahip olduğunu anlattı.

Bakan Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu Türkiye için ne anlama geliyor? Türkiye bir süredir Avrupa Birliği üyeliğinin dışında bırakılıyor. Avrupa Birliği’ne üye olmamız için de ufukta bir ışık görünmüyor ancak biz NATO üyesiyiz. Avrupa Birliği üyelerinin hemen hemen hepsi NATO üyesi. Yani Avrupa Birliği NATO içinde baskın bir rol oynamaya başladı, bu anlaşılabilir bir durum ancak Türkiye, Norveç ve Kanada gibi ülkeler, biliyorsunuz, biz Avrupa Birliği üyesi değiliz ama NATO üyesiyiz ve kendi meşru güvenlik kaygılarımız var. Eğer Avrupa Birliği’nin öncelikleri NATO’nun gündemine çok fazla hakim olursa ve güvenlik kaygılarımız ihmal edilirse bu biraz sorun yaratır.”

Fidan, bu konulara Avrupa ve Kuzey Amerika’daki müttefiklerinin dikkatini çektiklerini dile getirerek NATO ve Avrupa güvenlik mimarisindeki en önemli sorunlardan birinin AB’nin güvenlik çıkarlarının NATO ile nasıl birleştirileceği konusu olduğunu düşündüğünü söyledi.

Şimdi ise bu iki unsurun neredeyse eşdeğer hale geldiği izleniminin mevcut olduğunu belirten Fidan, “Bu konuda tartışma bile yok ancak gerçekte NATO’nun farklı bir yorum ve kontrol mekanizması var ve buna büyük ölçüde Amerikan Silahlı Kuvvetleri katkıda bulunuyor ve liderlik ediyor.” diye konuştu.

Fidan, Türkiye olarak bu gelişmeleri yakından takip ettiklerini, bakanlar düzeyindeki toplantılarda, liderler zirvesinde ve teknik düzeydeki toplantılarda bu konuları gündeme getirdiklerini ve endişeleri dile getirdiklerini belirtti.

Tüm argümanları ve tartışmaları daha geniş bir politika oluşturma çerçevesine dahil etmek için iyi bir ortam olduğunu kaydeden Fidan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve diğer bazı kilit NATO ortaklarıyla iyi bir diyalog içerisinde olduklarını ifade etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir