Diziden nasıl Türkçe öğrenilir? – HÜLYA GÜLER
Artık hepimiz biliyoruz, dünyada bir Türk dizisi olayı var. Dizilerimize gösterilen yoğun ilgi, hizmet ihracatı rakamlarına da yansıyor. İzleyici sayısında 1 milyarı bulan sektör şimdi ihracat rakamlarında da 1 milyar dolara koşuyor. Dolayısıyla nereye giderseniz gidin bir Türk dizisi izleyicisiyle karşılaşmak mümkün. Türk olduğunuzu söylediğiniz anda yüzlerde bir gülümseme beliriyor ya da Türkçe konuştuğunuzu duyduklarında ‘Türk müsünüz’, sorusuyla başlıyor sohbet. FLO Grubu’nun Kazablanka’da kurduğu ayakkabı fabrikasının açılışı için gittiğim Fas’ta işler, Türk dizisi izlemenin bir adım ötesine geçmiş. Faslı’lar Türk dizisi izleye izleye Türkçe öğrenmişler. Şaka değil, kimileri bayağı iyi konuşuyor Türkçe’yi. Soruyorsunuz ‘nasıl öğrendin’ diye, başlıyor dizi isimlerini saymaya. Söyledikleri dizi adını anlamayınca bu kez oyuncuları, dizilerdeki karakterlerin isimlerini sayıyorlar. Sonunda muhakkak anlaşıyorsunuz. Sonuç Türkiye’ye, Türklere müthiş bir ilgi ve sevgi var. Daha havaalanında hissediyorsunuz bunu. Konuştuklarımın hepsi Türkiye’ye ya gelmiş ya da gelmek istiyor. İstanbul’u, İzmir’i merak ettiğini, Bodrum’a gitmek istediğini söylüyor. Tabi bu pek alışık olmadığımız bir durum olduğu için önce bir şaşırıyorsunuz, sonra o kadar çok kişiden aynı tepkiyi alıyorsunuz ki; şaşkınlığınız yerini hafif bir gurura da bırakmıyor değil hani. Sonra da düşünmeye başlıyorsunuz ‘insan dizi izleyerek nasıl Türkçe öğrenir’ diye. Ama işte vaka bu; Fas’ta karşılaştığım pek çok kişi Türk dizilerini izleyerek Türkçe öğrenmiş. Bununla da kalmamış şehirlerimize, tarihimize, kültürümüze ilişkin pek çok bilgi biriktirmiş. Buraya kadar anlattıklarım aslında son yılların sık rastlanan bir öyküsü. Ama benim değinmek istediğim başka bir konu var. O nedenle önce bize gösterilen teveccühe dikkat çekmek istedim. FLO’nun Kazablanka’daki fabrikasını Grubun CEO’su Yenal Gökyıldırım ve Türkiye Fas Büyükelçisi Mustafa İlker Kılıç ile birlikte gezdik. Sonrasında yaptığımız sohbette ise Büyükelçi Kılıç Türkiye-Fas arasında gelişen ekonomik ve ticari ilişkileri anlattı. Sonunda da söz elbette dönüp dolaşıp Türklere gösterilen sevgiye ve Türk dizilerinin bundaki katkısına geldi. Büyükelçi’nin verdiği birkaç rakam var ki bunlar iki ülke arasındaki ilişkilerin önümüzdeki dönemde daha da artacağına işaret olabilir. Örneğin Türkiye’de 5 bin Fas’lı üniversite öğrencisi olduğunu söyledi Büyükelçi Kılıç. 38 milyon nüfuslu Fas için muazzam bir rakam. Türkiye’de eğitim gören bu öğrencilerin gelecekte iki ülke arasında köprü olacakları şüphesiz. Türk ürünlerine yönelik ‘kaliteli ve uygun fiyatlı’ algısının önemine vurgu yaptı Büyükelçi ve bu sebeple Türk markalarına, Türkiye’ye çok rağbet gösterdiklerini söyledi. Türkiye- Fas ticaret hacmi 4.4 milyar dolar. Bunun 3.1 milyar doları Türkiye’nin Fas’a yaptığı ihracat. Turizmde de Türkiye lehine bir durum var. Geçen yıl Türkiye’den 40-50 bin civarında turist Fas’a giderken Fas’tan Türkiye’ye 260 bin turist geldi. Tam bu noktada özellikle Türk dizilerinin de etkisiyle turizmde görülen yükselişin bazı münferit olaylar nedeniyle performansının düşebileceğine işaret etti Büyükelçi Kılıç, “Faslı’lar kendilerine yönelik olumsuz tavır Türklerden geldiğinde özellikle daha çok üzüldüklerini söylüyorlar” ifadesini kullandı. İşte meselenin en önemli kısmı bu. İnsan kimden incinir en çok sevdiğinden, değil mi?
Biz her turiste elbette iyi davranmalı, yardımcı olmalıyız ama özellikle bizi sevenlere.
Sanırım ‘Bir memnun turist bin turist demektir’ kamu spotunu yeniden hatırlamak/hatırlatmak gerek.