Donald Trump ön görülemez bir başkan! Karşısında 8 yıl önceki Türkiye yok bu yüzden uzlaşmak zorunda…
“ABD HALKI ABD’NİN GİDİŞATINDAN MEMNUN DEĞİLDİ”
“Donald Trump’ın seçilmesi çok da şaşırtıcı değil. Oy ve delege farkına dikkat edecek olursak, insanların var olan gidişattan pek memnun değildi ve bu yüzden, ülke içerisindeki demokratların bir kısmının Trump’a oy verdiğini düşünebiliriz. Trump’ın bir önceki başkanlık seçimlerinden bu yana 8 yıl gibi uzun bir süre geçti. 8 yılda konjonktür değiştiği gibi liderlerin yaklaşımları da dış politikada değişti. Joe Bıden dönemi içerisindeki temel sorun daha çok dış politika odaklı olup, çatışma ve savaş üzerinden ilerleyen, güvenliğin, dış politikada had safhaya çıkarıldığı fakat iç politikada kendi insanının daha geri planda bırakıldığı bir süreçti.”
“TRUMP ÖN GÖRÜLEMEZ BİR BAŞKAN””Ekonomik sorunlara baktığımızda Covid-19 sonrasında pek çok ülkede pandeminin yarattığı iktisadi sorunlar Amerika Birleşik Devletleri’nde de söz konusuydu. Bu durum orta sınıfı da etkiledi. Orta sınıf seçmen de oy verirken, bunu ortaya koyarak oy vermiş oldu. Bir diğer konu da sınır güvenliği konusudur. Bu artık öyle bir noktaya geldi ki, sınırlar fazlasıyla geçişken bir hal aldı. Öyle ki, karteller bunu bir iş alanı haline getirmiş durumdaydı. Durumun böyle olması ABD halkı burada iktisadi ve fiziki anlamda güvenliğini sağlamak için başka bir aday ihtiyacına yöneldi. Bu kişi de Donald Trump oldu. Kendisine karşı ön yargılar söz konusu çünkü 45. Başkanlık dönemi içerisinde özellikle söylemleri ve yaptıklarıyla ön görülemeyen bir başkandı. Şu an için de bunu söylemek mümkün. Çünkü rasyonel politikaları olmayan siyasi bir figür değil fakat bir tüccar figürü olarak ne yapacak? Tıpkı ticaret alanında olduğu gibi hızlı karar alabilir. Bu kararları artı ya da eksileriyle muhakkak değerlendirilecektir. Bıden dönemindeki yaratılan o kaosu çözümlemeye yönelik adım atmasını büyük ihtimalle tüm seçmenler ve hatta küresel sistemdeki bütün aktörler bekliyorlar.”
“HARRİS ÖTEKİLEŞTİRDİ, TRUMP UZLAŞMAYI SEÇTİ”
“Donald Trump, Kamala Harris’ten farklı bir politika takip etmeyecek. Çünkü her ikisi de İsrail’i en çok kim destekliyor savaşındaydı. Kampanya sürecinde de bunu gördük. Michigan’da kampanya konuşması esnasında Donald Trump, dini isimleri de öne çıkardı. Müslüman dünyası için, Arap dünyası için bu önemli bir adımdı. Amerika’da bulunan Araplar açısından da çok önemliydi ama Kamala Harris’te biz bunu görmedik. Ötekileştirme noktasında Harris’in biraz daha bunu net bir şekilde ortaya koyduğunu söylemek mümkün. Trump ise burada daha uzlaşma ve bütünlük sağlamaya yönelik bir girişimde bulundu. Michigan’da da seçmenler açısından özellikle elini güçlendiren bir durumdu.”
“İSRAİL’İ BÖLGESEL ATEŞKESE YÖNELTEBİLİR””Maalesef işgalci İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının Donald Trump’ın başkan seçilmesinden sonra biteceğini düşünmüyorum ne yazık ki. Çünkü buradaki süreci en fazla destekleyenler, bir önceki başkanlık döneminde Trump olmuştu. İbrahim Anlaşmaları bu dönemde karşımıza çıktı. Golan Tepeleri’ndeki işgali destekleyen ve başkenti Kudüs yapan bir Trump’tan bahsediyoruz. Oğlunun bölgedeki ilişkileri de net bir şekilde ortada. Belki ateşkes sağlanması bağlamında bir iyi niyet gösterilebilir ya da umuyoruz diyebiliriz. Çünkü Trump’ın zafer konuşmasında da dediği gibi savaş odaklı ilerlemeyecektir. ABD’nin çok fazla desteği mali ve manevi olarak karşımıza çıkıyor ve Trump buradaki maddi açığı kapatmaya yönelik adımlar atabilir. Burada İsrail’i yalnız bırakmaktan ziyade belki İsrail’i bölgesel bir ateşkese yöneltme noktasında adım atabilir. Bunda da Netenyahu ile anlaşacağı konu maalesef ki İsrail’in işgal ettiği bölgeler üzerine olabilir. Yani Nitani Nehri’ne kadar Lübnan, Batı Şeria, Gazze bölgelerinde İsrail lehine anlaşmalar görebiliriz. ”
“TRUMP AYNI SÖYLEMLERİNE DEVAM EDERSE İRAN İLE İSRAİL SAVAŞI SÖZ KONUSU”
“İran ile ilişkiler de önemli çünkü Amerika’nın hegemonyası karşısında çok kutuplu bir yapı bizim karşımıza çıkıyor. BRICS’te bunu gördük. Rusya, Hindistan ve Çin’in ağırlıklı olarak oluşturduğu bu yeni merkez içerisinde İran’ın da yer aldığını görüyoruz. Dolayısıyla İran da kendisini Amerikan karşıtı konumlandırmakla birlikte çok kutuplu yaklaşım içerisinde yerini göstermeye, adını duyurmaya çalışan bir aktör olarak okunmalı her ne kadar İsrail’e misillemeler devam ediyor olsa da. Bu noktada Trump’ın İran karşıtı söylemlerini hatırlamakta fayda var. İsrail’in misillemelerini gerçekleştirirken, İsrail’in nükleer tesisleri vurmasını da söylemişti. Bu politika Ortadoğu’da aynı şekilde, aynı sertlikte devam ederse İran – İsrail savaşından da konuşabiliriz.”
“TÜRKİYE’NİN OLMADIĞI BİR PLATFORM DÜŞÜNÜLEMEZ”
“Donald Trump’ın bir önceki başkanlık döneminde Türkiye ile karşı karşıya geldiği zamanlardı. Burada sadece dış politika bağlamında değil, iç politikaya da etki edecek bir süreç bizim karşımıza çıkmıştı. Yeni dönem içerisinde Trump’ın Türkiye ile ilişkilerini en çok belirleyecek olan 8 yılda değişen konjonktür ve Türkiye’nin dış politikadaki gücü olacak. Türkiye artık 8 yıl önceki gibi değil. Dolayısıyla 8 yıl önce Trump’ın bıraktığı bir Türkiye yok. Bunun görülmesi gerekiyor. Bölgesel anlamda da, küresel anlamda da, politikaları bu şekilde ele alması gerekiyor. Bölgesel sorunların çözülmesinde Türkiye’nin olmadığı bir platform düşünemeyiz. Ne Ukrayna-Rusya savaşında, ne de Ortadoğu coğrafyasında İsrail, İran olabilir, İsrail’in bölgedeki soykırıma varan yaptığı eylemler olur. Yani her biri için Türkiye’nin burada önemli bir rolü var Amerika’nın bunu görmesi gerekiyor. Amerika’nın bölgesel anlamda çatışmadan ziyade, Türkiye ile iş birliği yaparak daha ılımlı bir platform sunması gerekiyor.” İfadelerini kullandı.