En Sevdiğim Aktör: Genco Erkal

0

            Bugüne kadar bana Türkiye’de en çok beğendiğin aktör kim diye sorduklarında yanıtım hep aynıydı: Genco Erkal. Ona karşı bu sevgi ve beğenimin altında pek çok neden vardı. Elbette oyunculuğu, duruşu, dürüstlüğü, yılmazlığı, dünya görüşü gibi nedenler bu beğeninin gerekçelerini oluşturmaktadır. Ancak benim için onu en iyi yapan neden alçakgönüllü oluşu, hoşgörüsü ve hümanist yapısına tanık olmamdı.            Yıllar önce üniversite öğrencisiyken İnci San Hocanın sanat ve eğitim dersinde verdiği ödevlerden biri, bir sanatçı ile röportaj yapmamızdı.  Genco Erkal, o yıllarda Ankara’daki oyunlarını Batı Sineması’nda oynuyordu. Bir yıl önce onu ilk kez “Yalınayak Socrates” oyununda izlemiştim. İnanılmaz etkilenmiştim. Oyunu ikinci defa adeta nefesimi tutarak izlemiştim. Her oyununda sahnede “devleşen” bir oyuncu vardı karşımda.              Ödev için Genco Erkal ile söyleşi yapmanın yollarını aramaya başlamıştım. Bir ses kayıt cihazı bulmuş ve oyunun başlamasına yakın Batı Sineması’nın yolunu tutmuştum. Görevli, oyunun başlamasına çok az saat kaldığını ancak yarın oyundan en az iki saat önce gelirsem beni sahne arkasına alabileceğini söylemişti. Öyle de yapmıştım. Ertesi gün görevli beni içeri almış, Genco Erkal’ın yanına götürmüştü. Küçük bir odada bekliyordu. Kendimi tanıttım. Ödevimin içeriğini anlattım ve kendisine ne zaman söyleşi yapabileceğimizi sordum. Kendisinden randevu talep etmiştim.  Aldığım yanıta şaşırıp kalmıştım. “Haydi, şimdi yapalım ne randevusu. Oyuna daha zaman var.” demişti. Ben “Gerçekten şimdi mi?” diye sormuştum, “Evet hadi yapalım” diye de yanıt vermişti. Bir an durduğumu hatırlıyorum. “Galiba yapamayız.” sözcükleri çıkmıştı ağzımdan. Genco Erkal “neden?” diye sorduğunda “Kayıt cihazına pil almayı unuttum, bana hemen söyleşi yapalım diyeceğiniz hiç aklıma gelmemişti. O nedenle hazırlığımı tam olarak yapmamıştım.” demiş ve yıkılmıştım. Gülümsemiş “sorun değil, defteriniz kaleminiz yanınızda mı? ” diye sormuştu ve yanıtımı beklemeden görevliden kâğıt ve kalem istemişti.               Genco Erkal, gazeteci olma heveslisi bana belki de hayatımın dersini vermişti:  Spontantanite (kendiliğindenlik) yaşamda pek çok sorunu kolaylıkla çözebilir. Sorularıma sakince, kısa tümcelerle yanıt vermiş, ben de not almıştım. Heyecanım ve mahcupluğum ile kurduğu empati ödevime de yansımış, İnci Hoca’dan övgü dolu sözler almıştım. Genco Erkal, benimle bu röportajı yapmayı kaçırmak istemediği duygusunu bana yaşatmıştı. Kendisine nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim. “Başarılar dilerim. İzninizle oyun hazırlığına başlayacağım.”  demiş ve beni kapıya kadar geçirmişti ve o “dev” oyuncu konuşmamız boyunca bana hep “siz” diye hitap etmişti.            Yıllar sonra İstanbul’da Tiyatro Tiyatro Dergisi’nin 5. yıl kutlamaları için yabancı bir ülkeden bir tiyatro grubu davet edilmiş ve ardından da bir kokteyl düzenlenmişti. Ben İnci Hoca’nın asistanı olmuştum ve Zehra İpşiroğlu Hoca’nın bir projesi için İstanbul Üniversitesi’ndeki Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturgi Bölümü’ne gelmiştik. Zehra Hoca bizi de programa davet etmişti. Asansörde Genco Erkal ile karşılaştık. Bende aynı heyecan. Zehra Hoca “Genco bak bu genç, Ömer Adıgüzel. Yaratıcı drama konusunda çalışıyor. Çok güzel işler yapıyor.” demişti. Genco Erkal “Çok memnun oldum. Tamer Levent’i tanıyor musunuz? O da bu konularda çalışır.” diye sormuştu. “Tanıyorum Genco Bey, Tamer Levent, benim hocamdır.” demiştim ve “Beni hatırlamanız zor ama yıllar önce bir ödev için Ankara’da sizinle söyleşi yapmaya çalışmıştım.” demiş, ayaküstü olayı anlatmıştım. Yine gülümsemişti. “Hatırladım. Heyecanlı bir genç vardı karşımda. Ödevden iyi not aldınız mı?” diye sormuş sonra da “Görüşmek üzere.” demiş ve ayrılmıştık.            Genco Erkal hemen tüm oyunlarını izlediğim, filmlerini hiç kaçırmadığım, tutkuyla çok sevdiğim ve hayran olduğum bir oyuncuydu. Gogol’ün  “Bir Delinin Hatıra Defteri” oyununu yıllarca sergilemişti. Yorumladığı portre, ülkede görmezlikten gelinen pek çok “sorunlu” kişiyi yansıtıyordu. Tek kişilik oyununda onun sanatçı duruşu ile aydın olma bilinci arasındaki tutarlılığı görmemek imkansızdı. Genco Erkal “Umut hep var olmalı ve umudu kaybetmeden yol alınmalıdır.” görüşünü yaşamı boyunca savunan bir oyuncuydu.               Ayşegül Yüksel, Genco Erkal’ın vefatı sonrasında onun için “ …çok okuyan, yalnız konuşmayı değil, dinlemeyi de bilen, yaşama gerçekçi gözlüklerle bakan bir dünya insanıdır” tümcelerini yazmıştı. Onun bu özelliğini yıllar önce henüz bir öğrenciyken tanıştığımızda görmüş, yaşamıştım. Onu yüz yüze tanımak, onunla sohbet etmek, büyük sanatçılığına tanık olmak büyük bir şans ve onurdu benim için.            Onun sahnedeki duruşu ile yaşamdaki muhalif kimliği arasında çok sıkı ve tutarlı bir bağ vardır. Her bir oyununda savaşa karşı barış vurgusu yapmış, adaletsizliğe karşı adaleti, iyi-kötü ikilemini hümanist bir dille yansıtmıştır.            Genco Erkal, dirençliydi ve dik duruşundan hiç taviz vermemiştir. O, bu yönüyle nasıl dik durulacağının ve nasıl bir tiyatrocu gibi yaşanılacağının da dersini vermiştir. Özellikle onun belgesel tiyatro oyunları, politik tiyatro örneklerinin yanı sıra aynı zamanda kültürel eğitimin de önemli birer aracı olarak literatürde yerini almıştır. Genco Erkal, tiyatro aracılığı ile Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkıda bulunmuş, bunu sanatsal bir ilke edinmiştir.            Tiyatro onun için aynı zamanda bir varlık nedeni, yaşam sevinciydi. Nitelikli tiyatrodan ve kendi estetik anlayışından hiç ödün vermemiştir. Genco Erkal’a göre tiyatro; toplumu, insanı iyiye, güzele, daha doğruya götüren bir sorumluluğa sahiptir. Ona göre bu sorumluluk eşitliğin ve özgürlüğün egemen olduğu; demokrasinin, insan haklarının, emeğin ve insan onurunun yüceliğini savunan bir sorumluluktur. Tiyatro bu sorumluluğunun bilincinde olmalıdır. Tiyatro her daim umudu yeşertmeli, daha güzel bir dünyanın olacağına ilişkin öneriler getirmeli, insani değerleri en üst seviyede tutmalı, sorgulamalı ve tartışmaya da açık olmalıdır. Belki bu nedenle 65 yıl boyunca tiyatrodan hiç kopmamış ve tiyato ile dolu yaşamına olan minnettarlığını “Hayata teşekkür ediyorum bana bütün verdikleri için” tümceleri ile dile getirmiştir.                  Türkiye’de en sevdiğiniz aktör sorusunun yanıtı benim için hiç değişmemiştir: Genco Erkal.           

Leave A Reply

Your email address will not be published.

Siteden backlink almak için : https://join.skype.com/invite/KPVoMIIOqxat
montenegro buy car montenegro sale car montenegro rent apartment montenegro sale apartment instagram takipçi satın al takipçi satın al ucuz takipçi satın al düşmeyen takipçi satın al gerçek takipçi satın al water extraction stresser smm panel sms onay fake numara köpek kıyafetleri kamagra jel google reklam ajansı köpek kıyafetleri smm panel