Erdoğan’ın iç cephe ve Kızıl Elma vurgusu
30 Ağustos 2024 Zafer Bayramı itibarıyla on günden bu yana peş peşe gelen süreçte, iki defa ‘iç cephe’ vurgusu yapan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’de de buna vurgu yapması dikkat çekti. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, BM’deki tarihi hitabından sonra da New York Türk Evi’nde iç cephe vurgulamasında bulundu. Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde: “İç cephe bizi biz yapan değerlerdir. Biz aynı şeye sevinme, aynı şeye üzülme, aynı şiirde duygulanma, aynı marşta göğsümüzün kabarabilmesi halini hep birlikte yaşamalıyız. Bütün bunlarla beraber iç cephe hedeflerimiz, bizim ‘Kızıl Elma’mızdır.”
“YENİDEN KALKARIZ”
Başkan Erdoğan konuşmasının devamında, “30 Ağustos konuşmamda ağırlıklı olarak bunun üzerinde durdum. Bizi o hedeflerden vazgeçirmeye, yılgınlığa düşürmeye, usandırıp umutsuzluk girdabına sürüklemeye çalışanlar, işte o iç cepheyi hedef alıyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz. Orada çok kararlıyız.
Bütün bunlarla beraber şunu bir defa demeliyiz: Zorluk mu var, aşarız. Sorun mu var, çözeriz. Sıkıntı mı var, birlikte üstesinden geliriz. Düştük mü, birbirimize tutunur yeniden kalkarız. Renklerimiz, şeklimiz farklı olabilir ama bir araya gelir en eşsiz motifi oluştururuz. İşte iç cephemizi çökertmeyi amaçlayanların odaklandığı yer bu ruh. Bu ruhu paramparça etmeye çalışıyorlar. Bir daha birbirimize tutunmayalım, kendi kapsüllerimizde herkesten ayrı köşelerde ömür tüketip, yok olalım istiyorlar. Biz bunlara bu fırsatı da kesinlikle vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.İKİ CEPHE ÜÇ KUVVET
Başkan Erdoğan’ın, Siyonist Netenyahu’nun Ortadoğu’yu kana buladığı, Siyonistlerin kirli planlarında Anadolu’ya göz dikmelerinin tırmandığı bir süreçte, iç cephe vurgulamalarının anlam ve önemi var. Başkan Erdoğan’ın daha önce yaptığı iki konuşmasında ve son olarak ABD’de yaptığı “iç cephe” vurgusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Asıl olan iç cephedir” sözüne dayanıyor.
Atatürk düşmanla mücadelede üç kuvvetin tayin edici olduğunu söyler: 1. Milletin kendisi, 2.
Meclis, 3. Silahlı Kuvvetler. Bu üç kuvvet iki cephede savaşır:
1. İç cephe, 2. Dış cephe. Asıl olan iç cephedir. Bu cephe, bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir.
Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silâhlı cephesidir. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren, iç cephenin çökmesidir. Bu gerçeği bizden daha çok bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.TÜRKİYE DE HEDEFTE
Başkan Erdoğan da Ukrayna’da ve Ortadoğu’da iki kritik savaş yaşanırken, Türkiye’de iç cepheye özellikle dikkat çekmektedir. Evet. “Cephesi sağlam olan ülkelerde, yıkıcı dış projeler hayat bulabilir mi?” Ülkeleri içten yıkma planları günümüzde de devam ediyor.
Siyonist Netenyahu’nun Ortadoğu’yu kana bulamasının arkasında Amerika var. Ortadoğu’da oynanan kirli planların ardında Türkiye de hedefte.
Başkan Erdoğan, Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunları bozma gücünün iç cepheyi sağlam tutmaktan geçtiğini çok iyi biliyor. Son iç cephe vurgulamaları gerçeklere dayanıyor. 15 Temmuz ABD aparatı FETÖ, iç cepheye bir saldırıydı. 15 Temmuz 2016’da ABD aparatı FETÖ’yü, Türkiye iç cephesini zayıflatmak ve NATO tezgahıyla bir işgal hareketi başlatmayı hedeflemişti.
Türkiye’yi işgal planının bir ucu, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi ile örtüşüyordu.BOP DEVAM EDİYOR
2013 yılında, Amerika ve Avrupa destekli Taksim Gezi Kalkışması, iç cephemizi zayıflatma planıydı. Taksim Gezi Kalkışması ve 15 Temmuz FETÖ darbesi yolunda, Türkiye’mizi de “Bizden olanlar” ile “Bizden olmayanlar” arasındaki kavga körükleniyordu. Yaşadığımız günlere dikkatle bakınız. Derin ABD (CIA-Pentagon) dünyadaki ve Ortadoğu’daki emperyalist politikalarını aynen hatta daha da sertleştirerek sürdürmektedir.
Son Filistin-Lübnan’a saldıran İsrail bunu bize iyice teyit ediyor. Gelişmelere dikkatle bakınca, bu durum bize Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) revize edilerek devam ettiğini gösteriyor.SONUÇ
Emperyalistlerin kirli, sinsi projeleri Cumhuriyet devrinde çok oynandı. Demokrat Parti ile CHP arasında körüklenen olaylar, 27 Mayıs darbesini getirdi. Sağ-sol kavgaları körüklendi, 12 Eylül darbesi mekanizması çalıştırıldı. Laikİslam kavgası körüklenerek 28 Şubat darbesi gerçekleştirildi. 15 Temmuz ABD aparatı FETÖ ile darbe yaptırmaya çalışan yabancı eller, aziz millet ve Erdoğan’ın kararlı duruşu karşısında kazdıkları çukurlara gömüldüler. Bütün bunların arkasında Amerika ve Avrupa vardı. Sonuçta hepimiz için açık-seçik olan şudur: Eğer yeterli gücünüz yoksa ve iç cephe zayıfsa, iç politikanızda bile mücadeleniz, dış gücün isteği doğrultusunda gerçekleşir. Başkan Erdoğan, bu gerçekleri çok iyi bildiğinden Türkiye iç cephesini sağlam tutacak açıklamalar yapıyor, stratejiler uyguluyor. Yapmamız gereken milli birlik ve beraberliği korumaktır. Güçlü bir milletin ordusunu harp alanında mağlup edemezsiniz. Evet, Türkiye Cumhuriyeti oyun kuran, gerektiğinde de oyun bozan, tarihi derinliği olan yüce bir ulustur. Nokta.