Erzincan ve Erzurum’da petrol arama heyecanı: Petrolün fışkırması an meselesi! 

0

Bakanlık, Wali Petrol Limited Şirketi’ne Erzincan ve Erzurum illerinde petrol arama ruhsatı verdi. Bu ruhsatlar, özellikle enerji arzının yerli kaynaklarla karşılanmasını sağlamak adına büyük bir stratejik öneme sahip. Erzincan ve Erzurum illerinde 14 bin 836 ve 14 bin 837 hektar yüzölçümüne sahip olan sahalar için 5 yıl süreyle petrol arama izni verildi. Bu gelişme, Türkiye’nin yerli enerji kaynaklarını keşfetme ve bunları işleme noktasında önemli bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Erzincan ve Erzurum’da Yeni Petrol Arama Ruhsatı Verildi Bu ruhsatların verilmesi, Türkiye’nin yerli enerji stratejilerine önemli bir katkı sağlamakta. Erzincan ve Erzurum gibi iller, potansiyel petrol rezervleri ile Türkiye’nin enerji haritasında önemli bir yer tutuyor. Wali Petrol Limited Şirketi, bu bölgelerde arama faaliyetlerine başlayarak, yeraltı kaynaklarını keşfetmeye yönelik çalışmaları hızlandıracak. Bu tür arama çalışmaları, hem enerji üretimini artırma hem de ülkenin dışa bağımlılığını azaltma açısından kritik bir öneme sahip. Ayrıca, Türkiye’nin enerji güvenliği için petrol üretiminin yerli kaynaklardan karşılanması, ülke ekonomisinin sürdürülebilirliğini artıracak bir faktör olarak öne çıkıyor. Öte yandan, Diyarbakır ilindeki Sur ve Ergani ilçelerinde de önemli bir gelişme yaşandı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) için gerçekleştirilen kamulaştırma işlemleri, petrol arama faaliyetlerinin kapsamını genişletmeye yönelik atılan bir başka adım. Diyarbakır’daki Kamulaştırma kararları, petrol üretim süreçlerini hızlandırmayı ve daha verimli hale getirmeyi amaçlıyor. Sur ilçesindeki Konakcı köyünde 17 bin 632 metrekarelik bir alan ile Ergani ilçesindeki Dereboyu Mahallesi’nde 20 bin 616 metrekarelik alanlar, kamulaştırma kapsamına alındı. Bu alanlar, özellikle TPAO’nun yeni kuyulara yönelik faaliyetlerinde kullanılacak. Kamulaştırma kararları, yerel halkın rızası ve devletin çıkarları arasında denge kurularak alındı. Türkiye, enerji sektöründe dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik adımlar atarken, yerli enerji kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanmayı hedefliyor. Erzincan, Erzurum ve Diyarbakır’daki bu yeni yatırımlar, yerli petrol üretiminin artırılmasını sağlayacak ve Türkiye’nin enerji politikalarını güçlendirecek. Bu tür arama ve üretim ruhsatları, Türkiye’nin enerji ithalatını azaltarak, ulusal enerji güvenliğini sağlamak adına büyük bir katkı sağlayacak. Bu projeler sadece Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamaya yönelik değil, aynı zamanda yerel ekonomiler için de önemli fırsatlar sunuyor. Petrol arama ve üretim faaliyetleri, bölgesel kalkınma açısından büyük bir potansiyel taşıyor. Bu faaliyetlerin yürütüleceği bölgelerde, iş imkanları artacak ve yerel halk, yeni sektörlerde çalışma fırsatlarına sahip olacak. Özellikle inşaat, lojistik, altyapı ve hizmet sektörlerinde istihdam olanakları yaratılacak. Bu da yerel ekonomilerin büyümesini sağlayarak, Türkiye’nin farklı bölgelerinde kalkınmayı teşvik edecek. Bu tür projelerin çevresel etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerekiyor. Petrol arama faaliyetlerinin çevreye olan olumsuz etkileri, dikkatle yönetilmesi gereken bir konu. Çevresel sürdürülebilirlik adına, enerji ve çevre bakanlıkları, bu projelerin çevre dostu bir şekilde yürütülmesi için gerekli tedbirleri alacaktır. Bu bağlamda, arama ve üretim süreçlerinin çevre üzerindeki etkilerinin minimize edilmesi için gerekli teknolojik çözümler kullanılacak ve denetimler artırılacaktır. Türkiye’nin petrol arama faaliyetlerine yönelik verilen yeni ruhsatlar ve kamulaştırma kararları, ülkenin enerji stratejilerinde önemli bir yer tutuyor. Bu gelişmeler, yerli enerji üretiminin artmasına, Türkiye’nin enerji güvenliğinin güçlenmesine ve yerel kalkınmanın hızlanmasına katkı sağlayacaktır. Türkiye, enerji arzını daha sürdürülebilir bir şekilde sağlamak ve dışa bağımlılığını azaltmak adına kritik adımlar atıyor. (analizgazetesi) Öte yandan Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, 2025 yılında hem yurt içinde hem de yurt dışında yeni sondaj çalışmalarına başlayacaklarını belirterek, “Rize Çayeli’nde petrol sondajına adım atacağız. Ayrıca, Nijer’de üç yeni altın sahası daha edindik ve ilk sahada üretim süreci başlıyor” şeklinde açıklama yaptı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 2025 yılına yaklaşırken, hem yurt içinde hem de yurt dışında yeni sondaj çalışmaları yapacaklarını duyurdu. RİZE’DE PETROL HEYECANI! BAKAN BAYRAKTAR: TESPİTİMİZ VAR Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda bugün itibarıyla üretim kapasitesinin 7 milyon metreküpe geldiğini, 2025’in ilk çeyreğinde 9 milyon metreküpün üzerine çıkacağını anlatan Bakan Bayraktar, “Hali hazırda üretim yaklaşık 2.9 milyon hanenin doğalgaz ihtiyacını karşılıyor. Karadeniz’de dört tane gemi var. Yüzer üretim platformu da geldi. Şu anda Çanakkale’de hazırlıkları devam ediyor. Mayıs 2025’te Filyos’a geçecek ve bir sene işi var. Üzerine adeta fabrika inşa ediyoruz. O gemiyle birlikte günlük üretim 9.5-10 milyon metreküpe, sonra da 20 milyon metreküpe çıkaracak. Bir taraftan yeni kuyular açıyoruz. 2028’e kadarki süreçte 40’ın üzerinde yeni kuyu kazılacak. Keşif amaçlı yeni sondaj konusunda da yoğun bir çalışmamız var. Özellikle Rize Çayeli’nde petrol olduğu her zaman söylenen lokasyonda tespitimiz var. Onun sondajını yapmak istiyoruz” diye konuştu. Sınır ötesi arama faaliyetlerinde gelinen noktayı da anlatan Bakan Bayraktar, Somali’de 2025 yılının ikinci yarısına doğru tablonun ortaya çıkacağını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Somali’de biz farklı ülkelerle iş birliğine hazırız. Bize bu anlamda gelen teklifler var. Türkiye’de Karadeniz gazıyla alakalı da teklifler var. Karadeniz’de ve Bulgaristan offshorundaki arama faaliyetleriyle ilgili de teklifler var ve bunlara sıcak olduğumuzu söylüyoruz.”     “NİJER’DE 3 ALTIN SAHAMIZ VAR” Nijer’de üç tane altın sahamızın olduğunu hatırlatan Bakan Bayraktar, “Agadez bölgesinde üç yeni saha anlaşması imzaladık, 2025 içerisinde ilk altını üretmeyi hedefliyoruz” dedi. Türkiye’nin Suriye’de halihazırda kuzeye elektrik tedariki yaptığını belirten Bayraktar, “İdlib, Afrin gibi bizim harekat bölgelerimizin tamamına yaklaşık 210 megavatlık bir kapasitede elektrik veriyoruz. Onların kapasitesini artırmaya çalışıyoruz. Suriye’ye elektrik iletim altyapısıyla ilgili incelemelerde bulunması için birkaç gün içinde heyet göndereceğiz. Gelişmelere göre bu heyete ben başkanlık edebilirim. Suriye 2011’de yaklaşık 8 bin 500 megavatlık kurulu gücü olan bir ülkeydi. 2022 verilerine ulaşabildik. Kapasite 3 bin megavata gerilemiş durumda. Yani 5.500 megavat kaybedilmiş. Bu üretimin yerine konulması gerek. Biz Suriye’de elektriğin olmadığı yerleri elektrikle buluşturmalıyız” dedi. Geçen hafta Lübnan Başbakanı Necip Mikati’nin Türkiye ziyaretini hatırlatan Bakan Bayraktar, “Onların bizden talebi var. Lübnan’a elektriği Suriye üzerinden ulaştırmamız söz konusu olabilir” mesajı verdi. SURİYE PETROL HATTI Suriye’nin yeniden ihyası için doğal kaynaklarla (petrol ve gaz) ilgili de projeler geliştireceklerini söyleyen Bakan Bayraktar, şunları anlattı: “Suriye’nin 2000’li yıllarının başında günlük petrol üretimi 600 bin varil olmuş. Bu rakam 30 bin varile gerilemiş durumda. Suriye’nin potansiyelinin ekonomiye kazandırılması gerekir. Suriye’den Türkiye’ye bir petrol boru hattı, bizim Irak-Türkiye petrol boru hattıyla bunun birleştirilmesi, Katar gazının Suriye üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya gitmesi gibi olgunlaşacak konular var.” Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı’nın (ITP) günlük kapasitesinin 1.4 milyon varil olduğunu, dünyanın ihtiyaç duyduğu petrolün neredeyse yüzde 1.5’inin buradan geçebileceğini vurgulayan Bayraktar, “Kalkınma Yolu projesini enerji yoluna dönüştürmeliyiz. 2026 Temmuz’da süresi bitecek hattın operasyonel kullanılmasını istiyoruz. Gabar petrolü bu boru hattına girecek. Suriye’de eskiden petrol üretimi 600 bin varildi. O üretime yeniden çıktığında petrolün bir yerden sevki gerekir. Biz nasıl Gabar petrolünü 38 kilometrelik boru hattıyla İdlib’e getirip ITP’ye bağlıyorsak benzer şey yapılabilir. Dolayısıyla Suriye petrolü buradan dünyaya veya Türkiye’deki rafinerilere açılabilir. Ceyhan’da bir rafineri ve petrokimya tesisine ev sahipliği yapabilir” dedi.   2025 NÜKLEERDE KARAR YILI Akkuyu Nükleer Santrali’nde 1.200 megavatlık ilk reaktörden elektrik üretilmeye başlandığında Türkiye’nin yaklaşık yüzde 2.5’inin karşılanacağını belirten Bayraktar, “4 reaktör devreye girdiğinde Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 10’unu nükleerden karşılamış olacağız. Nükleer bizim doğalgazdan üreteceğimiz elektriği bir anlamda ikâme edecek. Yılda 7-7.5 milyar metreküp doğalgazı artık ithal etmemiş olacağız. Bugünkü parayla neredeyse 3 milyar dolar demek. Dolayısıyla bizim cari açığımızın azaltılmasına da bu anlamda katkı yapacak bir alan. Onun için mutlaka Sinop’ta, Trakya’da iki büyük konvansiyonel nükleer santrale daha ihtiyacı var. O noktada 2025 yılı bizim için önemli, karar yılı olacak diyebilirim” dedi.   OCAKTA ENERJİYE ZAM YOK Ocak ayında enerji fiyatlarında bir değişim düşünmediklerini dile getiren Bakan Bayraktar, “Biz tutabildiğimiz kadar enerji fiyatlarını tutuyoruz, ama enerji fiyatına yüzde 10 fiyat artışı yapsan içtiğin kahve de yüzde 10 artıyor. Arkadaş, bunun içerisinde elektrik ya yüzde 3 ya 2… Türkiye’de fiyatlama davranışıyla alakalı ciddi bir problem var” dedi.   GAZ DEPOLARI DOLU, KIŞIN SORUN OLMAZ Doğalgaz depolarının yüzde 90’ının dolu olduğunu, kışın arz sıkıntısı olmayacağını vurgulayan Bakan Bayraktar, “İran’da kontrattaki rakamın sadece yarısını alabiliyoruz. Ama buna rağmen hem LNG altyapımızda hem depolarımızda bu kış için bir risk görmüyoruz” diye konuştu. Tuz Gölü’nde depo kapasitesinin 6 milyar metreküpe kadar çıkabileceğini belirten Bayraktar, Silivri’de de doğalgaz depolama kapasitesinin maksimum 6 milyar metreküpe çıkabileceğini söyledi. Bakan Bayraktar, daha önce gaz çıkarılan ama biten bazı sahaların da butik depolama alanı olarak kullanılabileceğini vurguladı.   ABD İLE GAZDA İŞBİRLİĞİ İMKANI VAR Doğalgaz merkeziyle ilgili altyapı çalışmalarının devam ettiğini anlatan Bakan Bayraktar, “EPİAŞ’ı yani bizim enerji borsamızı nisan, mayıs gibi İstanbul Finans Merkezi’ne taşıyoruz. Orada karbon piyasasını açmak istiyoruz. İstanbul GAZHUB projemizin altyapısıyla ilgili çalışmamız devam ediyor. Depolama kabiliyetimizi artırmaya gayret ediyoruz. İlave FSRU (sıvılaştırılmış gaz) düşünüyoruz. Bu anlamda yeni Trump yönetimiyle de özellikle doğal gaz alanında ciddi bir iş birliği imkânı olabilir” dedi. LNG ve nükleer alanında da ABD ile işbirliği olanaklarının olduğunu söyleyen Bakan Bayraktar, üçüncü ülkelerde işbirliklerinin yapılabileceğini vurguladı.  

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.