Esad’ın sonunu getiren hızlı ilerleyiş
Washington Post’un haberine göre, Suriye’de muhaliflerin ilerleyişi sırasında Beşar Esad’ın sarayındaki kritik isimlerden biri olan güvenlik sorumlusu, liderine sadakat yeminiyle döndü ancak Esad çoktan kaçmıştı. Yakın çevresinden bir kişi ise, “Herkes kendini ihanete uğramış hissediyor” dedi.Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), son dört yılda “sahadaki güç dengesini değiştirecek kapsamlı bir karşı saldırı” hazırlığı yaptı. HTŞ mensubu Musa Elesad’a göre, örgüt yılın başında bu planını Türkiye’ye sundu. Ankara, planı doğrudan onaylamasa da prensipte destek verdi.Ekim ayı itibarıyla HTŞ’nin harekât planı daha somut hale geldi. Şam’a ilerlemeyi hedefleyen örgüt, Lübnan’daki gelişmeleri dikkatle izledi. İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının, Esad rejiminin müttefiki olan Hizbullah güçlerini Suriye’nin kuzeyinden çekilmeye zorlayacağını düşündü.Elesad, Türkiye’nin başlangıçta çatışmayı engellemek için çaba gösterdiğini belirtti. Bir Türk yetkili ise Türkiye’nin, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin güvenliğini son ana kadar koruma amacı taşıdığını ifade etti.Fotoğraf: WSJASTANA’DAN ŞAM’A: HTŞ’NİN BEKLENMEDİK İLERLEYİŞİ11 Kasım’da gerçekleşen Astana görüşmeleri, Suriye’deki dengeleri değiştiren bir dönüm noktası oldu. Türk yetkililere göre, Ankara toplantıda Suriye yönetimini ve Rusya’yı açıkça uyardı: Mevcut durum sürdürülemezdi. Türk tarafı, “Rejim ve destekçileri, İdlib’de sivillere ve sivil altyapıya yönelik saldırılara devam ederse, güçlü bir karşılık alacaklarını” iletti. Bu uyarının ardından Türkiye, muhaliflerin planlarını uygulamasına yeşil ışık yaktı.26 Kasım’da İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes ilan edilmesi, HTŞ için endişe verici bir gelişme oldu. Örgüt, Hizbullah savaşçılarının Lübnan’dan Suriye’ye dönerek cephede yeniden aktifleşmesinden çekindi. Bu nedenle, harekâtını bir gün sonra, 27 Kasım’da başlattı.HTŞ’nin operasyonu başlangıçta sadece Halep’i hedef alıyordu. Ancak sahadaki beklenmedik ilerleyiş, örgüt içinde bile şaşkınlık yarattı. Halep’in düşüşünün ardından, hayal dahi edilemeyen bir hedef artık mümkün görünüyordu: Şam’a doğru ilerlemek.Batılı yetkililere göre, HTŞ’nin güneye doğru ilerleyişi sırasında Rusya, Türkiye ile sürekli temas halindeydi ve örgütün planlarını anlamaya çalışıyordu. Görüşmelerde Türk yetkililer, Rusya’ya net mesajlar verdi: Beşar Esad rejimine verilen desteğin artık anlamsız olduğu ve HTŞ’yi bombalamanın, Suriye’nin gelecekteki liderlerini Rusya’ya karşıt hale getireceği ifade edildi.Bu görüşmelerde Türkiye, Rusya’ya Esad rejiminin Suriye’nin geleceğinde sürdürülebilir bir seçenek olmadığını ve muhaliflerle daha yapıcı bir ilişki geliştirmenin önemini vurguladı. Batılı kaynaklar, Ankara’nın bu mesajlarının, Suriye krizinde diplomasi ve güç mücadelesi açısından kritik bir dönemeç olduğunu belirtiyor.Fotoğraf: WSJARAP LİDERLER ESAD’IN ARTIK SONA YAKLAŞTIĞINI FARK ETTİ Beşar Esad’ın Suriye’den kaçışından iki gün önce, bazı Arap müttefikleri hâlâ onun iktidarda kalma şansının olduğunu düşünüyordu. Ancak sahadaki hızlı değişim, bu umutları kısa sürede söndürdü. Esad’ın müttefikleri, endişeyle Türkiye’ye ulaşarak muhaliflerin operasyonlarını durdurmak için Esad’ın sunabileceği tavizlerden bahsetmeye başladı.Türk yetkililerden birine göre, bu girişimler kısa sürede etkisiz kaldı. Ertesi gün, Arap liderler Esad’ın artık sona yaklaştığını fark etti ve bu nedenle krizi ele almak için planladıkları Arap Ligi toplantısını ertelediler. Esad’ın müttefiklerinin çabaları, rejim üzerindeki kontrolü kaybetmelerinin bir göstergesi olarak yorumlandı.Beşar Esad’ın son dönemde İran’ın Suriye’deki etkisini azaltma çabaları, Tahran ile ilişkilerinde gerilime yol açtı. Ancak savaşın kritik anlarında Tahran’dan askeri destek istediğinde, artık çok geçti. İran, Suriye’deki askerlerini ve diplomatlarını tahliye etmeye başlamıştı ve destek yolları kapanmıştı.