Sabah gazetesi yazarı Bercan Tutar, Amerikan Yahudi’si David Paul Goldman’ın İslam dünyası için felaket senaryoları yazmasını ele aldı. Tutar, Goldman’ın İslam ülkelerinin demografik ve ekonomik çöküşe sürüklendiğini iddia ettiğini belirtti. Türkiye ve İran’ın bu tür iddialara karşı güçlü bir duruş sergilediğini vurgulayan Tutar, Goldman’ın İslam dünyası hakkındaki değerlendirmelerinin yanlış olduğunu ifade etti. Bercan Tutar, şunları kaydetti: “Adam dört dörtlük bir Amerikan Yahudi’si. Dindar olmayan bir ailede doğduğunu söylüyor. Ama iliklerine kadar Siyonist. Yani kendinden ve halkından başkasına hayat hakkı tanımayan barbar bir teolojiye/İsrailiyat’a sahip. Asia Times sitesinin yönetmen yardımcılığı görevini yürüten David Paul Goldman’dan bahsediyoruz. Demografik ve ekonomik veriler üzerinden İslam dünyası için çöküş senaryoluları yazmakla meşhur biri. Tam bir felaket tellalı. Nitekim kendine mahlas olarak seçtiği ‘Spengler’ ismi de tesadüf değil. Takma adı, Batı’nın Çöküşü (1918) kitabıyla Batı medeniyetinin ölmekte olduğunu ileri süren Alman tarihçi Oswald Spengler’e bir gönderme.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Goldman, Alman tarihçinin Batı için ileri sürdüğü tezleri tersyüz ederek İslam uygarlığına uyguluyor. Zaten bu hüsnükuruntusunu “How Civilizations Die (and why Islam is dying too)/ Medeniyetler Nasıl Ölür ve İslam da Neden Ölüyor” adıyla kitaplaştırmış da… *** 2011’de çıkan bu kitabında düşen doğum oranlarından hareketle demografik çöküşün eşiğindeki İslam ülkelerinde ekonomik ve kültürel felaketlerin artacağını ileri sürüyor. Goldman’a göre demografik bir krizle karşı karşıya olmayan tek büyük ülke ABD ile stratejik ortağı İsrail. Bu durumun her iki ülkeye de istikrar, güç ve gelecek vaat ettiğini söylüyor. Son yazısında bu tezini İsrail, İran ve Türkiye kıyasıyla yeniden sıralamış. Asia Times’ta 15 Ağustos’ta çıkan “Israel is the future of the Middle East/İsrail Ortadoğu’nun geleceğidir” başlıklı yazısı zafer sarhoşluğunu fazlasıyla yansıtıyor zaten. Gazze soykırımı ile birlikte küresel tepkilerin odağındaki İsrail’e dair Amerikan medyasında bile dile getirilen ‘Siyonist proje ölüyor’ tespitleri hayatını İslam’ın çöküşüne adamış Spengler’ı adeta delirtmiş görünüyor. Buna bir de Türkiye ve İran’ın Siyonist rejime meydan okumasını eklediğimizde felaket tellalımızın kimyası iyice bozulmuş. *** İran ve Türkiye’deki demografik ve ekonomik krizlere ait son verileri referans alarak bir İsrail güzellemesi yapmış. Ve şu sonuca ulaşmış: “Berbat demografik yapı ve kabile gelenekleri, Müslüman dünyasının düşüşe geçeceği, daha modern bir İsrail’in ise yükseleceği anlamına geliyor.” Bu sonuca şu verilerden ulaşmış: “BM’ye göre bu yüzyılın sonuna doğru Türkiye’nin iş gücü yarı yarıya ve İran’ın beşte iki oranında azalırken İsrail’inki ise iki katına çıkacak. 2023’te Türkiye doğurganlık oranı 1.5 çocukken İsrail’de 3, İran’da ise 1.7’ydi. İsrail’de kişi başına gelir yıllık 55 bin dolar, Türkiye’de 11 bin dolar, İran’da 4 bin 670 dolar. Türkiye ve İran’da 2 bin 100 yılında her 100 çalışana karşılık 70 emekli olacak. İsrail’de kadınların yüzde 60’ı iş gücündeyken İran’da yüzde 14, Türkiye’de ise bu oran yüzde 36….” *** Beyin göçünden de bahsetmiş. Beyin göçünün Türkiye ve İran’a yıllık zararının 150 milyar dolar olduğunu vurguluyor. Ve şu hükme varıyor Spengler: “Yüzyılın sonlarına doğru Türkiye veya İran değil İsrail Ortadoğu’nun ekonomik merkezi olacak.” Bunu da “Dünyanın başlıca dinleri arasında sadece Yahudiliğin bilime karşı özel bir yatkınlığa ve yakınlığa sahip olmasına” bağlıyor. Hâsılı kelam doğru verilerden yanlış sonuca ulaşıyor. Çünkü İslam ülkelerindeki mevcut krizlerin nedenini sömürgeci Batılı ülkelerin emperyal dış müdahaleleri ve yerli siyasi sınıfların çürümüşlüğünden ziyade İslam’a ve kültüre atfediyor. İkincisi de Türkiye ve İran gibi ülkelerin sahip olduğu ama Yahudilerde pek bulunmayan imparatorluk ve devlet olma reflekslerinin bütün hesapları bozma ihtimalini pek hesap edememiş görünüyor felaket tellalımız.”
