Filistin Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa: Ümmetin birliğini Türkiye sağlar
Akit’e Gazze’deki büyük insanlık dramı ve kahraman Filistin halkının mücadelesine yönelik açıklamalarda bulunan Filistin Devleti Ankara Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa, “7 Ekim 2023 ten bu yana İsrail’in Gazze’ye saldırıları telafisi olmayan çok büyük kayıplara neden oldu. Şimdiye kadar can kaybı 46 bin şehit. 110 binden fazla yaralımız var. 15 bin kişi kayıp. Gazze Şeridi’nden on bini aşkın kişi tutuklandı. Gazze’ye yapılan saldırı çok büyük. Gazze Şeridi’ndeki binaların yüzde 70’i yıkılmış durumda. Gazze’deki bütün üniversiteler yıkıldı. Okulların büyük çoğunluğu yıkıldı. Hastanelerin büyük çoğunluğu yerle bir edildi. 32 hastaneden 28’i hizmet dışı bırakıldı. 4 hastane var ama onlar da abluka sonucu ilaçların ve sağlık gereçlerinin bulunmaması nedeniyle kısıtlı hizmet verebiliyorlar. Mescitlerin büyük çoğunluğu yıkıldı. Belediyelere ait binalar yıkıldı. Bütün hükümet binaları yıkıldı. Tabi ki bunun yanında alt yapı, yollar, su ve elektrik tesisatları yok edildi. İşgalci İsrail hastanelerdeki doktorları hedef alarak çoğunu öldürüp büyük kısmını sakat bırakmıştır. Şu 15 ay içinde konuşacak olursak Gazze’de durum çok vahim” ifadeleriyle acı bilançoyu anlattı. “İslam alemine ve bütün dünyada vicdanı olan herkese çağrımız, vicdanı olan herkesin bizleri yalnız bırakmamasıdır” diyen Büyükelçi Dr. Faed Mustafa, “Filistin halkı sadece kendi siyasi ve vatani haklarını savunmamaktadır, aslında bütün İslam aleminin haklarını savunarak kutsal yerleri korumaktadır. Ümmetin haklarını savunmak için Filistin halkı mücadelenin ve çatışmaların en önünde yer almaktadır. Biliyorsunuz ki Siyonist işgalci İsrail’in hedefi sürekli genişlemektir. Bu genişlemeyi durduran veya engel olan şey, Filistin halkının 77 yıllık mücadelesidir. 1948 yılından beri işgalci İsrail’in tarihi Filistin devletini istila edememesi, genişleme hedefine de engel olmaktadır. Ama Filistin halkının yenildiği an, tarihi Filistin toprakları tümüyle istila edildiği an ertesi gün İsrail genişleme hedefine hızlı bir şekilde ilerleyecektir. Bu yüzden Müslüman ülkelerin bu durumun farkında olmaları, Filistin davasının kaybolmaması için destek vermeleri gerekir. Filistin halkı ümmete karşı görevlerini yerine getirecektir. Biz kutsal Kudüs’ü korumakla mükellefiz. Bunu yapacağız” ifadelerini kullandı. “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı tüm görüşmelerde ve uluslararası mahfillerde ilk önceliği Filistin’in özgürlüğüdür. Türkiye’nin bize desteğini, halk olarak, devlet olarak, TBMM olarak davranışlarını takdir ve minnetle karşılıyoruz” mesajını veren Büyükelçi Mustafa, “Türkiye çok büyük ve pratik tedbirler almıştır. İsrail ile ticareti kesmiştir. Türkiye bununla sözde değil, gerçek bir karar almıştır ticaretin kesilmesine yönelik. Bu karar alındığında işgalci İsrail’e önemli ve güçlü bir mesaj göndermiştir. Ticaret Bakanı Sayın Ömer Bolat’tan öğrendiğim kadarıyla Türkiye ve İsrail arasındaki ticaret sıfıra düşmüştür. Bu yüzden Türkiye’nin aldığı bu karar sözde değil, gerçek bir karardır. Geçen Mayıs ayından beri de yürürlüktedir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın insani ve vicdani yönünün çok kuvvetli olduğunu belirten Filistin Devleti Ankara Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa, “Bana da sigarayı Sayın Cumhurbaşkanı bıraktırmıştır. Filistin Devlet Başkanı’nın Türkiye ziyaretinde heyetler arasında yaptığımız görüşme sırasında ara vererek eşimin vefatı dolayısıyla bana taziyede bulunmasını unutamam. Sayın Erdoğan çok büyük bir lider” diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan özel anılarını aktardı. Sayın Büyükelçi, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’deki Filistinli kardeşlerimize yönelik uyguladığı soykırım saldırılarının acı bilançosu nedir? Sizin aracılığınızla kardeş Türk halkına selam ve saygılarımı iletmek isterim. Size ve Türkiye için yeni yılın sağlık sıhhat dolu olmasını, tüm dileklerinizin gerçekleşmesini temenni ediyorum. 7 Ekim 2023 ten bu yana İsrail’in Gazze’ye saldırıları telafisi olmayan çok büyük kayıplara neden oldu. Şimdiye kadar can kaybı 46 bin şehit. 110 binden fazla yaralımız var. 15 bin kişi kayıp. Gazze Şeridi’nden on bini aşkın kişi tutuklandı. Gazze’ye yapılan saldırı çok büyük.
Gazze Şeridi’ndeki binaların yüzde 70’i yıkılmış durumda. Gazze’deki bütün üniversiteler yıkıldı. Okulların büyük çoğunluğu yıkıldı. Hastanelerin büyük çoğunluğu yerle bir edildi. 32 hastaneden 28’i hizmet dışı bırakıldı. 4 hastane var ama onlar da abluka sonucu ilaçların ve sağlık gereçlerinin bulunmaması nedeniyle kısıtlı hizmet verebiliyorlar. Mescitlerin büyük çoğunluğu yıkıldı. Belediyelere ait binalar yıkıldı. Bütün hükümet binaları yıkıldı. Tabi ki bunun yanında alt yapı, yollar, su ve elektrik tesisatları yok edildi. “Sayın Erdoğan’ın işaret ettiği gibi adil olmayan bir düzen var” Sayın Büyükelçi, 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinin tamamlandığı bir dönemde milyonlarca insan nasıl soykırıma tabi tutulabiliyor? Bunu anlayabiliyor musunuz? 21. Yüzyılın ilk çeyreğinin dolduğu bir zamanda olmaması gereken bir durum ama maalesef oluyor. Bu olayların Gazze’de olması, böylesi bir soykırım, adil olmayan bir uluslararası sistemin bir sonucudur. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya beşten büyüktür demesi doğrudur. Çünkü adil olmayan bir uluslararası sistem vardır. Uluslararası toplum adil olsaydı işgalci İsrail’in bu saldırılarına müsaade etmezdi. İSRAİL, İSLAM ALEMİNİN BİRLİK OLMAMASINDAN FAYDALANIYOR İsrail’in böyle pervasız bir şekilde Müslümanlara soykırım uygulamasının sebebi İslam ülkelerinin birlik olamaması mıdır? Birlik olamamanın sebebi nedir? Tabi ki İsrail İslam aleminin zayıflığından istifade ederek hedefleri doğrultusunda yürümektedir. Herkesin bildiği üzere İslam alemi şu an iyi durumda değildir. İslam aleminin birlik olmaması işgalci İsrail için büyük bir fırsattır. Bu durumdan faydalanarak saldırılarını sürdürüyor. İslam aleminin zayıf olması İsrail tarafından suiistimal ediliyor. Ancak bunu yapması haksız bir durumdur. İslam alemi eğer birlik olursa, güçlü olacağını bilmelidir. İslam alemi çok büyük iktisadi bir yapıdır. Eğer birlik olursa İslam coğrafyası, çok büyük bir güç olacaktır. TÜRKİYE’NİN İSLAM ALEMİNİN BİRLİĞİNİ SAĞLAMAYA YÖNELİK ÇABALARI İNŞALLAH BAŞARIYA ULAŞACAKTIR Türkiye’nin İslam aleminin birliğine yönelik çabalarını nasıl karşılıyorsunuz? Türkiye’nin İslam aleminin birliğini sağlamaya yönelik çalışmaları inşallah başarıya ulaşacaktır. Tabi ki bu herkesin görevidir. Herkesin sorumluluklarını bilmesi gerekir. Ama dikkatimizi çeken şey, Türkiye bu konuda sürekli emek sarf etmektedir. Bu da takdir edilmesi gereken bir durumdur. İSRAİL DURDURULMAZSA KOMŞU ÜLKELERE DE SIRA GELECEKTİR İsrail durdurulmadığı için Gazze’den sonra Lübnan’a, ardından da Suriye’ye saldırıp toprak işgal etti. Durdurulmayan bir İsrail başka ne gibi çılgınlıklar yapabilir? İsrail’in hedefi sürekli genişlemektir bir devlet olarak. Tabi ki İsrail dış güçler tarafından bu coğrafyaya karşı görevlendirilmiş bir devlet. Onun görevi bölge ülkelerinin birlik sağlayamaması, sürekli parçalanmasıdır. Bu ülkenin liderleri kendi uydurdukları hurafelerle hareket ediyorlar: Vaat edilmiş topraklar diye adlandırdıkları hurafeye göre, Nil ile Fırat arasında büyük bir devlet kurmak istiyorlar. Tabi ki onların projesi sadece Filistin ile sınırlı değildir. Filistin sınırlarını aşan bir projedir bu. O yüzden ellerine genişlemek için fırsat geçtikçe bu fırsatı kullanıyorlar. Onların hedefleri ve istekleri sınırsızdır. Onlar durdurulmazsa, hadleri bildirilmezse, tabi ki durmayacaklar ve daha da devam edecekler. Komşu devletlere de sıra gelecektir. Bu durumu bence herkes görüyor. Tabi ki herkes bu devletin yayılmacılığını biliyor, anlıyor. Ama bu devletlerin yöneticileri, ABD başta olmak üzere İsrail’i destekleyen ve onun arkasında duran güçlerden korkmaktadır. ABD İsrail’in birinci savunucusudur ve silah ve mühimmatlarını sağlayan birinci ülkedir. Havadan durmaksızın İsrail’e silah sevkiyatı yapmaktadır. Mali, askeri yardımlar hiçbir zaman durmamaktadır. Tabi ki ABD aynı zamanda İsrail’i mahkemelerden korumaktadır. Mahkeme kararlarını tanımayarak İsrail’e arka çıkmaktadır. Bölge ülkeleri bu yüzden ABD’yi kızdırmaktan çekinmektedir. İsrail tehlikesi herkesi tehdit etmektedir. Sıra bir gün onlara da gelecektir. Filistin davası vicdanı olan herkesin davasıdır Müslüman olmayan Batı ülkelerinin halkları, İslam ülkelerinden daha fazla Filistin’e destek veriyor. Soykırıma karşı duruyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Filistin davası sadece Müslüman halkların davası değildir. Vicdanı olan herkesin davasıdır. Müslüman Filistin halkına özel bir davadır. Ama insanlık adına herkesi ilgilendiren bir davadır. Çünkü Filistin halkının çektiği zorlukların uzamasıyla birlikte vicdanı olan herkesi ilgilendirmeye başlamıştır. İnsanlar televizyonlarda öldürülen çocukların görüntülerini gördükçe, dil, din ayırmaksızın ilgileniyorlar. Bu insanlık dışı görüntüler vicdanı olan herkesi sarsmaktadır. Değişik ülkelerin insanları her gün yollarda yürüyüşler, gösteriler yaparak İsrail’i protesto etmektedir. Bu halkların gösterileri çok önemlidir özellikle batılı ülkelerde. İspanya, Norveç, İrlanda, Slovenya gibi ülkeler Filistin’i tanımıştır İsrail’in saldırıları nedeniyle. Halkların tavırları, gösteriler yapmaları beklenmeyen bir şeydi. Aynı zamanda İngiltere’de de halk protestolarda bulunuyor. Bunlar çok önemli. Bu gibi protestolar hükümetleri etkilemektedir. Tabi ki İsrail’in yalnızlaşmaya başladığını göstermektedir. Ne kadar sevilmeyen bir ülke olduğu giderek daha çok ortaya çıkmaktadır. “Türkiye ve İsrail arasındaki ticaret kesilmiştir” Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistin’e verdiği desteği nasıl buluyorsunuz? Türk halkına ve Sayın Erdoğan’a tutum ve davranışlarından dolayı teşekkür etmek isterim. Bizim yanımızda durmaları bizim için çok önemlidir. Biz Filistinliler olarak uluslararası gelişmeleri takip ediyoruz Türkiye’nin bizim yanımızda durması çok önemlidir. Türkiye Filistin halkını destekliyor, yanında duruyor. Haklarına ulaşmaları ve Kudüs’ün başkent olduğu devlet kurmaları için yardım ediyor. Türkiye soykırımcı ve işgalci İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’deki bütün saldırılarını kınamaktadır. Türkiye bizim uluslararası alanda, mahkemelerde de dava ortağımızdır. Türkiye çok büyük ve pratik tedbirler almıştır. İsrail ile ticareti kesmiştir. Türkiye bununla sözde değil, gerçek bir karar almıştır ticaretin kesilmesine yönelik. Ticaret Bakanı Sayın Ömer Bolat’tan öğrendiğim kadarıyla Türkiye ve İsrail arasındaki ticaret sıfıra düşmüştür. Bu yüzden Türkiye’nin aldığı bu karar sözde değil, gerçek bir karardır. Geçen Mayıs ayından beri de yürürlüktedir. Türkiye Filistin halkına sürekli yardımlarda bulunuyor. İnsani yardım gıda ve tıbbi yardımlarını sürdürüyor. Bunların yanında Türk halkı bütün illerde gösteriler yaparak işgale karşı olduğunu göstermiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi de diğer ülkelerin meclisleriyle birlikte çalışarak Siyonist İsrail’in uygulamalarını ortaya koyup rezil etti. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı tüm görüşmelerde ve uluslararası mahfillerde ilk önceliği Filistin’in özgürlüğüdür. Türkiye’nin bize desteğini, halk olarak, devlet olarak, TBMM olarak davranışlarını takdirle karşılıyoruz. İsrail’i durduran Filistin’in 77 yıllık mücadelesi Soykırım ve zulmün sonlandırılması için dünya ve İslam alemine yönelik çağrınız nedir? İslam alemine ve bütün dünyada vicdanı olan herkese çağrımız, vicdanı olan herkesin bizleri yalnız bırakmamasıdır. Filistin halkı sadece kendi siyasi ve vatani haklarını savunmamaktadır, aslında bütün İslam aleminin haklarını savunarak kutsal yerleri korumaktadır. Ümmetin haklarını savunmak için Filistin halkı mücadelenin ve çatışmaların en önünde yer almaktadır. Biliyorsunuz ki Siyonist işgalci İsrail’in hedefi sürekli genişlemektir. Bu genişlemeyi durduran veya engel olan şey, Filistin halkının 77 yıllık mücadelesidir. 1948 yılından beri işgalci İsrail’in tarihi Filistin devletini istila edememesi, genişleme hedefine de engel olmaktadır. Ama Filistin halkının yenildiği an, tarihi Filistin toprakları tümüyle istila edildiği an ertesi gün İsrail genişleme hedefine doğru hızlı bir şekilde ilerleyecektir. Bu yüzden Müslüman ülkelerin bu durumun farkında olmaları, Filistin davasının kaybolmaması için destek vermeleri gerekir. Filistin halkı ümmete karşı görevlerini yerine getirecektir. Biz kutsal Kudüs’ü korumakla mükellefiz. Bunu yapacağız. Bunların hapse atıldıklarını da görmek isteriz UCM, İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı’nı mahkum etti. Bu yeterli mi? Uluslararası toplum başka ne gibi önlemler almalı? Yeterli değildir ama önemlidir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant’ı mahkûm etmesi ve tutuklama kararı çok önemlidir. Çok önemli bir semboldür. UCM’den çok önemli bir mesajdır. Mahkûmiyet kararı ve tutuklama kararıyla yetinilmemesi gerekiyor. Nihayetinde bunların hapse atıldıklarını da görmek isteriz. Sadece Siyonist İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı ile özetlenecek bir durum değildir. İsrail devleti tüm kurumlarıyla suçlu bir devlettir.