Filistinli uzmanlardan iftiralara cevap: Türkiye Gazze’nin akciğeri!
Araştırmacı İslam Halid “Türkiye ile ticaretimiz, Filistin için nefes borusu gibi” dedi. Filistin yönetimi “İsrail’in ekonomik ablukasını Türkiye sayesinde aşıyoruz” diye konuştu. İş adamı Mezin Hasan da “Baskıya rağmen Erdoğan bizi yalnız bırakmadı” ifadesini kullandı.YILMAZ BİLGEN’İN HABERİ – Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümeti hedef alan çıkışlara Filistinli cevap Filistinli uzmanlardan geldi. Son dönem bu yönde yapılan tartışmaları maksatlı bulan Filistinli araştırmacı İslam Halid, “Erdoğan ve yönetimine dönük iftira düzeyine varan iddialar gerçeği yansıtmıyor. Şayet Türkiye olmasa nefes dahi alamayız dedi ve rakamlar eşliğinde Türkiye’nin yardımlarını ve son süreçteki rolünü anlattı. Filistin-Ramallah yönetimi ekonomi bakanlığı yetkililerinden Ebu İslam ise Türkiye’nin rolünü hiç bir güç yok sayamaz. Filistin’in rakipsiz en büyük ticari partneri Türkiye’dir” diye konuştu.KARA PROPAGANDAFilistinli araştırmacı İslam Halid, “Türkiye’nin Filistin meselesindeki tavrı ile ilgili bilinçli bir kafa karışıklığı üretiliyor. Türkiye-İsrail ilişkilerinin tarihini bilmeyen çevreler sadece ön yargı ve siyasi gerekçelerle Erdoğan ve Türk hükümeti aleyhinde kara propaganda yürütüyor. Oysa Türkiye’nin çabaları Filistin açısından ekonomik, stratejik ve politik boyutun ötesindedir. Kirli propaganda ve duygusal yaklaşımların zıddına bu misyon uzun vadeli, stratejik bir bakış açısıyla değerlendirilmek zorunda” dedi ve reel verilerle bu desteğin detaylarını sıraladı:”Bu ilişkinin gerçek boyutlarını sahada olan biten gerçeklik dahilinde bilmek şart. Her ne kadar bazı özel bilgileri gizli tutmak şart olsa da bu çetrefilli konuya saha gerçekliği dahilinde ışık tutmak mümkün. Eldeki veriler doğrultusunda; Türkiye ile “İsrail” arasındaki ticaret hacminin büyük bir kısmının Türkiye’nin İsrail’den bağımsız deniz ve kara limanları olmayan Batı Şeria, Gazze Şeridi ve 1948’li topraklardaki Filistinliler ile arasındaki ticaretten kaynaklı olduğu bilinmelidir. Söz konusu limanlardan Filistinlilerin yaptığı ticaret, Filistin-İsrail ekonomik ilişkilerini düzenleyen Oslo Anlaşması’nın ekonomik eki ile belirlendi. Ayrıca 1 ve ikinci Paris Anlaşmaları’nında Filistin’in ekonomik bağımsızlığına indirilen en büyük darbeler oldu.”TÜRKİYE’NİN VARLIĞI HAYATİ ÖNEME SAHİP Filistin Ekonomi Bakanlığı yetkililerinden Ebu İslam, Türkiye’nin Filistinlilerle yürüttüğü ticaret için can simidi tanımlamasında bulundu. Ebu İslam, “İsrail’in ekonomik kuşatması ve Arap ülkelerinin eksilen desteğini Türkiye sayesinde telafi ediyoruz. Mevcut kısıtlamaları önemli ölçüde bu ticari faaliyetlerle aşıyoruz. Bununla birlikte uluslararası arenada Türkiye faktörü bize çok büyük artılar sağlıyor. Somut olarak Türkiye’nin doğrudan ticaret yoluyla veya dolaylı yöntemlerle Filistin’e sağladığı katkı hayati önem taşımakta. Bununla birlikte işgal altındaki beldelere altyapı ve temel hizmetlerin iyileştirilmesi kapsamında kalkınma projelerine hibeler ve finansal yardımlar sağlıyor. İsrail’in hizmet, sanayi, ticaret ve parasal gibi tüm sektörleri kilitleyerek Filistin ekonomisini kendi mutlak kontrolünde tutma istiyor. Bu ekonomik kuşatmayı kırmada Ankara hep yanımızda durdu. Filistin Yönetimi’nin, uluslararası hibeleri bağlama süreçlerine yoğun destek sundu. İsrail engelini aşmada Türkiye’nin ihracatı kritik değer taşıyor. İsrail’in kuşatma duvarlarını bu ticaretle aşıyoruz. Bu ticaret, iş dünyası veya Filistinliler nefes borusu niteliği taşıyor. Türkiye’de yapılan propaganda gemiler işgal limanına gidiyor şeklinde ve bu doğru. Ancak bize ulaşan her yardım ve yürüyen ticaret o limanlar üzerinden sağlanıyor” bilgisini paylaştı.SİYONİST BARİKATI YARAN BOYUTU VAREbu İslam Filistinliler açısından Türkiye’nin oynadığı misyonun ticaret ibaret kalmadığını şu sözlerle anlattı:”Bizim için Türkiye faktörü ticari olduğu kadar insani, diplomatik, siyasi, eğitim, kültür gibi açılardan da kritik öneme haiz. Filistinliler için ticari noktada Türk ürünleri tercihte ilk sırada gelir. Buna Filistin ekonomisinin desteklenmesi için Türk Hükümeti tarafından sağlanan özel ayrıcalıklar kapsamında Filistinli tüccarlara bir dizi vergi muafiyetleri uygulanıyor. Bunu bize dünyanın hiçbir ülkesi yapmadı, yapmıyor.Türkiye aslında yürüttüğü ekonomi politikası ile Filistinlilerin sadece öncelikli ticaret ortağı değil, aynı zamanda ‘İsrai’in kontrolündeki limanları ve barikatları aşıp, ticaret değişimine eklenen ticaret yoluyla Filistin’in ilk ekonomik destekçisi vasfını kazanıyor. Buna Filistin’deki endüstriyel şehir projelerine yaptığı katkı sayesinde en büyük yabancı yatırım ülkesi vasfını da eklemeliyiz. Bu projeler mevcut zorluklara rağmen 500 milyon dolara ulaştı TİKA’nın hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de Filistin devletinin altyapısını desteklemek için gösterdiği çaba ise çok özel bir yere sahip. Yine Kudüslülerin şehri Yahudileştirme ve zorla göç ettirme girişimlerine karşı direnişinin desteklenmesinde Türkiye tüm kurumları ile olağanüstü çaba yürütüyor. İşgal rejimin uyguladığı sınır dışı etme ve Yahudileştirme politikası karşısında Filistinli tüccarları desteklemeye odaklanan Türkiye diğer yanda turizm ve benzeri yollarla da Kudüse ve Kudüslülere en büyük gücü ve desteği sağlıyor.”TÜM BASKI VE ZORLUKLARA RAĞMEN YANIMIZDALARFilistinli iş adamı Mezin Hasan ise Türkiye’nin Filistin’le ticarette ilk sırada geldiğini vurguladı. Hasan, “Filistinlilere sağlanan imkanları hiçbir ülke de yok. Birikim ve kazanımlarımız Türkiye’de güvence altında. Sadece Filistin içerisinde değil tüm diaspora Filistinlileri için bu böyle. Dünya geneli tüm Filistinliler bu sebeple yatırım yapmada ilk tercih olarak Türkiye’yi görmekte. 7 Ekim sonrası Gazze Şeridi’ne yönelik saldırının feci yansımalarını hafifletecek veya sınırlandıracak her türlü ekonomik faaliyet konusunda uluslararası artan baskılara rağmen Türkiye yardımlarını sürdürdü ve Gazze’nin ve Filistin’in akciğeri olmaya devam etti. Erdoğan’a yöneltilen saha gerçekliğinin çok ötesinde. Gazze Şeridi’nde insani yardım faaliyetlerinin siyasi, ekonomik aktörlerini bilmeyenler bu iddiaları dillendiriyor. desteğini sağladığı görülmektedir. Ayrıca hale hazırda Türkiye’de 20 bine yakın Filistinli öğrenci eğitim görüyor. Bunları görmemek mümkün mü?” diye sordu.Filistinli isimler, bunca yoğunluğa rağmen Türkiye’nin, engelleri aşma konusundaki kararlılığının yok sayılamayacağını özellikle belirtti ve tüm ülkeler Filistin’in ekonomik ve siyasi faaliyetlerine katı kısıtlamalar getirirken Türkiye’nin tek istisna rolünün inkar edilemeyeceğini kaydetti.