Gerçekler uzun yıllar sonra kızı sayesinde ortaya çıktı: Herkesin çok sevdiği iyi aile babasının akılalmaz sırrı! Bunca zaman fark edilmemeyi nasıl başardı?
Takvimler 2009 yılını gösterirken bir gece April Balascio’nun evinde sükûnet hakimdi. Eşi ve ergenlik çağındaki çocukları çoktan uyumuştu ancak Balascio, masanın başında oturmuş, bir deftere harıl harıl notlar alıyordu.Balascio, çocukluk yıllarında dolaştıkları kasabaları ve bu kasabalarda hangi tarihler arasında yaşadıklarını hatırlamaya çalışıyordu. Ancak bu iş hiç kolay değildi. Çünkü çocukken sürekli oradan oraya taşınıyorlardı.Ohio, Georgia, Florida, Arizona, Colorado, Wisconsin, Pennsylvania gibi pek çok eyalette yaşamışlardı. Babaları onu, annesini ve kardeşlerini bazen bir karavana, bazen bir kamyona, bazen de bir okul otobüsüne bindirip hiç bilmedikleri yerlere götürüyordu. Bazen çadırlarda, bazen ahırlarda, bazen de kır evlerinde kalıyorlardı. Balascio çoğu okul yılını birden fazla şehirde tamamlamak zorunda kalmıştı. Gece vakti babalarının onları uyandırıp “Eşyalarınızı toplayın” dediğini ve kimseyle vedalaşmadan yola döküldüklerini hatırlıyordu Balascio.AYLARDIR ÇOCUKLUĞUNU HATIRLAMAYA ÇALIŞIYORDUAslına bakılırsa Balascio’nun herkes uyuduktan sonra eskiyi hatırlamaya çalıştığı ilk gece değildi bu. Aksine, aylardır geç saatlere kadar oturup internette araştırmalar yapıyordu.Kasabanın adını ve hatırladığı kadarıyla hangi tarihlerde orada olduklarını arama motoruna yazan Balascio, yanına da “faili meçhul” ya da “cinayet” gibi kelimeler ekliyordu. Bir şeyler bulduğunda, bu çalışmayı yapmaya başlayalı neredeyse 18 ay olmuştu. “Faili meçhul 1980 Watertown Wisconsin” araması Balascio’yu “sevgili cinayetleri”ne ulaştırmıştı.
Söz konusu sevgililer, ikisi de 19 yaşında olan Kelly Drew ve Timothy Hack’ti. Ağustos 1980’de Concord House isimli bir yerde yapılan bir düğüne katılan Drew ve Hack’i o geceden sonra sağ gören olmamıştı.Concord House ismi Balascio için çok tanıdıktı. Babasının o yaz orada hademe olarak çalıştığını hatırlıyordu. Ancak Drew ve Hack’in cesetlerinin bulunduğu ekim ayında Balascio ve ailesi çoktan yüzlerce kilometre doğuya, Pennsylvania’nın Pittsburgh şehrine taşınmıştı.DNA ÖRNEKLERİ SAYESİNDE DOSYA YENİDEN AÇILDINe var ki 2007 yılında dosya yeniden açılmıştı. Drew’nun giysilerinde bulunan meni lekelerinden elde edilen DNA örnekleri önemli bir gelişme olmuş, açılan telefon hattı aracılığıyla yeni ipuçları toplanmıştı.Hattı arayanlardan biri de Balascio’ydu. Aslında numarayı çevirirken telefonun açılmasını bile beklemiyordu Balascio. Dolayısıyla hattın öbür ucundaki dedektife, aradıkları kişinin Edward Wayne Edwards olabileceğini anlatırken biraz şaşkındı. Muhtemelen dedektif de duydukları karşısına şaşkına dönmüştü zira 40 yılı aşkın zamandır evli olduğu eşiyle Kentucky’de yaşamakta olan 75 yaşındaki Edwards, Balascio’nun babasıydı.Balascio, The Guardian’a yaptığı açıklamada, “Telefonu kapatınca ‘Ne yaptım ben?’ diye düşündüm. O dedektifi sonu gelmeyecek bir yola mı sokmuştum? Kendimden şüphe ediyordum, kendime kızıyordum. Babam hakkında bunları düşündüğüm için berbat bir insan mıydım?” ifadelerini kullandı.Ancak Balascio’nun şüphelerinin boşa olmadığı kısa süre içinde anlaşıldı. Edwards, Watertown cinayetlerinin sorumlusu olmakla kalmayıp 3 cinayeti daha itiraf etmiş, daha fazlası olabileceğine dair de ipuçları vermişti.
Solda Edwards’ın 60’lardan bir fotoğrafı, sağda Balascio’nun kitabının kapağıRAMSEY VE ZODYAK CİNAYETLERİYLE İLGİSİ VAR MI?Günümüzde gerçek suçlarla ilgili komplo teorilerini kovalayan kişilerin bazıları Edwards’ın ABD’nin en kanlı katili olduğunu, 1960’lardaki Zodyak cinayetlerinin ve 1996’da Colorado’da yaşanan JonBenet Ramsey cinayetinin faili olduğunu öne sürüyor. Balascio bu iddialara inanmasa da babasının kurbanlarının sayısının 5’ten fazla olduğuna emin olduğunu belirtiyor.Balascio’nun hikâyesi ilk olarak 2019 yılında yayınlanan “The Clearing” isimli podcast’le gündeme geldi. Geçtiğimiz günlerde raflarla buluşan “Raised by a Serial Killer” (Bir Seri Katil Tarafından Büyütülmek) isimli kitabıyla Balascio bir kez daha gerçek suç meraklılarının dikkatlerini üzerine topladı.Kitapta Balascio, çocukluğunun hem harika hem de karanlık ve korkutucu yanlarını anlatıyor. Bir canavar olan babasının çocuklarına karşı çok sevecen bir insan olduğunu vurgulayan Balascio, “Okurların benim yaşadığım iniş çıkışları yaşamasını, babamla kurduğum sevgi-nefret ilişkisinin bir benzerini kurmasını istedim. Kötü adamların olayı budur. Babam çok sevilirdi, ortamlara renk katardı” dedi. Balascio babasının işlediği suçların bu kadar uzun süre fark edilmemesinin sebeplerinden birinin bu olduğunu da sözlerine ekledi.BERBAT BİR ÇOCUKLUK GEÇİRDİEdwards, Balascio’nun annesi Kay Lynn Hedderly ile 60’ların sonlarında Akron’da bir şehir otobüsünde tanıştı. Hedderly 21 yaşında Edwards ise 35 yaşındaydı ve şartlı tahliyeyle hapisten çıkmıştı. Zor bir hayatı olmuştu. Bekâr bir annenin oğlu olarak çocukluğunun çoğunu bir yetimhanede geçirmiş ve korkunç bir muameleye maruz kalmıştı. Ergenlik yıllarında bisiklet hırsızlığından otomobil hırsızlığına terfi etmiş, ardından çeşitli kadınlarla Amerika’nın farklı yerlerinde yaşamış, bazen satıcılık yapsa da asıl gelirini hırsızlık ve dolandırıcılıktan kazanmıştı. Nihayetinde FBI’ın “en çok aranan 10” listesine giren Edwards, Hedderly’le tanıştığında bütün bunları ardında bıraktığını iddia ediyordu.Evlendiler ve kısa süre içinde 5 çocukları oldu. (Balascio en büyükleriydi.) Edwards, çalışabildiği her yerde çalışıyordu ama genelde patronlarını soyup maaşından fazlasını kazanabilmek için planlar kuruyordu. Aynı zamanda motivasyon konuşmaları yapıyor, kendi dönüşümüyle ilgili konferanslar veriyordu. Hatta bu konuda bir kitap yazmıştı ve kitabını kartvizit gibi kullanıyordu.
Edwards ve o zamanki eşi Marlene 1962’de Ohio’daki 7.000 dolarlık bir banka soygunu nedeniyle FBI’ın arananlar listesine girdi”BİZİM ONUN GİBİ BÜYÜMEMİZİ İSTEMİYORDU”Seri katil denince akla gelen “yalnız adam” havası yoktu Edwards’da. Aksine ailesinin merkezindeydi. Örneğin Balascio 2 yaşındayken elektrik çarpması nedeniyle hastanelik olduğunda, yanında babası kalmış, onu kucağında uyutmuş, eve döndükten sonra da bandajlarını her sabah babası değiştirmişti. Balascio, babasının her alanda destekçisi ve yardımcısı olduğunu, çocuklarını da dürüst ve saygıdeğer insanlar olarak yetiştirmeye çalıştığını belirtti ve ekledi:”Örneğin kardeşlerim bir eczaneden şeker çalmışlardı. Babam onları ellerinden tutup eczaneye götürdü, özür diletti ve borçlarını ödemeleri için eczacının getir götür işlerini yapma cezası verdi. Muhtemelen kendisi de o eczaneden bir şeyler çalmıştı ama gerçekten de bizim onun gibi büyümemizi istemiyordu. Geriye dönüp baktığımda çocukluğumu sevgiyle hatırlıyorum. Bu bir başa çıkma mekanizması olabilir ama hep olumsuzlukları düşünmek istemiyorum.”KONTROLCÜ VE ASABİ BİRİYDİBalascio kitabında çocukluğunda yaşadıkları çeşit çeşit kasaba ve evlere dair hatırladıklarını ilgi çekici bir dille anlatıyor. Edwards’ın her gittiği yerde büyük arkadaş grupları kurduğunu ve mangal partileri verdiğini belirten Balascio, babasının aynı zamanda şiddet uygulayan ve kontrolcü biri olduğunu, çok kolay sinirlendiğini vurguluyor.Kitaba göre, Edwards iki kez Balascio’nun annesinin çenesini kırmış, bir keresinde de cipsleri bitirdiği için kadını bıçaklamıştı. Sakin sakin oturdukları akşam yemekleri, çoğu zaman tabakları yerlerden toplamayla sonuçlanıyordu.Yaşadıkları evlerin çoğunluğunda kalorifer, su gibi sistemler olmadığından, Balascio ve kardeşleri sürekli evde işler yapmak zorunda kalıyor, çatıyı tamir edip yerleri temizliyordu. Edwards, birkaç kez yaşadıkları evlerden ayrılmadan önce ateşe vermişti. Evde besledikleri hayvanlar da bu şiddetten nasibini alıyordu.Balascio 18 yaşına geldiğinde canına tak etti. Bir iş buldu, evden ayrıldı ve bir daha asla ailesinin yanına dönmedi.Şu an annesine daha “anlayışlı” yaklaştığını söyleyen Balascio, “Çok fazla kontrol altındaydı ve istismara maruz kalıyordu. 70’li yıllarda kadınlar için şimdiki programlar yoktu. Yükünün altında ezildiğine eminim. İşi yoktu, sürücü belgesi yoktu, ev dışında hiç çalışmamıştı, 5 çocuğu vardı. Ne yapacaktı ki?” ifadelerini kullandı.
Edwards’lar üç çocuklarının orduya katılmasıyla yerel bir gazeteye haber olmuştuEVLATLIK KARDEŞİNİN ÖLÜMÜ BALASCIO’YU ŞÜPHEYE DÜŞÜRDÜBalascio babasının katil olduğundan şüphelenmeye 90’ların sonlarında başladı. O ve kardeşleri büyüyüp evden ayrıldıktan sonra babası, bir arkadaşının en küçük oğlu olan Dannie Boy’u evlat edinmişti. Dannie Boy, Edwards’ı bir idol olarak görüyor, ona baba diye hitap ediyordu. Ailenin soyadını da almıştı. Edwards onu orduya katılmaya ikna etmiş, sınava bizzat hazırlamış ve askerlere özel bir hayat sigortasını en üst limitinden (200.000 dolar) almaya ikna etmişti. Dannie Boy’un hayatını kaybetmesi halinde ödeme Edwards’a yapılacaktı.Dannie Boy’un cansız bedeni, Edwards’ların yaşadığı evin yakınlarında sığ bir mezarda bulununca Edwards ve eşi Ohio’dan Arizona’ya taşındı. Dannie Boy başından vurularak öldürülmüştü ancak olayla ilgili herhangi bir tutuklama yapılmamıştı.Balascio, “Ben gerçekten onu babamın öldürdüğüne inanıyordum ama bunu nasıl kanıtlayacağımı bilmiyordum. Ayrıca kendi çocuklarımla meşguldüm” dedi. Balascio’nun çocukları büyüdükçe, babası ve tuhaf çocukluğuyla ilgili soruları da büyüyordu. Kendi çocukları ergenlik çağına geldiğinde Balascio’nun üzerindeki yük artmıştı. Çocukları gece dışarı çıktığında, orantısız diyebileceği bir paniğe kapılması Balascio’yu en başta bahsettiğimiz internet aramalarına ve babasının yakalanmasına itti.İDAM EDİLMEK İSTEDİDNA testleri Edwards’ın Wisconsin cinayetlerinin faili olduğunu doğruladı. Edwards ifadesinde başka cinayetlerden de bahsetmeye başladı. 75 yaşındaydı, ölümcül obezdi ve oksijen takviyelerine ve tekerlekli sandalyeye bağlıydı. İdam cezası almak istiyordu ama Wisconsin’de idam yoktu.Edwards, Drew ve Hack’i neden öldürdüğüne dair güvenilir bir açıklama yapmadı ama idam cezasının kaldırılmadığı Ohio gibi “diğer eyaletler”e gidebileceğini söyledi; Ohio’da 1996’da Dannie Boy’u, 1977’de de arkadaşı Billy Lavaco ve kız arkadaşı Judith Straub’u öldürdüğünü itiraf etti.Edwards, Lavaco’yu öldürmesine sebep olarak adamın 8 yaşındayken Balascio’yu taciz etmesini göstermişti. Gerçekten böyle bir şey yaşanmıştı ama Balascio babasının bildiğini bilmiyordu. Yaşananları kimseye söylememişti. Dahası Lavaco’nun öldüğünü de bilmiyordu.Balascio, “Dedektifler bana durumu anlattığında kusmaya başladım. Bir dedektifle her konuşmamda kendimi bir odaya kilitliyordum çünkü nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum ve ailem etkilensin istemiyordum. Duşa girdiğimi, lifi katlayıp dişlerimin arasına sıkıştırdığımı ve sesim duyulmadan çığlıklar attığımı hatırlıyorum. Bu duş numarasını defalarca yaptım” diye konuştu.KIZINA İMZASINI GÖNDERDİEdwards, Nisan 2011’de yani idam tarihinden birkaç ay önce cezaevinde doğal sebeplerle hayatını kaybetti. Balascio hafiflediğini belirterek, “Sırtımdan var olduğunu bilmediğim bir yük kalktı” dedi. Timothy Hack’in anne ve babasıyla tanışmanın özellikle iyileştirici olduğunu söyleyen Balascio, kitabını da Dave ve Judy Hack’e adadı.Balascio, yüzleşmek zorunda kaldığı en büyük şeyin babasına olan benzerliği olduğunu belirterek, “Çocukken hep ‘Aynı baban gibisin’ derlerdi. Doğru. Babam fevri bir insandı, ben de öyleyim. Ama iyi ve eğlenceli özelliklerinin pek çoğuna da sahibim. Organize ettiği eğlenceli etkinlikleri ben de yapıyorum. Ondan çok şey öğrendim. Tamirat işlerini becerebiliyorum, babam bu anlamda çok yetenekliydi. Bize öğrettiği satış becerisi sayesinde hepimiz hayatta başarılı olduk diye düşünüyorum. Çocuklarımda da aynı şey var” dedi.İhbar ettikten sonra Edwards’ı hiç görmediğini de sözlerine ekleyen Balascio, “Bana ileride değerinin artabileceğini belirterek cezaevinden imzasını gönderdi. Kâğıdı çöpe attım” diye konuştu.Yine de artık babasını sevdiğini söyleyebilir durumda olduğunu ifade eden Balascio sözlerini, “Çok uzun zaman boyunca babamdan nefret ettim ama şu an açıkça onu sevdiğimi ve bana öğrettiği şeyler için minnettar olduğumu söyleyebilirim. Neye takıldığımı seçiyorum. Onun elinden geleni yaptığını düşündüğüne gerçekten inanıyorum. Babam için asla bahaneler uydurmayacağım. Ne yaptığını biliyorum ve bu konuda konuşabilirim. Ama o benim babamdı” diye noktaladı.The Guardian’ın “My father, the serial killer: how April Balascio put her dad behind bars – and broke free of her childhood” başlıklı haberinden derlenmiştir.