Girsu Antik Kenti’nde büyük keşif
Herakles ve Ningirsu’ya adanmış olan ve Büyük İskender’le bağlantısı olabilecek Girsu’daki Helenistik Tapınağın bir replikası. C: The Girsu Project Arkeologlar Irak’ta birbiri üzerine inşa edilmiş iki tapınak ortaya çıkardı. Daha yeni olan Helenistik tapınak MÖ 4. yüzyıla tarihleniyor ve Büyük İskender ile bir bağlantısı olabilir. Tapınakta, “iki kardeşi veren”e gönderme yapan Aramice ve Yunanca yazıtların yer aldığı pişmiş bir tuğla bulundu. Bu yazıt, MÖ 336’dan MÖ 323’e kadar 13 yıllık hükümdarlığı sırasında bilinen dünyanın çoğunu fetheden Makedon kralına bir gönderme olabilir. British Museum’dan arkeologlar, söz konusu tapınağı Irak’ın güneydoğusunda bugün Tello olarak bilinen bir Sümer kenti olan Girsu’daki kazılar sırasında keşfetti. Kazılar, müze tarafından yürütülen ve Girsu Projesi olarak bilinen, kentin tarihi hakkında daha fazla bilgi edinmeye odaklanan bir girişimin parçası. Kazıyı yöneten British Museum’da Antik Mezopotamya küratörü ve arkeolog Sebastien Rey, “Eski Sümer tapınağının kalıntıları, Yunan tanrısı Herakles’e ve onun Sümer eşdeğeri kahraman tanrı Ningirsu’ya adanan yeni yapıyla tam olarak aynı noktada gömülü olarak bulundu.” diyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Araştırmacılar, 1.500 yıl önce bir tapınak olan yerde bir tapınağın daha yapılmasının tesadüf olmadığını ve bu alanın Mezopotamya halkı için bir önemi olması gerektiğini söylüyor. Rey, “Bu durum, MÖ 4. yüzyılda Babil’de yaşayanların tarihleri hakkında geniş bir bilgiye sahip olduklarını gösteriyor. Sümerlerin mirası hala çok canlıydı.” diyor. Arkeologlar ikili tapınak alanını keşfederken, bir sunak ya da tapınağın altına gömülmüş eski bir Yunan sikkesi olan gümüş bir drahminin yanı sıra üzerinde iki kardeş yazısı bulunan bir tuğla keşfettiler. Rey, “Yazıt çok ilginç çünkü Yunanca ve Aramice yazılmış esrarengiz bir Babil isminden bahsediyor. Adadnadinakhe, yani ‘Adad, kardeşleri veren’ ismi, arkaik tonu ve sembolik çağrışımları nedeniyle açıkça törensel bir unvan olarak seçilmiş. Tüm kanıtlar bu ismin olağanüstü derecede nadir olduğuna işaret ediyor.” diyor. Yazıtın kendisi, genellikle bir şimşek ve kartal ile sembolize edilen Yunan gök tanrısı Zeus’a bir atıf niteliğinde. Rey, “Bu sembollerin her ikisi de, Büyük İskender’in hükümdarlığı döneminde Babil’de basıldığı düşünülen sikkenin üzerinde yer alıyor. Bir tarafta Herakles’i, İskender’in geleneksel temsillerini güçlü bir şekilde hatırlatan genç, temiz traşlı bir portrede gösteriyor, diğer tarafta ise Zeus’u” Rey, Zeus’un ayrıca Ammon kahini aracılığıyla İskender’i oğlu olarak kabul etmesiyle ünlü olduğunu söylüyor. “İskender ve Herakles arasındaki kardeşlik bağını onayladığı için kelimenin tam anlamıyla ‘iki kardeşi veren’ oldu.” Ancak araştırmacılar Makedonya kralının bölgeyi gerçekten ziyaret edip etmediğini henüz bilmiyorlar. Rey, “Ancak Babil’de kaldığı süre boyunca ya da Susa’ya giderken yolunun üzerinde bir sapaktan geçerek oraya gitme fırsatı bulmuş olabilir. Daha da önemlisi, Babil’i aldıktan sonra askerlerine ödeme yapabildi çünkü şehrin hazinesi kendisine teslim edilmişti. Bu, İskender ve generallerinin bölgenin zenginliğinin kontrolüne sahip olduğu anlamına geliyordu ve muhtemelen şehirde basılan çok sayıda sikkeyi basmak için Babil gümüşünü kullandılar.” diyor. Araştırmacılar, eserlere ek olarak, normalde bir savaştan sonra verilen ve aralarında kilden yapılmış asker figürlerinin de bulunduğu sunular da buldu. “Helenistik dünyanın çeşitli yerlerinden çıkarılan figürler, birçok durumda ziyaretçiler tarafından tapınağa taşınmış olmalı. Bunlar arasında İskender’le güçlü bağları olan at sırtındaki Makedon biniciler de var. Bununla birlikte, savaşçı kahramanlık kültüyle de ilişkilendirilebilirler.” Rey, “Tapınakta İskender’in varlığına dair açık işaretlerle birleştiğinde, bu durum İskender’in tapınağının yeniden kurulmasında doğrudan ve aktif bir rol oynadığı ya da erken ölümünden sonra tapınağın Makedonyalı için bir anıt haline geldiği gibi ilginç bir olasılığı gündeme getiriyor.” Kaynak: Arkeofili