Güvenin merkezi Türkiye! MİT’in takas operasyonu dünyanın dilinde
Türkiye’nin Soğuk Savaş döneminden beri yapılan en büyük tutuklu değişimlerinden birinde oynadığı rolünü dünya konuşuyor. Uzmanlar “Bu ortamda Türkiye’den başka hiçbir ülke bunu başaramazdı” vurgusunda bulunuyor.HABER MERKEZİ ANKARA – Millî İstihbarat Teşkilatının (MİT) yönettiği büyük takas operasyonu dünyada geniş yankı uyandırdı. Ankara; ABD, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç, Rusya ve Belarus cezaevlerinde bulunan 26 kişinin karşılıklı değişimini içeren son dönemin en geniş kapsamlı takas operasyonuna imza atarken, Türkiye’nin ara bulucu ve uzlaştırmacı tavrı bir kez daha dikkat çekti. ABD’den ve Rusya’dan Türkiye’ye teşekkür açıklaması geldi. Son yılların en büyük takası olarak değerlendirilen operasyonu gazetemize değerlendiren Milletlerarası Hukuk Uzmanı Doç. Dr. Hakan Erkiner “Türkiye, dünyadaki bu kadar devlet arasında uzlaştırmacı, ara bulucu devlet olarak diplomatik işlev üstlendi. Uluslararası hukuk bakımından önemli olan, Türkiye’nin aynı zamanda güvenin merkezi olması. Türkiye eylemin başından sonuna kadar sorumluluk üstlenmiş durumda. Bu çok önemli bir gelişmedir. Bunu da Türkiye’den başka yerine getirebilecek bir başka devlet yok” dedi.DENGELİ POLİTİKATakas sonrasında hem ABD’nin hem de Rusya’nın Türkiye’ye teşekkür ettiğini hatırlatan Erkiner, izlenen siyasetin dengeli ve doğru olduğunun kanıtlandığını kaydetti. Gerçekleştirilen takasın dünya ülkelerinin hepsinin gündemine girdiğini belirten Erkiner “Özellikle ABD her ne kadar Türkiye’ye teşekkür etse de Ankara’nın bu dengeli politikasını sonlandırarak, kendisini öne çıkarmak istiyor. Dünyanın bu kadar kutuplaştırılması sonrasında vahim savaşlar kaçınılmaz hâle gelir. Uluslararası hukuk mekanizmasının işlememesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Tüm taraflarda ikiyüzlülük, çifte standart var. Bunu olimpiyatlardan BM kararlarına kadar her yerde görebiliyorsunuz. Bize düşen bunun idrakinde olmak pozisyonumuzu buna göre konumlandırmak” diye konuştu. Rusya-Ukrayna savaşı başladığında Türkiye’nin direkt olarak Montrö Sözleşmesi’ni devreye sokup, Karadeniz’i muhtemel bir savaştan korumaya alarak tüm dünyanın takdirini kazandığını kaydeden Erkiner, yayılma eğilimi gösteren savaş ortamında çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.ERDOĞAN İÇİN DİPLOMATİK ZAFERMİT’in yönettiği takas operasyonu dünyada manşet oldu. Gazeteler daha önce Rusya ve Ukrayna arasındaki takas anlaşmalarını da hatırlatarak habere geniş yer ayırdı. Wall Street Journal gazetesi ‘Mahkûm Takası Batı’ya Türkiye’nin Aracı Olarak Değerini Hatırlatıyor’ başlıklı haberinde “ABD ve Rusya arasındaki esir takasına ev sahipliği yapmak, ülkesini Ukrayna savaşıyla ilgili müzakerelerin merkezine yerleştiren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için bir başka diplomatik zafer anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.”TARİHİN EN GÜÇLÜ DÖNEMİNDEYİZ”Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkanı Dr. Eray Güçlüer, Esenboğa Havalimanı’ndaki takas görüntülerinin insanlara soğuk savaş dönemini hatırlattığını belirterek, MİT’in operasyonundaki başarıya dikkat çekti. MİT’in, rehineleri teslim almadan önce uçaklarda biyometrik incelemelerle kişilerin kimlik tespitini yaptığına işaret eden Güçlüer “Şu an Türkiye, Cumhuriyet tarihin en büyük millî güç kapasitesine sahip. Demek ki Türkiye bir denge unsuru ve özgül ağırlığı yüksek bir ülke. Neden Yunanistan veya Gürcistan bu takası yapmadı? Çünkü Orta Doğu jeopolitiğinde en güçlü ülke Türkiye. Doğal olarak böyle bir takası en güçlü olan yapabilir. Zayıf ülkeye kim güvenebilir? Rehinelerin öldürülme riski de vardı. Bu, millî güçten, MİT’in kapasitesinden kaynaklanıyor. Tersten okuyacak olursak eğer, Türkiye bu takası gerçekleştirmeseydi 2’si çocuk 26 kişi öldürülebilirdi” ifadelerini kullandı.İSRAİL BASINI: NETANYAHU’NUN, İKİYÜZLÜ DAVRANDIĞINI GÖRDÜK İsrail merkezli Haaretz Gazetesi’nde yayımlanan haberde, İsmail Heniyye’ye yönelik suikastın, esir takası konusunun İsrail Başbakanı Netanyahu’nun gündeminde yer almadığını ortaya koyduğu belirtildi.Harel imzalı makalede, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye suikastının yanı sıra Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür’ün Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlenen saldırıda öldürülmesi ve İsrail yönetimince Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının lideri Muhammed ed-Dayf’ın öldürüldüğü iddiasının, bölgede yeni bir çalkantıya yol açtığı yorumu yapıldı.Makalede bütün bu gelişmelerden sonra Tel Aviv yönetimi ile Hamas arasında esir takası mutabakat ihtimalinin çok zayıfladığına dikkat çekildi.Heniyye suikastının İsrail ile Hamas arasında esir takası konusunda yürütülen dolaylı müzakerelerin devam ettiği bir süreçte geldiğine dikkat çekilen makalede, “Netanyahu’nun kendi gündemi olduğu ve rehineleri eve getirmenin en önemli gündemi olmadığı açık” ifadesine yer verildi.Netanyahu’nun “ikiyüzlü” davrandığı yorumuna yer verilen makalede, İsrail Başbakanı’nın geçen hafta ABD’de esir ailelerine görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini söylediği ancak bu açıklamasından kısa süre sonra mutabakatı çıkmaza sokacak yeni şartlar sunduğuna işaret edildi.