İran, İsrail’e ne zaman cevap verecek? Benzer bir durumun yaşanması yine kuvvetle muhtemel
Akşam gazetesi yazarı Yaşar Hacısalihoğlu, İran’ın İsmail Heniyye suikastına mutlaka karşılık vermesi gerektiğini belirtti. Hacısalihoğlu, İran’ın kendi topraklarında gerçekleşen bu suikastın ülkeyi zor duruma soktuğunu söyledi. Bu durumun, İran’ın prestijini büyük ölçüde zedelediğini ve tepki vermesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden yazar, İran’ın İsrail’e karşı güçlü bir misilleme yapması gerektiğini ifade etti. Yaşar Hacısalihoğlu, şunları kaydetti: “Hamas’ın siyasi lideri İsmail Henniye’nin İran’da şehit edilmesinden sonra günlerdir İran’ın İsrail’e saldırı yapıp yapamayacağı tartışılıyor. Bu beklenti her geçen gün biraz daha yoğunlaşıyor. Hamas liderine yapılan suikastın nasıl başarılabildiğine, İran’ın Henniye’yi neden koruyamadığına dair tartışmalar ve sorgulamalar devam ederken, İran’ın karşı karşıya kaldığı bu durum ona oldukça fazla yük yüklüyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Kendi liderlerine, temsilciliklerine, kendi insanına yapılan saldırılar bir yana şimdi Hamas liderine kendi topraklarında misafir olarak bulunurken yapılan bu suikastın başarılmasında rol oynayan etkenlerin tartışmaya açılması, öncekilere kıyasla İran’a yönelik çok daha fazla yıpratıcı içerik taşıyor. Bu yüzdendir ki, karşılık vermesi giderek kaçınılmaz hale geleceğe benziyor. Bunun sadece İran’la ilişkili güçler tarafından değil, bizzat İran tarafından yapılması gibi bir noktaya doğru odaklanılıyor. Bir süre önce İran’ın Şam Başkonsolosluğu’na İsrail’in yaptığı saldırı sonrası, verilen karşılığın da tartışması hiç eksilmedi. Bu karşılığın verilmesiyle kimine göre; İsrail’in işgal ettiği toprakların havadan İran tarafından ilk defa vurulabilmesi önemli bir başarıydı, kimine göre ise İsrail vurulmuş olsa bile etkisi neredeyse yok hükmündeydi. Bu defa da benzer bir durumun yaşanması yine kuvvetle muhtemeldir. Bu zeminde bir yandan da Ortadoğu’da bölgesel istikrarsızlığının yayılacağı, çatışma ve savaşın çok daha yaygın hale geleceği değerlendiriliyor. Öte yandan da ABD’nin İsrail’i koruyup kollamanın vazifesine dayalı açıklamalar peşi sıra geliyor. İsrail- İran denklemi her şeyin üstüne çıkarak, en üst başlıklı konuşmaların, açıklamaların, yorumların odağı haline geliyor. Unutulmamalıdır ki, esas olan en üst başlıkta yer alan İsrail’in yaptığı soykırım, terör, katliamları, durmak bilmeyen azgınlığı, gözüdönmüşlüğüdür. Bu vahşeti, bu rezilliği, insanlık utancını perdeleyecek, önceliğinden uzaklaştıracak hiçbir yeni üst başlık olamaz. İran –İsrail denklemine dayalı gerilim, çatışma ancak bunun alt başlığı olur ki, o da Gazze’nin mukaddes ve onurlu direnişine gerçek anlamda büyük katkısı olması halinde kıymetli olur. İsrail’in terörünü daha fazla desteklemek için, dünya ve iç kamuoylarının baskısını hafifletebilmek için, İran bahanesini kullanan Siyonist, işgalci, soykırımcı emperyalizmin ve onun terör karakolu İsrail, insanlık önünde soykırımcı, terörist kimliğini asla perdeleyemez. Bundan sonrası için atılması gereken ilk adım, Filistin direnişinin dağınıklığa fırsat vermeden derlenip toparlanmasıdır. Artık Hamas- El Fetih ayrışması, soykırım karşısında asla hazmedilemez. Kendi topraklarında mülteci durumuna sokulan bir halkın, en vahimi soykırıma uğratılan bir halkın farklı gerekçelere sığınarak ayrışması asla kabul edilemez. Türkiye bu konuda her zamankinden çok daha güçlü öncü rol üstlenebilir. İran’ın yapacağı en kıymetli misilleme ise; İslam coğrafyasında ayrışmayı değil, birliği savunmaktır. Müslüman’ın Müslüman kanı akıtmasını durdurmayı sağlamaktır. Siyonist, işgalci, soykırımcı emperyalizmin ve onun terör karakoluna karşı verilecek mücadelenin özü budur.”