Bahçeşehir Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı Abdullah Ağar detayları şu ifadelerle aktardı;İran İsrail’in tarihinde sadece bir kere karşı karşıya kaldığı bir saldırı formunu ilk defa İran adına kullandı. Bundan 33 yıl önce Saddam Hüseyin, İsrail’e sukutlarla saldırmıştı. Şimdi doğrusal bir devlet saldırısı İran’dan geldi. Hem de İran karasalını kullanarak geldi. Bu açıdan bakıldığı zaman bir ilk. Vekaletler savaşının evrilmesi demek bu. Doğrusallaşması demek.Bununla ilgili İsrail tarafının işi tahrik ettiği doğrudur. Bunda şüphe yok. Bunu hangi gerekçelerle yaptığını muhakeme ederek sıralayabiliriz.1 Nisan’da gerçekleştirilen büyükelçilik saldırısı… Şimdi sen neden 1 Nisan’da Şam’daki İran toprağını vurdun? Benim temel öngörüm şu; Netanyahu kendi toprağı ve siyasi geleceğini konsülde etmek, kendisine sağlanan desteğin zayıflamasına yönelik, bu desteğin tekrar geri kazanılmasına göre yapılması bir gerçek.Rahatsızlık hisseden ABD’nin desteğini tazelemek açısından bir destek. Gazze’de kaybettiği itibarını geri kazanmak için bir oyun kurgulamış olduğu bir destek ama bence asıl maksat şu; 7 Ekim’den önce İsrail’in bir iddiası vardı. Diyordu ki; ‘Bu İran benim için bir baş belası. Bir varoluşsal tehdit.Şimdi nükleer kapasiteyi de kazanıyor. Vekilleriyle üzerinde büyük bir korku oluşturmuştu. Onu yoruyordu. Şimdi nükleer güçte kazanıyor. ‘Bir tanesini düşürürse beni mahveder, beni bitirir. O yüzden ben bu mücadeleyi yapmalıyım’ diyor.ABD’de ona kendi küresel angajmanları yüzünden diyordu ki; Bu böyle olmaz, tehlikeli. Yaptırımları serbest bıraktı. Bloke edilmiş fonları serbest bıraktı. Irak parasının oraya gitmesini sağladı. Trump döneminde iptal edilen nükleer anlaşma ile ilgili bir tazeleme girişiminde bulundu.7 Ekim’den sonra İsrail, ABD’nin fiziki gücünü menfaatleri doğrultusunda İran’a karşı kullanma fırsatı yakaladı. Bu fırsatın en önemli evresine geldik.
