İranlılar, Türkiye’ye karşı “Buna nasıl izin verilir?” diye kampanya başlattı! Gerçekten büyük rezalet
Bekir Hazar, Osmanlı’nın ecdadından haberdar olmasını engelleyen eğitim sistemini eleştirdi. Tarihimizin unutulmuş kahramanlarını ve zaferlerini hatırlatan Hazar, akıncıların destanlarını anlattığı yazısında, Türk tarihinin bilinmeyen yönlerine vurgu yaptı. “Şimdi Yer Vatan’da tarih yazan AKINCI ecdadımızın torunları Gök Vatan’da AKINCI-TİHA’lar ile destan yazıyor. Dünya bu yeni nesil Gök Akıncılarına parmak ısırıyor” diyen Hazar, ancak içimizde Hitit-Asur-Sümer medeniyeti ile büyüyüp ecdadına söven tiplerin, şimdi bu Akıncı TİHA’larımızı her fırsatta itibarsızlaştırma savaşına girdiğine dikkat çekti. Hazar, Takvim gazetesindeki köşesinde şunları kaydetti: “Osmanlı’yı yıkanlar, ecdadından haberdar olmasını engelleyecek bir eğitim sistemi kurdular bu memlekette. Yontma ve cilali taş devrini bile okullarda hücrelerimize işlediler. Ancak Yahya Kemal Bayatlı’nın şiirinde bahsettiği “Bin atlı çocuklar gibi şendik/bin atlı dev gibi bir orduyu yendik” şeklinde başlayan şiirindeki AKINCILARIMIZI, kahramanlarımızı okullarda bizden sakladılar. Bin atlıyla Fatih Sultan Mehmet Han’dan izin alarak, Türk köylerine saldırıp katleden Eflak kralının 20 bin kişilik ordusunu perişan eden Akıncı Bey’i Turhanoğlu Ahmet’i hiç öğrenemedi bir nesil. Mısır firavunu Tutankhamun’un dul eşi İmparatoriçenin bile Hitit kralının oğluyla evlenip güç kazanmak için can attığını ise ballandırarak liselerde anlattı tarih hocalarımız. Türkleri Orta Asya’dan yeni imparatorluk için Anadolu’ya gönderen Hoca Ahmet Yesevi’yi hiç bilen yoktu bizim lise çağlarımızda.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Onun isteğiyle çıktığı yolculukta sadece 700 Akıncı ile Balkanlarda fetihler yapan ve Bosna Hersek’in İslam’a geçişini sağlayan Sarı Saltukları ve yiğitlerini anlatan tek bir tarih hocasına rastlamadım eğitim hayatım boyunca. Devasa Kut-ül Amare zaferimizin kutlamaları bile 1946’da İngilizlerin isteği ile yasaklanıp takvimlerden kaldırılıyordu Türkiye’de. 2016’da bu yasağı ilk kez ahaber’de Yazboz’da dile getirdiğimizde öğrendi milyonlarımız Kut-ül Amare’yi. Daha yeni yapılan diziyle ve gözyaşlarıyla bu destanı içine çekebildi. Çünkü hem yasak vardı hem de Hititlerin, Asur kralı Asarhaddon’un imparatorluğunu nasıl büyüttüğünü tarih öğretmenlerinden dinleyerek ve ezberletilerek büyümüştü bu nesil. Sultan Abdülhamid Han için “Hain”, Asur kralı Asarhaddon için “Büyük kahraman” diyordu tarih hocalarımız bize. Büyüdük bu defa televizyonlarda Kral Richard’ın zaferlerini izleyerek yoğrulduk. 300 Spartalı’nın İran ordusunu nasıl yerle bir ettiğini filmle kafalarımıza çaktılar. Halbuki 300 değil yaklaşık 5 bin Spartalı vardı o savaşta ve tamamı imha edilmiş, büyük hezimet yaşamıştı. Bizi bunlarla oyalarlarken Çirmen savaşını doğru dürüst bilen yoktu bu ülkede. Sırplar Papa’nın da çağrısı ile 70 bin kişilik ordu toplayıp Edirne’de Meriç nehrinin kenarına yerleştiler. Sadece 4 bin kişilik askeri olan Lala Şahin Paşa 800 Akıncı’yı, 70 bin kişilik Haçlı ordusunu imhaya gönderdi. Ellerinde kalabalık gözükmek için çift meşalelerle tepelerden inen 800 Akıncı’ya, yüksekte Osmanlı yiğitlerinin çaldığı davullar eşlik etti. Üzerlerine devasa bir ordu geldiğini zanneden 70 bin kişilik ordu paniğe kapılırken yiğitler aralarına daldı. Düşman karargahında kalanlar yok edilirken, kaçanlar da Meriç nehrinde ağır zırhlarıyla, 2 kral ve komutanlarıyla imha oldu. 800 Akıncı ile dev gibi orduyu yenerken yiğitler çocuklar gibi şendi. Bu kahramanları bizlere ne tarih hocalarımız anlattı ne de filmleri yapıldı. Daha ne büyük AKINCI destanları vardı kim bilir? Binlerce film senaryosu yazacak destansı bir tarihe sahiptik ama dedik ya yasaktı okullarda çocuklarımıza anlatmak. Şimdi Yer Vatan’da tarih yazan AKINCI ecdadımızın torunları Gök Vatan’da AKINCI-TİHA’lar ile destan yazıyor. Dünya bu yeni nesil Gök Akıncılarına parmak ısırıyor. İçimizde Hitit-Asur- Sümer medeniyeti ile büyüyüp ecdadına söven tipler, şimdi bu Akıncı TİHA’larımızı her fırsatta itibarsızlaştırma savaşına girdi. BBC bile “İran Cumhurbaşkanı’nın cesedini Türk TİHA’sı buldu” diye yazarken, Tahran bir anda komplekse girdi. Sosyal medyada İranlılar “Buna nasıl izin verilir? Biz İHA sanayiinde güçlüyüz imajı vermeye çalışırken Türk AKINCI TİHA’larının reklamını yapıp, alıcı ülkeleri Ankara’ya yönlendiriyoruz. İhanet” diye bombardıman başlattı. İran Genelkurmay’ı hemen “Cumhurbaşkanımızın naaşını bizim İHA’lar buldu” diye açıklama yaparak öfkeyi yatıştırmaya çalıştı. Beyaz Saray’ın resmi yayın organı bile İran Genelkurmay’ından gelen bu açıklamanın üzerine atlayıp “Reisi’nin cesedini Türkler bulmamış” diye gururla haber yaptı. Bizdeki Batı hayranı ve muhalif ittihatçı kafalar boş durur mu? Yıllarca “Türkiye İran olacak” diye bağıran ezik kafalar, İran’ın yaptığı açıklamalara kene gibi yapışarak “Cesedi İran İHA’ları buldu. Bizimki yalan” diye youtube’da çığlık attı. Halbuki İran Genelkurmay’ının açıklaması öncesi BBC “Farsça servisimizin yaptığı araştırmaya göre, Akıncı TİHA’nın enkazın bulunmasında kilit rol oynadığı konusunda İran’da fikir birliği var” diye haber yapıyordu. Bizim ezikler buna benzer yüzlerce yabancı haberi görseler bile “Biz asla yapamayız” diye Beyaz Saray ağzıyla bağırmaya devam edecekti. Önemli değildi. Ecdadımızın ruhunu yansıtan Akıncılarımız artık göklerde TİHA olarak uçuyordu. Osmanlıca’da TİHA “Okunduğunda veya üzerinde taşındığında Allahü teâlânın muhafazasına, korumasına kavuşmaya vesîle olan âyet-i kerîmeler” demekti. Bütün dünyanın imrenerek okuduğu Akıncı TİHA göklerimizin üzerine taşınmıştı artık. Ezikler ağlamasın da ne yapsındı?”