Yeni Şafak yazarı Mehmet Şeker, nükleer silahların dünya barışını tehdit ettiğini dile getirdi. Şeker, özellikle İsrail’in bölgedeki nükleer gücünün tüm dünya için tehlike oluşturduğunu belirtti. Nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savunan Şeker, barışın sağlanması için bu adımın şart olduğunu ifade etti. Nükleer silahların insanlık için büyük bir tehdit olduğunu vurgulayan Şeker, şunları kaydetti: “Sirenler çalarken uzun koridorda sığınağa doğru koşarken gördük Netanyahu’yu. Yaşına göre iyi kaçıyordu. Ense tıraşı da fena değildi. İran’a özgürlük getireceğini beyan ettiği günlere denk geldi o görüntüler. İsrail, İran’a özgürlük getirecekse, kankası ABD de demokrasi getirsin, kusur kalmasın. Kim ki bir yere özgürlük demokrasi vs getirmekten bahsederse, sonrasında ne olacağını bütün dünya iyi biliyor. Irak’a getirdiler, Suriye’ye Afganistan’a getirdiler. Her nereye havalı kavramlarla vaatte bulundularsa, orası parçalandı. Yahut altıyla üstü karıştı. * “İran’a cevabımız hayal ettiklerinden çok daha büyük olacak” diye niyetlerini açık etti İsrail tarafı. Öyle ya da böyle bir şey hayal ettiklerini varsayıyorlar demek ki. Ve cevap beklediklerini. Hâlbuki İran soru sormamıştı. Bilakis cevap vermişti. Üstelik çekingen, küçük çaplı bir cevap. Aman ciddi bir zarar vermesin tedirginliğiyle gönderilmiş birkaç minik buket. * Kendi ülkesinde adını kısaltıp Bibi diyorlar, biz de soyadını kısalttık. Bibi Netoş, İran’ın azını çoğa sayıyor. Kafaya koymuş, ille daha büyüğü ile mukabele edecek. ABD zaten dünden niyeti bozmuş. Bir fırsat kollar vaziyette. Bölgeye yaptığı yığınak spor maksatlı olmasa gerek. İkisinde de saldırmadan başını yastığa koyma düşüncesi yok. * Baydın İran’ın nükleer tesislerine saldırıyı desteklemediğini söyledi. Bu durumda diğer yerler açık hedef demektir. Nereyi gözlerine kestirirlerse artık. Petrol rafinerileri en başta. Sonrası önem sırasına göre gider. Baydın öyle diyor ama, onu kim ciddiye alır, kim dinler, sözüne kim itibar eder belli değil. * İsrail, bölgede kendinden başka bir ülkede nükleer güç bulunmasını istemiyor. Rusya, ABD, Çin, Fransa, İngiltere, Pakistan, Hindistan’daki nükleer güce sesini çıkaramıyor da İran’a şiddetle karşı çıkıyor. ‘Şiddetle’ kelimesinin altını çizelim. Nükleer güç dediğimiz, bir başka ifadeyle atom bombası. Bugüne kadar bir tek ABD kullandı o bombayı. Esasen hiçbir ülkede olmaması gereken bir güç o. Tamamen yok edilmesi, sıfırlanması gereken bir güç. * Neredeyse seksen senedir nükleere karşı olan iyi niyetliler, sıfırlamak için kaç defa niyet beyan ettiler ama bir sonuca varılamadı. Tam tersine artarak devam etti. İsrail’de varsa, bu hem bölge için hem dünya için büyük tehlike demektir. O gücü aklı yerinde olmayan birine vermekten daha fazla tehlikeli üstelik. O yüzden İran’da da olmalı, başka ülkelerde de olmalı. Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar. Tekrar edelim, en doğrusu hiçbir ülkede nükleer silah bulunmaması. Hattâ mümkün olsa, bütün tetikler köreltilse, bütün miğferlere toprak doldurulup karanfil yetiştirilse, dünya ne kadar güzel olur. Hiçbir silah patlamaz. Karanfil şart değil, gül de olur, melül bakan menekşe de. Fakat biliyoruz ki bu fikir, bütün ütopyaların da üstünde.”
