İşte Heniyye’nin şehit edilmesinin ardındaki derin plan! Ağzınız bir karış açık kalacak

Takvim gazetesi yazarı Ergün Diler, İsrail’in Hamas lideri İsmail Heniyye’yi suikastla şehit etmesinin ardındaki derin planları ele aldı. Diler, İsrail’in Suriye, Gazze, Lübnan ve Yemen’e saldırılar düzenlediğini belirtti. ABD ve Batı’nın İsrail’e maliyet ödetmeden ateşkes sağlamadığını ifade eden Diler, İsrail’in İslam dünyasını kriminalize etme stratejisini anlattı. Ergün Diler, yazısında şunları kaydetti: “HAMAS’ın 7 EKİM’de düzenlediği operasyondan sonra sürpriz adımlar atıldı. Katliamlar yetmiyormuş gibi Haniye TAHRAN’da güvenli evde suikasta uğradı. “Kim nasıl yaptı?”, “Neden yaptı?”, “Kim yardım etti?” gibi pek çok soru var. Cevaplarını bulmaya çalışanlar da az değil. Ben bunlarla ilgilenmiyorum.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Bakılması gereken noktanın daha DERİN olduğunu düşünüyorum. Öncelikle sahadaki mücadelenin aksine asıl KAVGA edenler ortaya çıkmıyor. İsrail gibi vekaleti alan bir ODAK hiçbir etik, vicdani, insani değer taşımadan vuruyor, öldürüyor. İŞTE SORU BURADA GELİYOR! NEDEN? Açalım ilerleyelim… Soruların peşine düşerken kısa da olsa öz de olsa 1928’e uzanmak zorundasınız… İHVAN, MÜSLÜMAN KARDEŞLER ve uzantısı HAMAS’ı bu tarihte bulmak mümkündü. Türkiye yeni bir DEVLET yapısıyla yoluna devam edeceğini ilan edip CUMHURİYET’i parlatınca doğal olarak HALİFELİK MAKAMI gereksiz kalıyordu. 1924’te bu nedenle HALİFELİK kaldırıldı. Aradan 4 yıl geçince de MÜSLÜMAN KARDEŞLER, Müslüman dünyasının dağınıklığına, parçalanışına karşı çıkmak, doğan boşluğu doldurmak için bu hareketi başlattı… İşin temelinde bu vardı. LAİKLİK üzerinden yaşanan bitmeyen tartışmanın kaynağı da bu tarihlere yaslanmaktaydı… Bunu not ederek yürüyelim… İSRAİL konuşulduğu kadar, manşetlere çıkartıldığı kadar önemli ve büyük ülke değildi. Ancak arkasındaki güçler etkiliydi! Vekaleten bu gücü sonuna kadar kullanıyordu. Verilen görevi yerine getirme konusundaki iştahı ise hiç eksilmiyordu. NET! Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mesud Pezeşkiyan’ın TAHRAN’daki yemin töreninden dönüşte önemli sözler söylüyordu. İsrail’in Suriye-Gazze-Lübnan ve Yemen’e saldırdığını anlatan FİDAN konuyu şöyle özetliyordu: İsrail’in özellikle ateşkes konusunda maliyet olmadan bir adım atması mümkün görünmüyor. Maliyeti ödetecek olan ABD ve Batı. Bir yaptırım, bir kısıtlama, bir suçlama olması lazım. Dünya sistemini elinde tutan güçler, yaptırım uygulamadığı zaman İsrail gidebildiği kadar gidiyor. Birkaç ülke silah satışı kısıtlaması getiriyor ama İsrail ağır bir kayıpla karşı karşıya kalmıyor… EVET durum tam da böyleydi. Günlerdir yazdıklarımı Fidan özetliyordu. Sorumluluğu gereği bu kadar açık konuşabiliyordu. Doğal… Gelin biz açalım… HAMAS lideri İsmail Haniye’nin İran’da uğradığı suikast sonucu öldürülmesinin ardından 1 günlük yas ilan edildi. Bu İSRAİL’de krize yol açtı. İsrail Dışişleri Bakanı Katz, “Elçilik temsilcileri Haniye’nin yasını tutmak istiyorsa Türkiye’ye gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yas tutabilir” dedi. Büyük tepki gördü. Kızsak da tepki de göstersek KATZ tüm BATI adına bu sözleri söylüyor, HADDİNİ aşıyordu. Güvendiği yer belliydi! Doğru mu? Kesinlikle… Hem Fidan’ın hem Katz’ın sözlerini dikkatlice OKUDUĞUNUZDA iki ayrı gücü TANIMLADIKLARINI GÖRÜYORDUNUZ. Çok uzun zamandır yazmaya gayret ettiğim bu iki GÜÇ DÜNYANIN KONTROLÜ için savaşıyordu. Terör örgütleri de bunların kullanırken hiç sorun yaşamadığı enstrümanlardı. IŞİD ya da EL KAİDE büyük oyuncular olarak sahneye sürüldü. İmkanları ile yaptıkları uyuşmuyordu. Eylemlerinin boyutu ortalama bir DEVLETİN imkanlarının çok üzerindeydi. Arkada BÜYÜK İSTİHBARAT kuruluşları vardı. Bu çıplak gözle görülebilen bir gerçek değildi. Pek çok insan bu nedenle olan biteni anlamakta zorlanıyordu. 2001 İKİZ KULE SALDIRILARI dünyada yeni bir sayfa açtı. O gün bugün çok ilginç adımlar atılıyor. İSRAİL’in katliamlarına da buradan bakılmalıydı. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve arkasındaki AKIL ile mücadele etmek durumundaydı. İlk kez bu kadar ciddi bir rakip vardı karşısında. Bunun merkezi LONDRA’ydı. PEKİN DEĞİL! Washington’un rakibiyle mücadele ederken en zayıf olduğu noktaların başında İSLAM ve SİYASAL İSLAM gelmekteydi. Bunun stratejisi de ekonomisi de siyaseti de güvenliği de ayrı ayrı tartışılmalıydı. ABD, kendi zayıf yönünü bildiği için İSLAM’ı KRİMİNALİZE etmek istedi. EL KAİDE ve diğer örgütler bu nedenle oluşturuldu. Sahneye konuldu. Masum insanlar ölüyor, medyayı yöneten güç bunu MÜSLÜMANLAR’a fatura ediyordu. Samimi Müslümanlar’ın bunun aksini söyleyecek gücü olsa da duyuracak platformu yoktu. BİR GÜÇ bir EKOL daha sonra “ILIMLI İSLAM” modelini ortaya attı. Yeşertti. “İslam’ın kapitalizmle sorunu yoktur” tezini doğrulamak istercesine aksiyonlarda bulundu. Bu EKOL, bu düşünceyle İSLAM DÜNYASINI kucaklayıp KAPİTALİZMİN içinde eriteceğini böylece ekonomik olarak sonuna kadar faydalanacağını varsaydı. PLAN kabaca buydu. Bu planı yapan ABD değildi. Bu nedenle BOZMAK istedi. İSLAM’ın “ÖTEKİ” olması için “ILIMLISI, SERTİ” yoktur denilmesi için TERÖRÜ destekledi. İSLAM DÜNYASINI OYUNCU olmaktan çıkarmak için eylemlerle yan yana getirdi. “Ilımlı İslam olmaz. Ya seküler bir yol izleyin ya da sizlerle mücadelemiz sürecek” mesajı verdiler. Büyük savaş İSLAM’ın içinde de sürüyordu. Kavganın belanın bölgeden eksik olmama nedenlerinden biri de buydu! Tam da bu çizginin gereği olarak Müslüman Kardeşler İHVAN- HAMAS, ABD’den AVRUPA BİRLİĞİ’ne oradan da JAPONYA’ya kadar TERÖR ÖRGÜTÜ olarak anılıyordu. Pek çok ARAP ÜLKESİ HAMAS’ın ismini bile duymaya dayanamıyordu. TERÖRLE İSLAM’ı yan ana getirmek isteyenlerin ulaştığı sonuçtu bu! Fidan’ın söylediği, altını çizdiği “DÜNYA SİSTEMİNİ ELİNDE TUTAN GÜÇLER” yasa karşıydı. Biz bunu KATZ’ın çıkışı üzerinden okuyorduk. İsrail de bize sesini yükselterek kendi tonundan değil arkadaki BARONLAR üzerinden geliyordu. Günlerdir yazdığım gibi Londra’nın aklıyla sahneye konulan KÜRESEL oyunu bozmak isteyen Washington HİNDİSTAN’dan İSRAİL’e yeni yol yapıyor, Türkiye’yi dışarıda bırakıyordu. Bu HATTA sorun olabilecek olan yapılara da saldırıyorlardı. Görev de İSRAİL’indi! HAMAS da HİZBULLAH da bu EKOL için riskti. İMHA edilmeliydi. HAMAS’ın varlığı SİYASAL İSLAM tanımı ile yan yana getirildiği için doğal düşmandı! “DÜNYA SİSTEMİNİ ELİNDE TUTAN GÜÇLER” bu katliamlara onay verdiği, suikastlara yeşil ışık yaktığı için TEL AVİV durmuyor hız yapıyordu. Bu iklimde İRAN’dan cevap beklemek ne kadar gerçekçi olurdu. Türkiye doğru bildiği yoldan sapacak mıydı sapmayacak mıydı? Bu da bizi ilgilendiren bir soruydu. Türkiye, DÜNYA SİSTEMİNİ ELİNDE TUTAN GÜÇLER ile sonuna kadar mücadele edecek miydi, edebilecek miydi? Mesele GAZZE’de masum insanların katledilmesinin çok ötesindeydi. BENCE…”  

Siteden backlink almak için : https://join.skype.com/invite/KPVoMIIOqxat
montenegro buy car montenegro sale car montenegro rent apartment montenegro sale apartment