İşte madde madde Heniyye suikastının muhasebesi! Filistin’in kaderi değişiyor mu?
Star yazarı Coşkun Başbuğ, İsmail Heniyye’nin suikastla şehit edilmesinin Filistin davası için büyük bir kayıp olduğunu belirtti. Başbuğ, Heniyye’nin Filistin’in birliği ve direnişi için önemli bir lider olduğunu ifade etti. Bu suikastın İsrail ve ABD’nin Filistin’i zayıflatma planlarının bir parçası olduğunu söyleyen Başbuğ, şunları kaydetti: “İran, İsrail, Amerikan ortak yapımı suikastla hayatını kaybeden Haniyye özellikli bir insandı. Çadır kentte doğan Haniyye dünyaya gözlerini açar açmaz kendini kutsal mücadelenin içinde buldu. O günden şehit edildiği güne kadar da sürekli mücadele etti.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Filistin halkının onurlu direnişinin sembolü oldu. Aslı Türk olan Haniye Türkiye’ye çok yakın bir isimdi. Ankara’yla sürekli temas halinde olan Haniyye ölmeseydi; Filistin, bölge ne kazanacaktı, Amerika ve İsrail ne kaybedecekti ya da bir başka deyişle Haniyye’nin ölümüyle Filistin ne kaybetti, İsrail ve Amerika ne kazandı konusu üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken konular. Haniyye hayatta olsaydı İran’dan sonraki durağı Türkiye olacaktı. Ülkemize gelen Haniyye TBMM’de tarihi bir konuşma yapacaktı. Bu konuşma, Netanyahu denilen hayvandan aşağı soysuzun Amerikalı senatörlerle yaptığı soytarılığa bir cevap olacaktı. Konuşmanın hemen ardından yine Ankara’da Mahmut Abbas Haniyye buluşması gerçekleşecek ve böylelikle dünyaya Filistin halkının birlik beraberlik mesajı verilecekti. Sonrasında Haniyye Katar’da kalıcı ateşkes görüşmelerine katılacaktı. Konular içinde en kritik ve en önemli olan husus da buydu. Zira Netenyahu’nun sonunu getirecek ateşkes anlaşmasını imzalamaya ramak kalmıştı. Barış, ateşkes konuları göründüğü kadar masum değildi. Her seferinde Amerika ve İsrail tarafından tuzaklarla dolduruluyordu. Haniyye Filistin adına mükemmel manevralarla tüm bu tuzakları yerle bir etmeyi başarmıştı. Bu başarıyla yetinmeyen Haniyye tuzakta kullanılan pimi çekilmiş bombayı Netenyahu yaratığının kucağına bırakmayı da ihmal etmiyordu. Filistin’in masadan kaçan taraf olarak gösterilmek istendiğini iyi bilen Haniyye ateşkes lafı geçer geçmez “her koşulda görüşmeye hazırız” mesajı ile ilk tepki veren kişi oluyor ve böylelikle büyük bir oyunu bozuyordu. Çünkü burada Amerika ve İsraillin amacı masadan kaçan tarafın Filistin olduğu görüntüsü yaratmak ve İsrail Terör Örgütü’nün yaptığı soykırımı gölgelemek ve legalleştirmekti. Amerika Haniyye suikastı ile dünya kamuoyu nezdinde daha da zor duruma düşmekten kurtulmuş oldu. Zira Haniyye’nin TBMM’de yapacağı konuşma Amerika’da oynanan aşağılık tiyatroya bir misilleme olacaktı ve dünya genelinde çok da ses getirecekti. Aynı zamanda İsrail Terör Örgütü’nün (İTÖ) başı Netanyahu denilen soysuzun oynadığı meclis tiyatrosu da elinde patlamış olacaktı. Bu suikastla bu tehditlerden şimdilik kurtulmuş oldular. Konuşmanın ardından Ankara’da yapılacak Mahmut Abbas Haniyye buluşması gerçekleşmemiş oldu ve böylelikle dünyaya Filistin halkının birlik beraberlik mesajı verilemedi. Peki bu tablo Yahya Sinvar ile neden verilmedi. Siz bu sorunun cevabını düşüne durun ben de yazıma devam edeyim. Haniyye Katar’da kalıcı ateşkes görüşmelerine katılacaktı ve eğer masadan anlaşma çıkarsa Netenyahu’yu darağacına göndermenin yolunu açmış olacaktı. Olmadı… Çünkü denklemi yıkmak için Haniyye katledilmişti. Onun ölümü en çok Netenyahu ve Amerika’yı rahatlattı. Çünkü masa kurulmadan dağılmış böylelikle risk ortadan kaldırılmıştı. Peki Haniyye’nin ölümünden sonra yerine geçen liderin bu doğru politikayı yürütme riski yok muydu? Yoktu… Zira suikastı gerçekleştirenler yeni Lider (!) Sinvarın masaya gelmeyeceğini biliyorlardı. Öyle de oldu. Hamas görüşmelere katılmayacağını açıkladı. Bu çıkışın Filistin’in lehine olan tabloyu ters döndürme riski büyük benden söylemesi. Bu tavır; Netenyahu ile Amerika’yı ateşkes için koşturan, Hamas’ı ise ateşkese, masaya yanaşmayan taraf algısı oluşturur. Oysa Haniyye her seferinde görüşmelere katılarak İsrail’i dünya siyasetinde yalnızlaştırmayı başarmıştı. Bu durum Amerika ve İsrail’in değirmeni ıslatmaya başlar. Kim bilir belki de birileri özellikle öyle istiyordur.”