Kanser görülme yaşı 50’nin altına indi
4 Şubat Dünya Kanser Günü öncesinde 1990’lardan itibaren görülme sıklığı artan kanserlerle ilgili Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Yıldırım açıklamalarda bulundu. Bilimsel araştırmalara göre dünya çapında 50 yaşın altındaki kişilerde kanser görülme oranının son 30 yılda yaklaşık yüzde 80 arttığını belirten Prof. Dr. Yıldırım, “Araştırmalar 50 yaş grubunda özellikle meme, kalın bağırsak, endometrium, pankreas ve karaciğer kanserinde artış olduğunu gösteriyor. Bu artışın nedenleri arasında hareketsiz yaşam tarzı, çocukluk çağı obezitesi, şekerligazlı içeceklerin tüketimi, işlenmiş et ürünleriyle beslenme, tip 2 diyabet ilk sıralarda yer alıyor” dedi.KÖTÜ BESLENME ÖNEMLİ BİR NEDEN
Prof. Dr. Yıldırım, gençlerde kanser riskinin artmasıyla ilgili şunlara dikkat çekti: “Bu artışın arkasında büyük oranda hareketsiz yaşam ve kötü beslenme alışkanlıkları yatıyor. Gençlere kanser gelişim riskini azaltmak için hareketli olmaları, ekran karşısında daha az vakit geçirmeleri, sağlıklı beslenmeleri ve sigaradan uzak durmalarını tavsiye ediyoruz.”ERKEKLERDE EN ÇOK AKCİĞER KANSERİ GÖRÜLÜYOR
EN sık görülen kanserlerin erkeklerde; akciğer, prostat, kalın bağırsak, mide ve karaciğer, kadınlarda ise meme, akciğer, kalın bağırsak, rahim ağzı ve tiroit kanseri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, şunlara dikkat çekti: “Her 100 kanserden 5-10’unu kalıtsal, hatalı gene bağlı gelişiyor. Ailede birden fazla kişide meme, bağırsak, yumurtalık kanseri gibi öyküler varsa bu durum bazı kanserlerin görülme riskini artırıyor. Fakat bu kansere yakalanacağınız anlamı değil sadece riskin yükseldiği anlamını taşır. Kalıtsal, yani hatalı genlerin neden olduğu kanserler; yaşlanma, sigara içme, fazla kilolu olma, düzenli egzersiz yapmama, sağlıklı beslenmeme gibi diğer faktörlerin neden olduğu kanserlerden çok daha az görülüyor.”EGZERSİZ YAŞAM KALİTENİZİ ARTIRIR
AKTİF bir fiziksel yaşamın hem kanser riskini azalttığını hem de kanser tedavisine bağlı yan etkileri azalttığını anlatan Prof. Dr. Yıldırım, “Araştırmalar kanser tedavileri sırasında fiziksel olarak aktif olmanın tedavilere bağlı yan etkileri azalttığını ve daha hızlı iyileşme sağladığını gösteriyor. Egzersiz aynı zamanda yaşam kalitesini artırma, endişe ve depresyonun önlenmesinde de oldukça etkili. En basit olarak düzenli yapılan hafif tempolu yürüyüşler bile kanser tedavisinin daha rahat geçmesine yardımcı olur. Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalar da egzersiz yapabilir” dedi.KIŞIN TEDAVİ GÖREN HASTALARA ÖNERİLER
KIŞ günlerinin kanser tedavisi gören hastalar için zorlu şartlar yaratabildiğine değinen Prof. Dr. Yıldırım, tedavilere bağlı anemi veya sıvı kaybı sorunları yaşayan hastaların soğuk havanın etkisiyle hipotermiye yani düşük vücut sıcaklığına eğiliminin artabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Yıldırım, “Bununla birlikte nöropati gibi yan etkiler soğuk havanın etkisi ile daha da belirginleşebilir. Solunum yolu enfeksiyonları, grip ve Kovid-19 bu mevsimlerde hastalar için risk oluşturabilir” dedi. Prof. Dr. Yıldırım, kış mevsiminde tedavi gören kanser hastalarına şu tavsiyelerde bulundu: “Mutlaka soğuk havaya uygun giyinin. Bağışıklık sistemini desteklemek amacıyla taze meyve ve sebze tüketin, zerdeçal ve zencefil gibi baharatları yemeklerinizde uygun ölçüde kullanın. Bol sıvı tüketin ve evde yapacağınız ıhlamur, nane ve limon içeren taze hazırlanmış kış çaylarını ölçülü olarak içmeyi ihmal etmeyin. Kalabalık halka açık yerlerde mutlaka maske takın. Hangi aşıları yaptırmanız gerektiği konusunda doktorunuzla konuşun.”