Karadenizliler karalahana çorbasını ‘yedirmedi’
10 Yavuz, gencinden yaşlısına her kesimin çorbayı tükettiğini anlatarak, “Her gün bu çorba lokantamızda mevcut. Bittiğinde, ‘geç mi kaldık?’ diyen müşterilerimiz var” ifadelerini kullandı. Şehir dışından gelenlerin de karalahana çorbasını beğenerek tükettiğini aktaran Yavuz, “Özellikle gurbetçiler yöresel yemekleri soruyor. Öncelikle tavsiye ettiğimiz karalahana çorbası, tattıklarında da beğendiklerini ifade edip, nasıl yapıldığını soruyor. Ben de nasıl yapıldığını yazdığım kağıdı masalara koydum” diye konuştu. 11 Yavuz’un birlikte çalıştığı eşi Arzu Yavuz ise “Bir gün karalahana çorbasını yapmasak, ‘Neden bugün yok?’ diye çok tepkiler de alıyorum” dedi. Karalahana çorbasının sofraların vazgeçilmez yemeklerinden olduğunu vurgulayan Yavuz, şöyle devam etti: “Karalahana yalnızca suda kaynayan bir yemek değil. İçerisinde mısır unu, yarma ve kuru fasulye var. Bütün malzemeleri karıştırdığımızda vitaminli bir besin olur. Bunu kötü bir yemek olarak asla kabul etmiyoruz. Karalahana yemeden sofradan kalkılmaz, bunun yazı, kışı yoktur, her mevsim tüketilir.” 12 “YÖRESEL KÜLTÜRÜMÜZÜN MİHENK TAŞLARINDAN BİRİSİ DE YÖRESEL YEMEKLERDİR” Rize’de yöresel yemekler yapan lokantanın işletmecesi Ahmet Oflu, karalahana çorbasının dünyanın en kötü yemekleri arasında yer aldığına ilişkin haberin kendilerini son derece rahatsız ettiğini söyledi. Oflu, “Karalahana çorbasının en kötü yemek olmasına kim karar verdi?” sorusunu yönelterek, şunları kaydetti: