Kavuklar’ın dolar havuzu – İzmir Haberleri
KAMUOYU tarafından “Babalar Grubu” davası olarak bilinen davada, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) finansal açıdan destek sağladıkları iddiasıyla yargılanan iş insanları Ahmet Küçükbay, Şeref Sipahi, Abdullah Kavuk ve oğlu Metehan Kavuk hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararını vermiş ve cezaları onanmıştı.
ÖNEMLİ FİNASÖRLERDEN
ORKİDE Yağları’nın sahibi ve örgütün en önemli finansörü olduğu ileri sürülen Ahmet Küçükbay’a verilen 5 yıl 5 ay hapis cezası ile Şeref Sipahi’ye verilen 9 yıl 6 ay hapis cezası onanırken, Abdullah Kavuk’a verilen ceza, yattığı süre değerlendirilerek demir parmakların ardında yatmaktan kurtuldu. Oğlu Metehan Kavuk’a yardım ve yataklık suçundan verilen ceza ise bozuldu ama örgüte üye olma suçundan dosyasının yeniden görülmesi kararlaştırıldı. Söz konusu 4 örgüt üyesinin yargılanma sürecinde savcılığın hazırladığı iddianameler, örgütün iç yüzünü de gözler önüne serdi.
‘HER YERDE 1 DOLAR VAR’
DURUŞMADA tanık olarak ifade veren T.B, Kavuklar’a ait Çeşme’deki yazlıkta çalıştığını belirterek, “Ben Metehan Kavuk’un çocuğunun oyun ablası olarak üç hafta orada çalıştım. Orada benim ve çalışanların telefonu çekmiyordu. Bekçiye sorduğumda, evde sinyal kesici olduğunu söyledi. Villada sauna ve havuzun olduğu bir bölüm vardı. Havuzun içinde balya balya 1 dolar vardı. Evin her yerinde dolar vardı. Ev, dolar havuzu gibiydi. Ayrıca Fetullah Gülen’in adının yazdığı kolyeler vardı. Telefonun çekmediğini ve doları eşime söylediğimde şüphelenmeye başladık. Sonra bunları telefonumla kameraya kaydettim. Bu görüntüleri kaydettiğimi fark ettiklerinde işime son verdiler” dedi. Görüntüleri paylaşmaması yönünde tehdit edildiğini söyleyen tanık T.B, “Hâlâ da tehditler devam ediyor. Amerika’dan bir numara beni aradı ve ‘Görüntüleri paylaşma, senin ve annenin evini biliyoruz. 4 aylık bebeğin var. Zaten yakında ülkeyi biz yöneteceğiz’ sözleriyle beni tehdit etti. Can güvenliğim yok. Ben vatanım için her şeyi yaparım. O kadar insan şehit oldu. O insanlar Fetullah Gülen yüzünden şehit oldu” demişti.
İZMİR YAPILANMASINDAYDI
CUMHURİYET Başsavcılğı koordinesinde dönemin Örgütlü Suçlar Savcısı Zafer Dur tarafından hazırlanan iddianamede önemli tespitler de yer alıyordu. Kavuklar Yönetim Kurulu Başkanı olan Abdullan Kavuk’la ilgili yapılan tespitler oldukça çarpıcı. Abdullah Kavuk’un FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu olduğunun dosyada mevcut ifade içerikleri ve belgelerden anlaşıldığı, soruşturma kapsamında toplanan delillerden; Babalar Grubu olarak bilinen İzmir’in en üst yapılanmasında, Şifa ve Gediz Üniversitesinin kurulması için faaliyete geçirilen vakfın kurucu ve mütevellilerinden olması nedeniyle, Örgütün yöneticilerinden olduğu tespitine varıldı. Örgüte yüksek miktarlarda maddi destek sağladığı belirlenen Kavuk’un, düzenlenen toplantılarda bürokrat ve işadamlarıyla bir araya geldiği belirlendi.
Ayrıca, FETÖ’ye desteği ile Vergi Kaçakçılığı yaparak devleti zarara uğrattığı anlaşılan Abdullah Kavuk, Gediz Üniversitesi’nin kuruluş aşamasında bizzat maddi destek sağladığı ve firari Ege Bölge İmamı Bekir Baz’ın da Babalar Grubu mütevellisi olduğu netleşti. Abdullah Kavuk’un ikametlerinde yapılan aramalarda FETÖ yapılanması üye ve yöneticileri için özel bir anlam ifade eden 3 adeti F serisi olmak üzere 15 adet 1 Amerikan Doları kağıt paranın bulunduğu, örgüt adına toplanan himmet paraları ile senet ve çekleri muhafaza ettiği, örgüt adına yapılan inşaat v.b malzeme alımlarında bu çek ve senetler ile ödemelerde bulunduğu ortaya çıktı. Yapılan tespitler sonucunda Abdullah Kavuk’un FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Yönetici ve Üye Olmak, Silahlı Terör Örgütüne Finans Sağlamak suçlarını işlediği anlaşıldı.
“PARA TRANSFERİ GÖREVİ METEHAN KAVUK’TAYDI”
TEKRAR örgüt üyeliğinden yargılanacak olan Abdullah Kavuk’un oğlu Metehan Kavuk ile ilgili yapılan tespitler de oldukça çarpıcı. Gizli Tanık “Ateş”in ifadesinde, İzmir ilinde faaliyet gösteren kişilerin yapmış oldukları ev toplantılarında örgüt adına toplanan himmet, kurban ve bağış adı altındaki paraların Abdullah Kavuk ve Şeref Sipahi isimli şahıslarda toplanıp bir bölümünün İzmir ilinde kullanıldığı, bir bölümünün yurt dışına aktarıldığını belirtti. İfadede, “Abdullah Kavuk’ta toplanan paralar oğlu Metehan Kavuk ya da yanında çalışan güvendiği adamlar tarafından Bank Asya üzerinden ya da nakit olarak Kazakistan ve Afrika ülkelerine gönderiliyordu” denildiği görüldü.
Bu iddialarla ilgili yapılan araştırmalarda, Metehan Kavuk’un Bank Asya kayıtları ve pasaport kullanımına mercek tutuldu fakat, şahsın doğrudan söz konusu ülkelere gittiğine dair, gizli tanığın beyanını doğrulayan delil elde edilemedi. El konulan ve incelenmesi tamamlanmayan dijital materyallerin, incelenme süreci tamamlandıktan sonra bu iddiaları doğrulayan tespitlerin elde edilme ihtimali bulunsa da, materyallerin imajının alınıp rapora dönüştürülmesinin zaman alacağı b, bu nedenle şüpheli hakkında eylemlerinin irtibatlı olduğu iddia edilen babası Abdullah Kavuk ile birlikte iddianamesinin düzenlendiği görüldü. Şüphelinin Bank Asya’da açılmış ve halen açık olan hesaplarının olduğu, ancak bu hesapların kullanılmadığı tespit edildi. Ayrıca Metehan Kavuk’un, dosyada bulunan şüphelilerle aynı aileden olması ve aynı şirketlerde ortak olması nedeniyle hakkında açılan dosyanın, 2016/29862 sayılı soruşturma dosyası ile birleştirildi. Metehan Kavuk’un tutuksuz olarak yargılanması sürüyor.
‘ÖRGÜT YÖNETME VE ÜYE OLMA’ SUÇLARINDAN CEZA
FETÖ’CÜ Babalar dosyasında yer alan iddianamede baba Abdullah Kavuk ve oğlu Metehan Kavuk için istenilen cezalar ise şöyleydi: “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet ve Üye Olma eylemlerinden Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun 4/1, Türk Ceza Kanunu 314/1-2, 58, 63 maddeleri, Terörle Mücadele Kanunu 5. maddesine göre cezalandırılmasına.” Abdullah Kavuk için ayrıca Silahlı Terör Örgütünü yönetme suçundan da ceza istendi. Baba-oğul hakkında istenilen ceza 5 ile 15 yıl arasında oldu.