‘Kendi dijital kültürümüzü inşa etmeliyiz’

0

Bakan Uraloğlu’nun sosyal medya yasaklarına yönelik önerisi, dijital bağımlılık tehlikesine dikkat çekmek açısından önemli. Ancak, uzun vadede yasakların değil, kültürel değerlerimize uygun sosyal medya platformlarının geliştirilmesinin esas çözüm olduğu unutulmamalıdır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 16 yaş altı gençlerin sosyal medyaya erişiminin sınırlandırılması yönünde çalışmalar yürüttüklerini açıkladı. Bakan, çocukların objektif karar verebilecek yaşa gelene kadar sosyal medyaya girmemesi gerektiğini belirtti. 2025 yılı içinde düzenleme yapılacağını söyleyen Uraloğlu, bazı ülkelerde ebeveyn izniyle hesap açılmasına rağmen Türkiye’de böyle bir yöntemi tercih etmeyeceklerini vurguladı. Ayrıca, mahkeme kararıyla yasaklanan Roblox ve Discord’un tekrar açılabileceğini belirtti. Dijital Hegemonyaya Alternatif Şart Elbette Bakan Uraloğlu’na sosyal medyanın gençlere sınırlandırılması hususunda katılıyoruz fakat bu kalıcı ve faydalı bir çözüm değil. Yasaklar yerine, kültürel değerlerimize uygun, kendi dijital platformlarımızı geliştirmek daha kalıcı bir çözüm olabilir. Yahut var olan sosyal medya platformlarını kendi kültürümüze göre dizayn etmek gerekir. Günümüzde Batı merkezli sosyal medya platformları, toplumsal yapılar üzerinde derin etkiler bırakıyor. Dijital mecralar, sadece fertlerin eğlence veya iletişim alanı değil, aynı zamanda bir kültürel dönüşüm aracı haline gelmiş durumda. Batı’nın materyalist ve seküler bakış açısına sahip bu platformları, toplumlarımızı kendi ideolojilerine göre şekillendiriyor. Çin’in TikTok Politikası: İki Ayrı Dünya Bu noktada Çin’in TikTok’u nasıl yönettiğine bakmak oldukça öğretici. Dünyanın geri kalanında TikTok, sınırsız eğlence, anlamsız akımlar ve bağımlılık yapıcı algoritmalarla gençleri etkilerken, Çin’de tamamen farklı bir model uygulanıyor. Çin’deki TikTok (Douyin), eğitim odaklı içerikleri öne çıkarıyor, belirli yaş gruplarına zaman sınırları koyuyor ve ulusal değerleri koruyacak şekilde tasarlanıyor. Yani Çin, kendi gençlerini olumsuz etkilememek için bir filtre uygularken, diğer toplumlardaki gençler, aynı platformun denetimsiz ve sınırsız versiyonuna maruz bırakılıyor. Türkiye için de benzer bir yaklaşım geliştirilmesi gerekiyor. Sosyal medyayı tamamen yasaklamak yerine, kendi milli ve kültürel değerlerimize uygun bir sosyal medya platformu geliştirmeliyiz. Batı merkezli uygulamaların sunduğu özgürlük anlayışı, fertleri kontrolsüz tüketim kültürüne ve ahlaki yozlaşmaya sürüklüyor. Kendi teknolojimizi inşa etmeden, sadece yasaklarla bu sürecin önüne geçmek mümkün değil. Çin gibi ülkeler, sosyal medyayı kontrollü bir şekilde yöneterek gençlerini bilinçli bir şekilde yetiştirme yoluna gidiyor. Bizim de Batı’nın dayattığı medya kültürü yerine, kendi manevi ve kültürel değerlerimize uygun platformlar üretmemiz gerekiyor. Yasak Yerine Alternatif: Kendi Dijital Kültürümüzü İnşa Edelim Türkiye, Batı’nın sosyal medya araçlarını sadece tüketmek yerine, kendi dijital ekosistemini oluşturmalı. Yasaklar sadece geçici bir çözüm olabilir, ancak köklü bir değişim için milli ve manevi değerlerimize uygun dijital platformlar geliştirmek şart. Eğer gençlerimize yeni bir yol sunmazsak, yasaklar onları yalnızca daha kontrolsüz ve bilinçsiz bir dijital bağımlılığa iter. Bakan Uraloğlu’nun sosyal medya yasaklarına yönelik önerisi, dijital bağımlılık tehlikesine dikkat çekmek açısından önemli. Ancak, uzun vadede yasakların değil, kültürel değerlerimize uygun sosyal medya platformlarının geliştirilmesinin esas çözüm olduğu unutulmamalıdır. Baran Dergisi  

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.