BUĞRA KARDAN İSTANBUL Emperyalistlerin çıkarlarına aykırı dış siyaset izleyen Türkiye’yi kaosa sürükleme çabası içerisine giren dış mihraklar art arda tahrik eylemlerine imza atıyor. Ülkeyi birbirine katmak, huzuru dinamitlemek için didinip duran bu mihrakların piyonlarınca Santa Maria Kilisesi’nde düzenlenen kanlı saldırı ses getirdi. Ayin esnasında bir şahsı öldüren kar maskeli iki tetikçiyi yönlendiren odak ise belirlendi. Sarıyer’de bulunan kiliseye yabancı istihbaratın kumanda ettiği DEAŞ’ın saldırdığı saptandı. Deneyimli komutanlar ve istihbaratçılar kilise hadisesinin arkasında Türkiye’nin bağımsız dış politikasının irite ettiği Amerika’nın ve İsrail’in olduğunu vurguladılar. Washington ve Tel Aviv’in kuklaların ellerine silah vererek hükümeti tehdit etmeye kalktığının altını çizdiler. “Amaç iç karışıklık çıkarmak” Emekli Albay Ersan Ergür, akit’e yaptığı açıklamada, kilise saldırısının Türkiye’yi iç karışıklığa sevk etmek için düzenlendiğini söyledi. Ergür, şunları belirtti: “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Santa Maria Kilisesi’ne yönelik saldırıda, DEAŞ bağlantısı olduğuna işaret etti. Tahkikatın devam ettiği, 30 ayrı yere baskın yapıldığı haberi geldi. Demek ki ortada farklı irtibatlar, bağlantılar var. Olanları anlamak için dünyada ve bölgeye bakmak gerek. Amerika ve İngiltere’nin DEAŞ’ı, PKK’yı vekâlet savaşında kullandığı net. İki ülkenin bu örgütlerden yararlanarak bölgede attığı adımlar attığı açık. Tabii İsrail-Filistin sorunu da mühim. Şu kati ki Gazze’yi kana bulayan Tel Aviv yönetimine karşı büyük bir blok var. Devamlı büyüyen blokun sesi dünyada da Amerika’da duyuluyor. Doğal olarak Washington yönetimi müşkül durumda kalıyor. Kuşkusuz, bunda Türkiye’nin payı büyük. Öte yandan, Amerika’da Irak’tan, Suriye’den çekilme konusu ele alınıyor. Hâliyle Biden’ı yönlendirenler tedirgin. Çünkü Biden’ı yönlendirenler Amerika’nın Irak’ta, Suriye’de kalmasını savunuyor. Bu bir kenara Biden’ın ‘Üçüncü Dünya Savaşı çıkabilir’ cümlesi önemli. Demek ki yeni bir savaş senaryosu dillendiriliyor. Yani Türkiye’nin İsrail’e karşı uygulamalarının, bölgenin dinamiklerinin kilise saldırısına neden olduğu aşikâr. Türkiye’nin PYD gibi DEAŞ hedeflerini de vurduğu hakikat. Yani kilise hadisesinde DEAŞ’ın adının geçmesi anormal değil. Hadisenin kilisede olması da rastlantı değil. Burada gaye Batı’nın dikkatini çekmek.
Şüphesiz, Türkiye’nin İsrail’i tek başına bırakan manevraları, Amerika’nın planlarına aykırı tavırları kilise saldırısına neden oldu. Muhtemelen saldırı Washington güdümlü. Muhtemelen Coni’nin DEAŞ’ın eyleminde parmağı var. Proje ise Türkiye’nin eskisi gibi bağımsız ilerlememesi, emme basma müttefik olması.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO Çok dikkatli olunmalı Emekli Albay Yusuf Alabarda da şunları kaydetti: “Kilise saldırısını istihbarat lisanında verilmiş bir cevap gibi görünüyor. Kiliseye girilmesinin, silah tevcih edilen birinin öldürülmesinin anlamı vardır. Görünen o ki iki faili yönlendirenler ‘Dilediğim takdirde kiliseye gelir, 3 el bombası atıp çıkarım’ demektedir. Olayda el bombası atmak yerine kiliseye gelen birinin hedef alınması DEAŞ ve Mossad’a yönelik yapılan operasyonlara yönelik cevap olabilir. DEAŞ’ın olayı üstlenmesi normaldir. Burada DEAŞ’la Türkiye’ye ileti verildiği müşahede edilmektedir. Tetikçilerin kiliseye gelip birini öldürüp ellerini kollarını sallayarak çıkmaları böyle okunmalıdır. Şükür ki tetikçiler yakalandı ama daha dikkatli olmak gerektiği muhakkak. Orta Asya’dan ülkemize gelenlere yaptırılan eylemler hatırımızda. Bunlardan birinin Mossad bağlantılı Reina saldırısı belleğimizde. Şu da unutulmamalı ki Türkiye’nin aktif dış siyaseti İsrail’i, Amerika’yı tedirgin ediyor. Pençe-Kilit bölgesinden gelen şehit haberlerini, kilise saldırısını böyle görmek gerek. İstihbaratımız da emniyetimiz de temkinli olmalı. Tedbiri elden bırakmamalı, operasyonları derinleştirmeli.”
