Küçük evde büyük sıkıntı! Tarım arazileri işgal altında

Pandemi ve deprem korkusuyla başlayan tiny house tarzı yaşama biçimi çığırından çıktı. Türkiye’de 1,5 milyon tiny house olduğu tahmin ediliyor. Tarım alanlarına konuşlanan tiny house’lar hem tarımı hem çevreyi tehdit ediyor.KAAN ZENGİNLİ’NİN HABERİPandemi ve deprem korkusuyla 2020’de başlayan tiny house (küçük ev) yaşam konsepti ülkemizde hızla yayılıyor. Bugün Türkiye’de 1,5 milyon tiny house olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu evlerde yaşamak, bir dizi hukuki sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. Tiny house’ların tarım arazilerine kurulması bakanlıkça yasaklandı. Ancak bu evlerin neredeyse tamamı tarım arazileri üzerine konuşlandırılıyor.Konuyla ilgili belediyeler ve tiny house sahipleri arasında davalar artıyor. Avukat Semin Temizöz “Tiny house konusunda bir yasa boşluğu var. İsteyenin dilediği araziye, dilediği kadar ve kimseden izin almadan bu tarz ev yapabileceği zannediliyor. İmarsız araziye tiny house koyan binlerce kişi mağdur oldu. Valilik ve belediyeler suç duyurusunda bulunuyorlar” dedi.Tiny house evlerin hukuki statüsünü karayolları açısından ayrı, arazilerde konumlandırıldıklarında ayrı değerlendirmek gerektiğini söyleyen Temizöz “Örneğin tarım arazisine orada tarım yapılmasını engelleyecek şekilde onlarca karavan/tekerlekli tiny house koyamazsınız. Hatta geçici park amacı dışında, sabit kalacak ve yapı niteliği taşıyacak şekilde (izinsiz) bir tane dahi koyamazsınız” diye konuştu.Edirne Valiliği, Keşan’da, tarım arazilerinde yasa dışı şekilde ‘tiny house’ konumlandırılması için çalışma yapanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Öte yandan tarım arazisi statüsünde bulunmayan alanlarda tiny house kurmak yasalara aykırı bir durum değil. Bazı büyük şirketler büyük arazileri satın alarak ‘tiny house köyü’ kurabiliyor. Tiny house’larla ilgili en büyük sıkıntıların başında hisseli tapular geliyor. Arazi henüz bölüşülmediği için hissedarlar tüm arazide hak sahibi sayılıyor. Bu nedenle tiny house kuranlar diğer ortaklarla problem yaşıyor.