Sosyal

LGBT’li sapkınlar yine sahnede! DEM’li vekiller Özgül Saki ve Kezban Konukçu Haliç Köprüsü’ne trans bayrağı astı | Tepkiler çığ gibi

Her yıl olduğu gibi bu sene de “sözde onur ayı” denilerek LGBT propagandasının etkisinin daha da artırılma çabasının açıkça görüldüğüne dikkati çeken Eryılmaz, şöyle devam etti:

“New York ve Amsterdam’da temeli atılan, endüstrisi kurulan, ithal edilmiş kurmaca kavramlarla toplumun tüm değerleri aşağılanırken çocuklarımızın ve gençlerimizin zihinleri bulandırılıyor, ailelere saldırılıyor. LGBT örgütlerinin toplumumuza, insanımıza ve ailelerimize karşı bir yandan aşağılayıcı, kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı söylemlerde bulunup diğer yandan ise ‘özgürlük, eşitlik’ gibi kavramların arkasına saklanması ise büyük bir çelişkiyi barındırıyor. Ancak İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de belirtildiği üzere aile, toplumun doğal ve temel birimi. Toplum ve devlet tarafından korunur ve herkes bu korumayı talep etme hakkına sahiptir. Fakat, insan hakları ve özgürlük kavramlarının arkasına sığınan LGBT dernekleri ve örgütleri, bugün herkesin en temel insanlık haklarından birisine saldırmakta ve eşit yurttaşlık haklarını çiğnemektedir.”

ABD ile Batı’da başlayan LGBT propagandası ve dayatmasının son yıllarda Türkiye’nin de kapısına dayandığını vurgulayan Eryılmaz, “Bilinmelidir ki LGBT propaganda ve dayatması, sadece birkaç alanda değil her yerde karşımıza çıkıyor. Eğitim, hukuk, akademi, iş dünyası, medya, kültür sanat, spor camiaları bu tehditle kuşatıldı. Başta ABD ve Avrupa’da olmak üzere aileler, çocuklarının okullarda LGBT ve cinsiyetsizlik ideolojisiyle zehirlenmesine karşı tepki gösteriyor, yürüyüşler düzenliyor. Biz de her yıl eylül ayında büyük aile buluşmalarını gerçekleştiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

BAP Genel Sekreteri Eryılmaz, akademi camiasında LGBT görüşlerinin aleyhine bulguları ortaya koyan bilimsel çalışmaların örtbas edilip yok sayıldığını, bu bilim insanlarının akademi dünyasından tecrit edildiğini belirtti.

İş dünyasında LGBT propagandasının destekçiliğini yapmayan kurumların kredi notlarının düşürülmesiyle tehdit edildiğinin altını çizen Eryılmaz, “Medyada, dijital platformlar LGBT içeriği, karakteri bulundurmayan yapımları kabul etmiyor. Kültür sanat ve spor camialarında ise LGBT propagandasına karşı duranlar yapımlardan, organizasyonlardan dışlanmakta, bu propagandayı sunan sanatçılar ise LGBT lobilerinin elinde esir hale gelmekte. Sosyal medyada, dijital platformlarda karşılaştığımız propagandanın çizgi filmlere kadar eşcinsel içerikli sahnelerin yerleştirilmesiyle bulaşması ise LGBT ideolojisi zehrini çocuklarımıza zerk etmeye çalışan zehir tacirlerinin amaçlarını bir kez daha açıkça gösteriyor. Bilimsel araştırmaların sonuçları, bu zehrin bulaştığı çocukların ne yazık ki birçok fizyolojik ve psikolojik bozukluklara sürüklendiğini, intihar vakalarında artış yaşandığını ortaya koyuyor.” değerlendirmesini yaptı.

“ÇOCUKLARIMIZDAN ELİNİZİ ÇEKİN”

Eryılmaz, LGBT propagandası ve dayatmasını sürdüren örgütlerine yönelik, “Çocuklarımız için, ailemiz için, insanlık için bu mücadeleyi veriyoruz. Bu zamana kadar zehirlediğiniz, istismar ettiğiniz, piyonlaştırdığınız ve sözde onur yürüyüşlerinde öne sürdüğünüz evlatlarımız bizim düşmanımız değildir. Biz onlardan nefret de etmiyoruz. Biz, kirli ideolojilerinizle ailelerinden çaldığınız, yaşamdan kopardığınız zehirlenmiş insanlara değil, LGBT propaganda ve dayatmasını yürüten lobilere, örgütlere, derneklere karşıyız. Çocuklarımızdan elinizi çekin.” değerlendirmesinde bulundu.

LGBT lobisinin kendilerine karşı olanları “nefret söyleminde bulunmak” ithamıyla damgalamaya çalıştığına dikkati çeken Eryılmaz, “LGBT lobisinin her türlü dini, milli, kültürel, ailevi değerlere hakaretler savurduğunu, tüm bu değerleri ayaklar altına almaya kasteden ve cinsiyetsiz bir dünya oluşturmak için çalışan toplumsal cinsiyet eşitliği ideolojisinin ise kadın hakları ve eşitlik kılıfında sunup LGBT propagandasını meşrulaştırılmaya çalıştığını” bildirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir