Sosyal

Mehmet Metiner’den dikkat çeken yazı! “Dalkavuk” detayı olay oldu

Mehmet Metiner, istişare ve müzakerenin önemini vurguladı. Karşılıklı görüş alışverişinin gerekliliğinin altını çizen Metiner, gerçek istişarenin dinlemek ve anlamak olduğunu belirtti. Dalkavuklarla yapılan istişarenin zararlarına dikkat çeken Metiner, Yeni Şafak gazetesindeki yazısında şunları kaydetti: “İstişare nedir?
Karşılıklı görüş alış verişidir evvela.
Karşındakini dinlemektir her şeyden önce.
Kendini karşındakiyle çoğaltmak istiyorsan evvela karşındakinin ne dediğine kulak vermelisin.
Seni değerlendirmeni istiyorsan gözün ve kulağın karşındakinde olacak.
Ne yapman gerektiğini öğrenmek istiyorsan da öncelikle karşındakini dinleyeceksin.
İstişare neyin doğru neyin yanlış olduğunu senin dikte etmen değildir.
İstişare, karşılıklılık içerir.
İstişareyi yapan den isen evvela karşındakini dinleyeceksin.
Onun sözüne değer biçeceksin.
Dinlemeyeceksen o vakit çağırmayacaksın.
Çağırdıklarının sözüne değer verilecek kişiler olmadığına, yani onların sözüyle yol yürünmeyeceğine inanıyorsan o vakit çağırdığın kişileri istişare amaçlı çağırdığını söylemeyeceksin.
Bilgilendirme ve dikte etme ile istişare birbirinden farklıdır.
Her konuda gerekli olan aklın sende olduğuna inanıyorsan başkalarının aklına müracaat etmeyeceksin.
İstişare, başkalarının aklıyla neyin doğru neyin yanlış olduğunun bulunması için yapılan bir müzakere sürecinin adıdır.
Müzakere, karşılıklı tartmak hatta tartışmak demektir.
Senin doğru gördüğünü zaten doğru görenle yapacağın görüş alışverişinin adı ne istişaredir ne de müzakere.
İstişare selim bir kalp ve selim bir akılla yapıldığında anlamlıdır.
Karşındaki kişiler sana yaltaklanarak bir yere gelmeyi düşünenlerden oluşuyorsa sakın ola ki onlarla istişare etmeyesin.
Zira onların aklıyla kuyunun dibinde kalırsın sadece.
Akıl sahipleri cesur değilse onlardan kaçacaksın.
Cesareti olmayanın aklı zararlıdır.
Aklı olmayanın cesareti ne kadar zararlıysa cesareti olmayanın aklı da bir o kadar zararlıdır bilesin.
Sadece hoşuna gidecek şeyleri söyleyen ve senin ne denli büyük olduğunu söylemenin dışında anlamlı ve gerekli tek bir fikre sahip olmayanla yapacağın görüşmenin bilesin ki sana hiç bir hayrı olmaz.
Zira o tip kişilerle istişare yapmak israftır. Yani haramdır.
Kendisine alan açmak veya kendisini bir yere taşımak için boyuna her yapılanın doğru olduğuna inanan kişilerle istişare yapmanın haram olduğuna inanmaz, en önemlisi de bu tip insanları yanından uzaklaştırmazsan bilesin ki kendini tüketirsin.
İstişare, kendini bir başkasıyla çoğaltmaktır.
Seni aklıyla çoğaltmayan seni eksiltir ve senden eksiltir bilesin.
Her daim ve her koşulda kafa sallayan kişiler bilesin ki seni dibe çeker.
Sen sen ol senden yalnızca güç devşirmek için gelenlerin aklıyla sakın ola ki yol yürümeyesin.
Yol yürürsen o yol seni hedefinden saptırır, asıl menzile ulaşmadan tükenmeni sağlar.
İstişare ve müzakere kalbi ve aklı olanlarla yapıldığında anlamlı sonuçlar doğurur.
Düştüğün yerden kalkmak istiyorsan seni düşürenlerin aklıyla hareket etmeyeceksin.
Senden güç almanın dışında hiçbir ehemmiyeti olmayanların aklıyla hareket edersen gücünden güç kaybedersin.
Sana güç katacak insanların aklıyla hareket edersen gücünü de terbiye etmiş olursun.
Güç üzerinden yürüyen bir aklın daha çok güçlenmek için önereceği her yol çıkmaza sürükler bileceksin.
Bileceksin ki hakkın emrindeki gücün asıl millet nezdinde ehemmiyeti be kalıcılığı vardır.
O yüzden istişare selim bir kalp ve selim bir akılla yapıldığında anlamlıdır.
Aklını sadece güce göre odaklamış veya yalnızca güce prestiji esas almış kişilerle yapılacak istişareden kaçacaksın.
Seni hak ve hakikatten uzaklaştıracak kişilerin aklıyla hareket edersen belki güce kavuşabilirsin lakin o güç seni haktan ve milletten kopartan zehirli bir güce dönüşür unutmayacaksın.
Ne kusur avcılarının aklıyla hareket etmek istişaredir ne de her yapılana kafa sallayan dalkavuklarla…
Ne de yalnızca güçten beslenen asalaklarla ve kendini bir yere taşımaktan gayrı amacı olmayan kifayetsiz muhterislerle…
İstişare ve müzakere, sadece boş boş konuşmak da değildir.
İstişareden ve müzakere, malumat yığınına dönüşüyorsa, havanda su dövülmüş demektir.
Hayat bulmayan ve hayatın kendisine dönüşmeyen her bir konuşma vakit israfından öte bir anlam taşımaz.
İstişareye ihtiyacımız var bizim.
Ama tanımına uygun bir istişareye.
İstişareyi yapacağımız kişileri doğru belirlemeye asıl ihtiyacımız var bizim.
Bizi düşürenlerin ve bize kaybettirenlerin aklına müracaat etmenin adına istişare dersek, istişareyi anlamından kopartmış oluruz. En kötüsü, istişare kavramını da gayrı ehemmiyetli olmaktan çıkartmış oluruz. Yazık ederiz o güzelim kelimeye de.
Müzakere, zikretmesini bilenlerle anlamlıdır. Seni çoğaltacak kişilerle yapıldığında anlamlıdır.
Her dediğini doğrulayan ve her yaptığını onaylayan kişilerle yapılan şeyin adı müzakere değildir.
Kalbi olmayanın aklı bize fayda sağlamaz.
Aklı sadece güç için çalışanın zikri de bize zarar.
Zikri ve fikri güç devşirmek olan kifayetsiz muhterislerin aklıyla da çamura batarız sadece.
O yüzden istişareyi selim kalp ve akıl sahipleriyle yapmak gerektiğini bilirsek, dahası ve en önemlisi cesaretle bizi eleştirmekten korkmayacak kişilerle yapmayı becerirsek, işte o zaman o istişare ve müzakere amacına ulaşır. Ve oradan çıkacak yol haritası, her anlamda bizi amacımıza ulaştırır.
İstişare ve müzakere ne kadar gerekliyse istişare ve müzakere edilecek kişilerin seçimi de bir o kadar gereklidir bileceksin!”  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir