Törene Midyat Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir, Midyat Tabur Komutanı Binbaşı İsmail Akkan, Mardin Göç idaresi Müdürü Mehmet Tepeaşan, İlçe Emniyet Müdürü Orhan Koç, İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahim Demir, Kaymakam Yazı İşleri Müdürü Mehmet İsa Kurnaz, şehit aileleri ve yakınları katıldı. Törende, Kur’an-ı Kerim okunduktan sonra İlçe Müftüsü Ergün Bulunmaz dua etti. Saldırıda yakınlarını kaybeden aileler ile görüşen Kaymakam Özdemir, tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi. Burada Kaymakam Özdemir ve saldırıda babaannesini kaybeden Fatima Dağ’ın açıklama yapmasının ardından Kaymakam Özdemir ve beraberindekiler, Yuvalı Köyünde olayın gerçekleştiği evi ziyaret ederek, olayın tanıklarından saldırının nasıl yapıldığı ve nelerin yaşandığını dinledi. Daha sonra şehitler için verilen mevlit yemeğine geçildi. Burada olay günü saldırının yaşandığı olaya ilişkin fotoğraflar ve gazete kupürleri sergilendi. Mevlit yemeğinin ardından sergi gezildi. Şehit yakınları tarafından protokol üyelerine, hayatını kaybedenler ve o gün yaşananlar hakkında bilgi paylaştılar. Anma programı İlçe Müftüsü Ergün Bulunmaz’ın yaptığı dua ile son buldu.
Midyat Kaymakamı Ömer Faruk Özdemir, anma töreninde yaptığı açıklamada, “Terör vicdan olmaz, adaleti olmaz, insafı olmaz. İnşallah bir daha o günleri yaşamayız.
Milletimiz burada hep birlikteyiz. O hainlerin yapmak istedikleri birbirimizden ayırmak istedikleri o duyguya kapılmadık. Hep birlikte tek yürek, tek bilek terörle mücadele edeceğiz. Bugün de terörle son nefesime gelmiştir Allah’ın izniyle. Girdikleri deliklerden çıkamıyorlar artık devletimizin gücü sayesinde. İnşallah bir daha o günleri yaşamayacağız. Allah devletimiz o günleri bir daha yaşatmasın, milletimize bu acı günleri yaşamasına rağmen bu dik duran, onurlu duran milletimize o günleri bir daha yaşatmasın. Allah bütün şehitlerimize, geçmişlerimize rahmet eylesin” dedi.
Babaannesi şehit edilen Fatima Dağ ise, törende yaptığı konuşma da, “O gün köyümüzün masum insanlarına yapılan saldırı yalnızca Yuvalı’ya değil, tüm ülkemize yapılmış bir saldırıdır. Bu tür hain saldırılar. Bizleri korkutmak ve sindirmek amacıyla yapılmış olsa da milletimizin birlik ve beraberlik ruhunu asla zayıflatamamıştır. Bizler bu tür hain saldırılar karşısında asla boyun eğmeyecek, terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu vesileyle teröre kurban verdiğimiz tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize ve onların ailelerine minnetlerimizi sunuyoruz” dedi.
Olayda annesi şehit edilen ve o zaman 5 yaşında olan İdris Dağ, “Olayı şimdiki gibi hatırlıyorum. Köye baskın esnasında annem hepimizi içeriye aldı, köyün öbür tarafında… annem hepimizi içeriye aldıktan sonra küçük bir pencere vardı, bu pencereden dışarıya kaçtı. Annem çıktıktan sonra hiç kimsenin haberi yok. Tabii olay gördüğünüz burada oluşuyor, dayılarımın evine baskın yapılıyor. o zaman dayımın çocukları taht dediğimiz damda yatıyorlardı. Çocukların hepsini kalleşçe katlediyorlar. Hepsini tarıyorlar büyük (uzun) namlulu silahlarla katlediyorlar. o esnada annem onlara doğru koşmaya başlıyor. Onlara doğru koşmaya başladığı esnada nöbetçi olan bir tanesine denk geliyor, nöbetçiye denk geldiği esnada silahına elini atıyor, Silahına elini attıktan sonra onu da şu teyzelerin yengelerin bulunduğu yerde onu da orada şehit ediyorlar. Vahşice öldürülmüş. Biz bunu o günden bu yana kınıyoruz, PKK terör örgütünü kınıyoruz. İnşallah böyle bir olay daha gerçekleşmez. Devletimiz inşallah bunlara izin vermez zaten son sürecindeler. Bunlar yok olacak inşallah” dedi.
Olayda babaannesi ve 6 kardeşi şehit edilen Harbiye Dağ ise, “1987 yılında oldu olay. Acı tarif edilemez. Akşam 9 saatlerinde eve saldırıyorlar ve çocuklar yatarken hepsinin en küçüğü 2 yaşında ve 3, 4 gibi böyle bu şekilde en büyüğü de 16, 17 yaşlarında hepsini hunharca katledip gidiyorlar. Babaannemi ve hepsi uykuda, hepsi yatarken. Bir annem olaydan kurtuluyor, babam da evde yok. Babam da sonradan kaçırılıyor zaten ne ölüsünü ne dirisini gördük. Yani benim diyebileceğim Allah onların belalarını versin. Allah PKK terör örgütünü gün yüzünden silsin. Rabbim onlara asla fırsat vermesin. Bu Kürt davası değil, ben de Kürdüm asla bir Kürt davası olarak algılayamayız. Onlar insan değil. Çünkü bir dava bile olsa bir dava yüzünden çoluk çocuk öldürülemez” dedi.
OLAY: Baba Nuri Dağ ve Anne Latife Dağ, Midyat ilçesine bağlı Yuvalı Köyü’nde 7 çocuğu ile yaşıyordu. Baba Nuri Dağ köy korucusuydu. Yuvalı Katliamında baba Nuri Dağ ve anne Latife Dağ’ın yedi çocuğundan altısı akşam karanlığında köye yapılan saldırı sonucunda damda tahtın üzerin uyuyan Harbiye Dağ (16), Sinan Dağ (12), Lokman Dağ (10), Hüseyin Dağ (7), Türkan Dağ (4) ve Mehmet Sıraç Dağ (1) ile öldürülen altı kardeşin kuzenleri Mehmet Salih Dağ (6) ve çocukların yanında uyuyan Babaanne Ardahan Dağ (70) uzun namlulu silahlarla taranarak şehit edildi. Silah sesleri üzerine olay gelen Dağ ailesinin akrabaları Rukiye Dağ da (25) evin önünde şehit edildi. Yalnızca en büyük oğlu Muhittin Dağ ve baba Nuri dağ, saldırı sırasında orada olmadığı için kurtuldu. Anne Latife Dağ ise, olay sırasında saklandığı için kurtulmayı başardı.
