Nuri Şahin’den Antalyaspor, Klopp ve Guardiola sözleri
İşte Nuri Şahin’in açıklamaları…
“Antalyaspor’da oynarken sportif direktörden bir telefon aldım. Bana ‘yeni teknik direktörü bulduk’ dedi. Ben de kim o peki dedim. O da ‘sensin” cevabını verdi. Ben de ‘hayır bu mümkün değil’ dedim. 33 yaşındaydım ve Türkiye’de 1 yıldır çalışıyordum. Bana ‘başkanımız ve ben seni teknik direktör olarak düşünüyoruz. Türkiye’ye döndüğünüzde bu işi oturup halledelim’ dedi. Teknik direktör görevden alınınca eski başkan beni aradı ve takımla ilgili ne düşündüğümü sordu; kaptandım, bu yüzden bu durumu nasıl değerlendirdiğimi ve takımın neye ihtiyacı olduğunu düşündüğümü bilmek istedi. Eski antrenörümüzle aram çok iyiydi. Performansımız kötü olduğu için sorun yaşadık. o dönem çok dürüst ve nettim ama aynı zamanda kendime karşı da özeleştiri yapıyordum.
“TAKTİK TAHTASINA AŞIKTIM”
O günden 6 yıl önce Dortmund’da oynarken ikinci dönemimde büyük bir sakatlık geçirmiştim. Sahalara ne zaman geri döneceğimi, hatta geri dönüp dönmeyeceğimi bilmiyordum. İlk kez düşünmeye başladım sonrasını. Hala gençtim ama profesyonel bir futbolcu olarak bu anı yaşamak benim için bir şeyleri değiştirdi. İşte o zaman taktikler, antrenmanlar, toplantılar, video analizleri teknik direktörlükle ilgili her şey hakkında düşünmekten keyif almaya başladım. O dönemde çocukluk kulübüm RSV Meinerzhagen’in başına geçtim. Sanırım o zamanlar Almanya dokuzuncu ligindeydik. Yarı zamanlı antrenördüm ve aynı zamanda Borussia’da rehabilitasyon sürecime devam ediyordum. İlk günden itibaren teknik direktörlük beni fırtına gibi sardı. Bir grup oyuncuyla neleri başarabileceğimi, nasıl hikayeler yaratabileceğimi göründe taktik tahtasına aşık oldum. Muhteşemdi. O günden itibaren futbol kariyerimin ardından antrenör olmayı istediğimi net bir şekilde anladım. Allah’a şükür fırsatım da oldu.
“SÖZÜNÜZÜ TUTUN, İLK 10’A GİRELİM”
Antalyaspor’un başına geçeceğim zaman bana nelerin mümkün olabileceğini sordular. Ben de ‘Sözlerinizi tutarsanız rahatlıkla ilk 10’a gireriz’ dedim. Kendime çok güveniyordum çünkü ne yapmak istediğimi biliyordum. Ertesi gün takım arkadaşlarımın teknik direktörü olarak durmak ilginçti. Her şey ters gidebilir, ilk adımım çok olumsuz başlayabilirdi. Oyuncularla ilk görüşmemizde onlara şunu söyledim: “Tamam, sizler benim arkadaşlarımsınız. Sizler benim takım arkadaşlarımdınız ama artık teknik direktörünüzüm. Arkadaş olmakla antrenör olmak arasında ince bir çizgi vardır. Yani arkadaşınız olacağım ama artık en iyi arkadaşınız olamayacağım. Kararları ben vereceğim ve bazılarınızı yedek kulübesine koyacağım.
JÜRGEN KLOPP SÖZLERİ
O dönemde sahip olduğum oyuncu grubuna ne kadar teşekkür etsem az. Bana çok yardımcı oldular. 3’lü savunma oynayacağımızı söylediğimde nedenini sormadılar. Yüksek pres yapacağımızı söylediiğimde de ititraz eden olmadı. Teknik direktörlük kariyerim için harika bir başlangıçtı. Kulübümüzün tarihinde neredeyse tüm rekorları kırdık. Antalyaspor sonrası Dortmund’dan teklif geldi. Jürgen Klopp kariyerim üzerinde en büyük etkiyi yaratan isim oldu. Hem oyuncu olduğumda ilişkilerim iyiydi hem de antrenörlük kariyerim için fikrini aldığım birkaç kişiden biriydi. Jürgen önce insanı zonra futbolu düşünüyordu. Genç oyuncu ya ada yaşlı oyuncu onun için fark etmiyordu. Onunla birlikte büyüdük. Biz futbolcu olarak o da teknik direktör olarak büyüdü. Bize pek çok şey öğretti. Pep Guardiola ile birlikte son 15 yılın en iyi teknik direktörleri diyebilirim.
“PEP’TEN ÇOK ŞEY ÖĞRENİYORUM”
Pep’in ve oynadığı tarzın büyük hayranıyım. Klopp ile Dortmund’dayken Pep Barcelona’nın başındaydı. Jürgen, Pep Guardiola’nın Barcelona’da oynadığı tarzı ne kadar beğendiğimi biliyordu. Bu konuyu onunla çok konuşuyorduk. Onun bence genç antrenörler üzerinde büyük etkisi var. Ona baktığımda ‘tamam, yine bir şey öğrendim’ hissine kapılıyorum. Kendi kariyerimde her şey çok hızlı ilerledi. 16 yaşında profesyonel olduktan sonra, 17 yaşında Türk Milli Takımı’na gititm. 23 yaşımda Dortmund’un yanı sıra Feyenoord, Real Madrid ve Liverpool’da forma giydim. 33 yaşında ise teknik direktör oldum. Her zaman ilgi odağıydım. Antalyaspor’da geçirdiğim iki buçuk yılın ardından Dortmund’dan teklif geldiğinde ilk kez gerçekten düşünmek zorunda kaldım. Kendimi yardımcı antrenör olarak görmüyordum. Ancak burası benim için farklı. Benim kulübüm, benim şehrim ve benim hikayemin bir parçası.
“TERZİC ÇOK YARDIMCI OLUR”
Teknik direktör Edin Terzic ile birkaç güzel sohbetim oldu. Kendisi iyi bir arkadaşım, aynı zamanda çok açık fikirlidir ve bana çok yardımcı olur. Bana çok fazla özgürlük veriyor. Bu da zaten anlaşmanın bir parçasıydı. Şampiyonlar Ligi son 16 turu maçında PSV ile oynuyorduk. Şampiyonlar Ligi müziği çaldığında tüylerim diken diken oldu. Edin bana ‘Şampiyonlar Ligi’ne hoş geldin’ dedi. Bu benim için bir rüyanın gerçekleşmesiydi. Bir antrenör olarak kendime hedefler koydum. Yapılacaklar listesinde Şampiyonlar Ligi de var. Yaklaşık 20 yıldır profesyonel futbolun içindeyim ve ilk kez her hafta sonu tüm ilgi üzerimde olmuyor. Bu şu anda bana yardımcı olsa da birgün teknik direktörlüpe geri dönmek isterim.”