Ahmet Hakan, Narin’in ölümünü araçsallaştıranları yerden yere vurdu. Hakan, bu tür olayları kendi primlerini artırmak için kullananların dikkat çektiğini belirtti. Cinayetten yola çıkarak ülke nefretlerini dışa vuranların ahlaksızlık yaptığını ifade eden Hakan, çocuk cinayetlerini siyasal ve toplumsal nefretin aracı haline getirenleri kınadı. İşte Ahmet Hakan’ın Hürriyet gazetesindeki yazısının ilgili bölümü: “Narin duyarlılığı, benim çok takdir ettiğim bir duyarlılıktır. Türkiye, olayın üzerine gitti. Kamuoyu ayağa kalktı. (…) Ancak cinayeti araçsallaştıran tipler de ortaya çıkmadı değil. İki tip var mesela benim dikkatimi çeken: * – BİRİNCİ TİP: Ucuz ve klişe bir şiirsellikle dikkatleri kendi üzerlerine çekmeye çalışan, cinayet üzerinden kendi primlerini elde etmeye çalışan magazinsel tipler. * – İKİNCİ TİP: “Burası çocukların korkunç cinayetlere kurban gittiği bir yer” türü hükümler veren, cinayetten yola çıkarak yaşadıkları ülkeye duydukları nefreti kusan tipler. * İki yıl önce İngiltere’de minnacık bir bebek, aile içinde katledildi. Ardından da 6 yaşındaki bir çocuk aile içi cinayete kurban gitti. Herhangi bir İngiliz ünlüsü ya da yarı ünlüsü “Burası bebeklerin ve çocukların öldürüldüğü bir yer” falan diye lügat paralamış mıdır acaba? * Dünyanın her yerinde çocuklar cinayete kurban gidiyor, kayboluyor. Almanya’da her yıl yüz bin çocuk, ABD’de beş yüz bin çocuk, İngiltere’de yüz yirmi bin çocuk kayboluyor. Böyle istatistikler var. Buna rağmen bu ülkede yaşayan bazı tipler, Türkiye’yi “çocuk kaybolma cenneti” ilan ediyorlar. * Korkunç bir çocuk cinayetinden yola çıkarak… Ülkenin aile yapısıyla ilgili akla hayale gelmeyecek canavarlık masalları anlatılıyor, ülkenin kırsal kesimlerindeki hayatlarla ilgili aşağılık palavralar ortaya atılıyor, ülkenin bazı yörelerinin kültürel ve toplumsal yapısına karşı nefretler kusuluyor. * Kahrolası aşağılık komplekslerini hangi yolla dışa vuracaklarsa vursunlar. Kendi toplumlarına duydukları nefreti hangi yolla dışa vuracaklarsa vursunlar. Yeter ki bunlara Narin’i alet etmesinler. (…)”
