O tarikatlara dışarıdan sızma girişimleri var! Çok ama çok dikkatli olunmalı
Akşam gazetesi yazarı Eray Güçlüer, Ortadoğu’daki tarikatların emperyalist güçler tarafından nasıl kullanıldığını ele aldı. Kesnizani tarikatının Irak’ı ABD’ye teslim ettiğini yazan Güçlüer, İran’daki Hocatiye tarikatının Mehdi’nin gelişini hızlandırma amacı taşıdığını belirtti. Türkiye’deki dinî guruplar içerisine dışarıdan sızma girişimleri olduğuna dair bir takım bilgiler olduğunu ifade eden Güçlüer, dikkatli olunması çağrısı yaptı. Eray Güçlüer, şunları kaydetti: “Tarikatlar, özellikle Ortadoğu’da emperyalist sömürgeci güçlerin ülkeleri ele geçirme ve işgal etmelerinde son derece kullanışlı araçlardır. Aslında toplumda birlik ve beraberliği, hoş görü ve dayanışmayı sağlamak isteyen, ahlaklı ve erdemli insanlar yetiştirilmesini amaçlayan veya bu amaçlarla yola çıkan tarikat veya dini gurupların sonradan nasıl devlete düşman unsurlar haline dönüşebildikleri ayrı bir araştırma konusu ama bilinen terör aparatlarının yanında geçmişte olduğu gibi günümüzde de tarikatlar veya dini guruplar şayet kontrol altında tutulmazlarsa emperyalist güçler tarafından ülkelerin içeriden fethedilmelerinde ve kolayca teslim alınmalarında çok önemli roller oynayabilmekteler. IRAK’I ABD’YE KESNİZANİ TESLİM ETTİ Kelime anlamı ‘kimse bilmiyor’ olan kesnizani tarikatı aslında 1900’lü yılların başında İngilizlere karşı mücadele eden önemli bir direniş örgütüydü. Ancak iki kuşak sonra İngilizler tarafından ele geçirilmeleri sonucu Türkiye’deki FETÖ gibi haşhaşi benzeri bir yapıya dönüşüp körfez savaşında Irak’ın direnilmeden işgal güçlerine teslim edilmesinde önemli rol oynamıştır. Kadiri tarikatına bağlı Süleymaniye merkezli kürt aşiretlerinden biri olan kesnizaniler 1980’li yıllardan itibaren tıpkı FETÖ’nün Türkiye’de yaptığı gibi Irak’ta polis, askeriye, istihbarat ve diğer bütün devlet kademelerine sızarak Saddam Hüseyin’in yatak odasına kadar girmeyi başarmışlardır. Saddam Hüseyin durumu fark etmişse de müdahalede geç kalmış ve kesnizani Şeyhi Muhammed Irak’ın işgalinden önce ABD ile anlaşarak Iraklı askerlerin işgal güçlerine karşı direnişe geçmesine büyük ölçüde mâni olmuştur. İşgal sırasında Şeyh Muhammed müritlerine Amerikan askerlerine direnmemelerini öğütlemiş, Şeyhin emrindeki mürit generaller ve subaylar vatanlarının bağımsızlığı için savaşmak yerine Şeyh Muhammed’in emrine uymuşlardır. Bu örgüt halen Irak Ulusal Birlik Partisi adı altında siyasete Irak’ta siyasete devam etmektedir.
ÖNE ÇIKAN VİDEO İRAN’DA HOCATİYE TARİKATI İran’da 1953 yılında kurulan ve Humeyni tarafından yasaklanan Hocatiye tarikatının FETÖ ve Kesnizani yapılanmalarından farkı hıristiyanlıktaki evangelistler gibi ideolojik bir anlayışa sahip olmalarıdır. Hocatiye tarikatının asıl amacı 12’nci İmam Mehdi’nin gelişini hızlandırmaktır. İnanışa göre mehdi dünyanın felaketin yok olmanın eşiğinde olduğu bir zamanda ebedi kurtarıcı olarak dünyaya dönecek. Dolayısıyla tarikata göre Mehdi’nin bir an önce gelmesi için savaşların çıkarılması, siyasi kaosların tetiklenmesi gerekmektedir. Aynı evangelistler gibi onlar da İsa Mesih’in gelebilmesi için önce kıyametin kopması gerektiğine inanıyorlar. O yüzden ABD ve Batı destekli olası İran operasyonunda İran içindeki birtakım yapıların harekete geçme ihtimali oldukça yüksek. SİYONİZMİN TARİKATLARLA DANSI Gerek evanglizm ve gerekse yukarıda bahsettiğim tarikatlar olsun aslında hepsinin arkasında Siyonizm’in olduğunu söylemek mümkün. Hedef ülkedeki toplumsal özelliklere uygun olarak belirlenen sızma ve yok etme stratejisi doğrultusunda emperyalist aparatlar el birliğiyle çalışıyorlar. Bunların bütün amacı ülkeleri küçük parçalara ayırıp kendilerine yem etmek. O yüzden olabilecek bütün yöntemleri sabırla ve hiç vaz geçmeden denemeye devam etmekteler. TÜRKİYE DİKKATLİ OLMALI FETÖ ile mücadele devam ederken çok geniş yelpazedeki ve farklı motiflerde olsalar bile değişik dini guruplar içerisine dışarıdan sızma girişimleri olduğuna dair bir takım açık kaynak bilgileri mevcut. Özellikle Almanya merkezli Avrupa’dan fonlanan bu tür yapıların hızla zenginleştikleri yönünde kanaatler var. Bu zenginleşmeyle birlikte dışardan destekli bu tür yapıların siyasal sistemimize ve devlet içine sızma girişimlerine karşı dikkatli olmak gerekmektedir. FETÖ vakası ile ortaya çıkan tecrübeler her kese ders olmalıdır. Hangi oluşum içinde olursa olsun hepimizin kalbi sadece bu ülke için atmalıdır. Sonra hiç kimse bilmiyordum, biz kandırıldık filan demesin.”