Öcalan yeniden devrede! İmralı’dan “barış süreci” için gizli mesaj mı geliyor?
Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, Devlet Bahçeli’nin DEM Parti ile kurduğu diyaloğun barış sürecini yeniden başlatma ihtimalini değerlendirdi. Tayiz, Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik açıklamalarını hatırlatarak, İmralı’ya yeni bir şans verildiğini belirtti. Bu süreçte, Öcalan’ın yapacağı bir açıklamanın kritik öneme sahip olduğunu ifade eden Tayiz, barış sürecinin yeniden başlamasının Türkiye için büyük bir adım olabileceğini söyledi. İşte Kurtuluş Tayiz’in yazısı:
“MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM’lilerle el sıkışmasıyla başladı her şey. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o elin havada kalmaması gerektiğine yönelik açıklamaları ise “barış” ihtimalini iyice güçlendirdi.
Başka bir örneği olmadığı için de şimdi yeniden “çözüm” sürecini konuşmaya başladık. Medya taşı sıkıp suyunu çıkarırcasına “işaretler” bulmaya, çözüm sürecinin başlayıp başlamadığına ilişkin spekülasyonlar üretmeye çalışıyor.
Yokladığım iktidar kulislerinde de kimse “çözüm süreci”ne yeniden ihtimal vermiyor. En fazla İmralı’ya aileden biriyle görüşme imkânı tanınabileceği ifade ediliyor. İmralı da bir çağrı yapar diye bekleniyor. Ki, Bahçeli doğrudan Öcalan’a seslenerek “hizmet etmeye” dair önceki sözlerini hatırlattı.
Tabii, kulislerde MİT’in yine Öcalan ile diyalogda olduğu ve bu süreci hazırladığı lafları da dolaşımda. MİT’in Öcalan ile bir şekilde temasta olması, bunu sürdürmesi normal; fakat Bahçeli’nin daveti, farklı olarak İmralı’ya bir şans daha tanındığını düşündürüyor. Öcalan, ufuk sınırlarını aşan bir çıkışla yeniden örgütünü ve Türk kamuoyunu etkilemeyi başarırsa şu an itibarıyla ‘ihtimal’ olan süreç, bir gerçeklik kazanabilir.
Mevcut haliyle Kandil ve DEM’in sahip olduğu paradigmadan ne bir çözüm fikri ve ne de bir barış iradesi doğup gelişebilir. Ne bölgeyi okuyabilecek ne Türkiye’yi kavrayacak bir bilince, derinliğe sahipler. “Vekil örgütlere”, “taşeron” organizasyonlara ya da terör baronlarına özgü, ölme ve öldürmenin dışına çıkamayacak kör ezberlerin kölesi olmuş durumdalar. Bölünmüşlükleri de cabası; Kandil’i ayrı, Demirtaş’ı ayrı, İmralı’sı ayrı bir başı çekiyor. Türkiye er ya da geç kendi çözümünü bulup uygular; görebildiğim, bunu sadece mümkün olan en kapsayıcı biçimde yapmak istiyor, hepsi bu. Anlamayanlar kaybeder!”