Önce Fitch Ratings sonra OECD ve Deutsche Bank ! Türkiye ekonomisi için çifte pozitif tahmin!
Takvim Foto Arşiv
TİCARETTE KORUMACI POLİTİKALARA İLİŞKİN UYARI
Bu yıl ABD ekonomisinin yüzde 2,8 ve 2025’te yüzde 2,4, Çin ekonomisinin ise sırasıyla yüzde 4,9 ve yüzde 4,7 büyüyeceği tahmin ediliyor.
OECD, ticarette korumacı politikalarda artışa ilişkin uyarıda bulundu. Ticaret politikası belirsizliği son yıllarda artarken, büyük ekonomiler tarafından uygulanan bu ithalatı kısıtlayıcı önlemlerin sayısında süregelen bir artış gözleniyor.
Küresel ticaret kısıtlamalarının artması ithalat fiyatlarını yükseltirken, işletmeler için üretim maliyetlerini artırma ve tüketiciler için yaşam standartlarını düşürme riski oluşturuyor.
Takvim Foto Arşiv
TÜRKİYE İÇİN BU YILA İLİŞKİN BÜYÜME TAHMİNİ YÜKSELDİ
Gerekli makroekonomik istikrar politikalarının iç talebi yavaşlatması nedeniyle Türkiye ekonomisinin ise bu yıl yüzde 3,5 ve 2025’te yüzde 2,6 büyüyeceği öngörülüyor. Bu oran 2026 için ise yüzde 4 olarak tahmin edildi.
Kurum eylüldeki değerlendirmesinde ise Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,2 ve 2025’te yüzde 3,1 büyüyeceğini öngörmüştü.
PARA POLİTİKASI ROTASINDA KALMALI
Rapora göre, Türkiye’de sıkılaşan finansal koşullar ve devam eden mali konsolidasyon, hane halkı tüketimini sınırlandıracak. Deprem sonrası yeniden yapılanma sürecinin etkileri geçtikçe, yatırım ve kamu tüketimi de yavaşlayacak.
Ancak dış ortamdaki iyileşme ve uluslararası turizmde devam eden canlanmayla, Türkiye’nin ihracatının artması bekleniyor.
Türkiye’de cari işlemler dengesi ekonomik büyümenin itici güçlerinin yeniden dengelenmesi, turizmdeki olumlu görünüm ve Sakarya sahasındaki doğal gaz üretimiyle iyileşme gösterdi. Döviz rezervleri artarken, para ve maliye politikasının sıkı kalmaya devam edeceği öngörülüyor.
OECD’ye göre, para ve maliye otoritelerinin her ikisi de Türkiye ekonomisini sürdürülebilir bir patikaya oturtmak için politikaları sıkı tutma yönünde kararlılıklarını yineledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini yüzde 50’de tutarken, fiyat istikrarı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacağını belirtti.
Takvim Foto Arşiv
Bu kapsamda, Türkiye’de ekonomik büyüme ılımlı seyredecek. Enflasyonu kontrol altına almaya yönelik tedbirler etkisini gösterecek ancak enflasyon kademeli şekilde düşecek. OECD, Türkiye’de enflasyonun yıllık ortalamada 2025’te yüzde 30,7 olacağını, 2026’da ise bu oranın yüzde 17,2’ye gerileyeceğini öngördü.
Rapora göre, iyileşen uluslararası havadan tam olarak faydalanabilmek için yetkililerin, enflasyon hedeflere ulaşma yolunda sağlam bir şekilde ilerleyene kadar makroekonomik istikrar politikalarını sürdürmesi gerekiyor.
İstikrarlı ve öngörülebilir bir politika çerçevesi, istikrarlı bir makroekonomik ortamla birlikte uluslararası yatırımları önemli ölçüde çekebilir. Yapısal reformlar bu istikrar çabalarını daha da destekleyebilir ve uzun vadeli büyümeyi artırabilir.
Takvim Foto Arşiv
DEZENFLASYON SÜRECEK
Türkiye ekonomisi hakkında bir büyüme de Deutsche Bank’tan geldi.
Deutsche Bank, Türkiye ekonomisinin yumuşak iniş yolunda olduğunu ve bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 2,9 seviyesinde gerçekleşmesinin ardından 2025’te yüzde 2,8 olacağını öngördüğünü bildirdi.
Deutsche Bank, “Gelişmekte Olan Piyasalar 2025 Görünümü” raporunu yayımladı.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan piyasalara odaklanılan raporda, 2025’in zorlu ve muhtemelen çok daha belirsiz geçeceği öngörüldü.
Gelişmekte olan ülke varlıklarında beklenen getirilerin dağılımında, çoğunlukla ABD’deki politika değişikliğinden kaynaklı olumsuz etkiler beklendiği kaydedilen raporda, gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin artan gümrük tarifelerinden para politikası gevşeme döngüsündeki olası aksaklıklara kadar birçok olumsuz değişime maruz kalabileceği belirtildi.
Türkiye ekonomisi, “Türkiye: İstikrara Giden Kademeli Yol” başlığıyla değerlendirildi.
Raporda, Türk ekonomisinin yumuşak iniş yolunda olduğuna dikkat çekilerek, bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 2,9 seviyesinde olacağı öngörüldü.
Bu durumun ekonomideki “kademeli soğumayı” teyit ettiği aktarılan raporda, sıkı parasal koşulların tüketim ve yatırım talebini kısıtlaması nedeniyle ekonominin 2025’in ikinci yarısına kadar potansiyelinin altında büyümesinin beklendiği ifade edildi.
Takvim Foto Arşiv
Bu kapsamda gelecek yıl ekonomik büyümenin yüzde 2,8 olacağının öngörüldüğü raporda, iç talepteki toparlanmanın 2026’da güçlenen taleple birleşmesi, Türkiye ekonomisinin daha güçlü bir büyüme kaydederek uzun vadeli eğilimine yaklaşmasının beklendiği bildirildi.
Raporda, söz konusu büyüme tahminlerinin enflasyonun düşürülmesine öncelik veren ortodoks ekonomi politikalarının devam edeceğini varsayarak yapıldığı ancak politikalarda daha destekleyici bir duruşa geçişin daha güçlü bir büyümeyi sağlayabileceği kaydedildi.
İç talepteki zayıflama, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve Türk lirasındaki reel değerlenmenin enflasyonu düşüş eğiliminde tutması nedeniyle dezenflasyonun gelecek yıl da devam etmesinin beklendiği raporda, şu değerlendirmeye yer verildi:
“Maliyet baskıları, enflasyon beklentileri ve iç talep, enflasyondaki düşüşün kademeli olarak devam edeceğine işaret ettiğinden, enflasyondaki düşüşün süreceğine dair yapıcı görüşümüzü koruyoruz. Asgari ücretin yıl başında yüzde 30 seviyesinde artırılacağı ve herhangi bir ara ayarlama yapılmayacağı varsayımıyla, 2024 yıl sonu enflasyonunun yüzde 45’e, 2025 yıl sonunda ise yüzde 25,4’e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte, beklenenden daha az mali politika desteği, varsayılandan daha büyük bir asgari ücret artışı ve iç talepte daha kademeli bir yavaşlama dahil olmak üzere tahminimize yönelik yukarı yönlü riskler devam ediyor ve bu da 2024’ten sonra daha kalıcı enflasyonist baskılara neden olabilir. Mevcut politika çerçevesinin sürdürülmesi halinde, enflasyonun 2026 yılı sonuna kadar yüzde 20’nin altındaki seviyelere gerileyebileceğine inanıyoruz.”
Raporda ayrıca, baz senaryoda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) aralıkta 250 baz puan faiz indirimine gideceğinin beklendiği kaydedilerek, “Mevcut reel faiz tamponunun TCMB’nin politika faizini gelecek yıldan önce indirmeye başlaması için alan bıraktığına inanıyoruz. 2025’te, enflasyondaki düşüşün devam etmesi nedeniyle gevşeme döngüsünde kademeli ve temkinli bir yaklaşım bekliyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Bu kapsamda politika faizinin 2025’in ilk yarısında yüzde 37,5’e, yıl sonunda ise yüzde 30’e gerilemesinin beklendiği aktarılan raporda, “Temel senaryomuz bu olmasa da TCMB, gevşeme döngüsünü yumuşatmak için toplantı başına 250 baz puandan daha yavaş bir hızda faiz indirimi yapmayı da düşünebilir. TL mevduat hedefleri ve kredi tavanları gibi makro ihtiyati politikaların, gevşeme döngüsü sırasında finansal koşulları yönetmek için 2025 yılına kadar devam etmesini öngörüyoruz.” tespiti yapıldı.