Perdenin arkasındaki el… CNN TÜRK ekibi 1 yıl sonra Can ile buluştu
03.02.2024 12:52Son Güncelleme: 03.02.2024 13:47 Haber Kaynağı: CNN TÜRK”İnsan her şeyi anlatamaz. Zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez” diyor Yazar Cengiz Aytmatov. 6 Şubat’a kadar yüzünü hiç görmediğim bir çocuk, artık kardeşim gibi olmuştu. Hayat bizim yolumuzu 6 Şubat’ta kesiştirdi. Onun çaresizce perdenin arkasından salladığı eli, cılız sesi fark etmemizle başladı hikayemiz. Hiç unutulmayacak bir hikayenin ve mucize kurtuluşun adı oldu Can. İlk günün mucizelerindendi.Hava buz gibi… Saat 22:30 sıraları… Kahramanmaraş Azerbaycan Bulvarı üzerindeyiz, yıkılan onlarca binanın arasındayız. O enkazlardan birindeydi Can. 7 katlı Gözde apartmanında. Saatlerce kurtarılmayı bekledi Can. Enkazda sıkıştığı yer zordu. Bekledi bekledi, saatlerce bekledi. Güçsüz düşen bedeniyle perdeyi sallayışına denk geldik. Bir şeyler yapmalıyız O çocuğu oradan çıkarmalıyız. Tek hedefimiz arzumuz buydu.Ekip arkadaşlarımla internetin telefonun çekmediği Kahramanmaraş’ta bir o yana bir bu yana koşturmaya başladık. İl emniyet binasına gittik. Kriz merkezi oradaydı, bunu biliyorduk. Konum bilmesek de kaybola kaybola ulaştık, ekiplere haber verdik. Artık zamanla yarışımız başlamıştı. Yaklaşık 6 saat süren operasyonla Can, enkazdan kurtarıldı. O sevinç, o mutluluk gözyaşları… O an bütün Türkiye’nin hafızasına, kalbine kazındı.Felaketten tam 1 yıl sonra Fulya Öztürk, Can Gürsoy ile bir araya geldi.O anları anlatan Can “Çok yavaş bir şekilde başladı deprem. Dedim normal herhalde. Sürekli oluyordu zaten Kahramanmaraş’ta o dönemlerde. Dedim geçer birazdan. Sonra bir anda şiddetlenmeye başladı. Sonra dışarıdaki trafoların patladığını, değişik ışıklar gördüm. Kıyamet kopuyor, her şey bitti dedim. 10-15 saniye geçmedi bina yıkıldı. Sandalyenin gözüme doğru geldiğini hatırlıyorum, sonra bayıldım. Ayılınca uzatma kablosuyla telefonu buldum. Baktım saatte 5 buçuktu. Bizimkilere, aile gruplarına mesaj atmaya çalıştım. 112’yi aradım ama hiçbir şekilde hat çekmiyordu, internet yoktu. Sadece kafanızda 2 ihtimal canlanıyor. Ya buradan çıkacağım ya da çıkamayacağım. Çoğunlukla ben buradan çıkamayacağım herhalde dedim. Umutsuzluğa kapılmıştım, perde beni kurtardı. Fulya abla benimle konuştuğunu hatırlıyorum. Bir umut doğdu. O an dedim evet artık buradan çıkacağım. Beni kurtaran AFAD yetkilisi Mertcan ağabey ile hala görüşüyorum, sohbet ediyoruz” dedi.Gözde apartmanı eski bir yapıydı. Ne acı ki depremden 1 ay önce kentsel dönüşüm için imzalar toplanmaya başlamış, bazı sakinler karşı çıktığı için dönüşüme girememişti. Can, o apartmanda annesi yerine koyduğu halasıyla yaşıyordu. Ne yazık ki o sağ çıkamadı. Can, “Binamızda çatlaklar vardı. Giriş tarafında hatta merdivenin altında demir görünüyordu. Eski bir binaydı ve bunun olacağı çok belliydi. Kentsel dönüşüm için binada 1 ay önceden imza toplanıyordu. Annem apartman yöneticisiydi, imza sürecini kendi başlatmıştı. Ancak apartmanda çoğu kişi imza atmayınca olmadı. İmza atmayanlar bile kendi hayatlarını kaybetti. Apartmanda 100-110 kişi yaşıyordu. Bildiğim kadarıyla 80 kişi vefat etti. 20-25 kişi kurtulabildi” diye konuştu.Can şimdi Konya’da diğer halası ve kuzenleriyle yaşıyor. Yeni bir hayat kurdu, 9’uncu sınıfa gidiyor. Can, “Derslerim iyi, fena değil Allah’a şükür. Yazılım mühendisliği aklımda var. Müziğe de ilgim var. Depremi tabii ki unutmadım ama travmasını atlattım” dedi.Sözlerinin sonunda herkese mesaj veren Can, şöyle konuştu:İnsanlar kentsel dönüşümü kötü bir şey zannediyor. Senin evinin yerine daha iyi bir ev veriyorlar. Daha güvenli bir yerde yaşamanı istiyorlar. Bunu anlamıyor bazı vatandaşlar ve kötü bir şey zannediyor. Bunu istemeyerek de kentsel dönüşüme imza atmayarak da hata yapıyorlar ve bir sürü insanın canına mal olabiliyorlar. Tıpkı Gözde apartmanında olduğu gibi…