Rum iş adamları ayaklandı: Türkiye olmadan olmaz
RECEP YEŞİL GKRY’li iş insanları, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yaşadığı elektrik ve su sorunları başta olmak üzere, ekonomik sorunlarının Türkiye ve KKTC olmadan çözülemeyeceğini doğrudan GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’e iletti. Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezinden (TÜRKDEGS) Hristodulidis’e yazılan mektubu paylaştı. GKRY’li iş adamı Andronicos CY’nin imzasıyla yazılan mektupta yer alan ifadeler şöyle: Kıbrıs Nasıl Uygun Fiyatlı Elektrik ve Su Sağlayabilir: Cumhurbaşkanına Açık Mektup Sayın Cumhurbaşkanı Hristodulidis, GKRY – Yunanistan elektrik bağlantı hattı projesi şu anda tartışılıyor, ancak iki büyük endişe var: jeopolitik risk ve maliyet. Basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, Türkiye’nin donanmasının kablo döşenmesine müdahale edebileceği veya gelecekte kabloyu kesebileceği endişesi var, çünkü sözde ‘KKTC’, kablonun bir bölümünün kendi ‘karasularında’ döşenmesine izin verilmediğini iddia ediyor. ⚠️ Mantıklı Bir Çözüm: Su Kıtlığını Gidermek: Kıbrıs, kronik su kıtlığıyla karşı karşıya. 2015 yılında, her yıl Türkiye’nin güneyinden Kuzey Kıbrıs’a 75 milyon metreküp su taşımak için bir boru hattı inşa edildi. Bu miktar, en büyük 2. ve 3. rezervuarlarımızın toplam kapasitesine eşdeğer. ???? Neden ikinci bir boru hattı önerip bu suyun bir kısmını bağlayıcı bir ticari anlaşma altında satın almayalım? AB, yakın zamandaki LNG skandalının çözülmesi şartıyla bu konuda siyasi ve mali destek sağlayabilir. Yüksek Elektrik Maliyetleriyle Mücadele: Kıbrıslı tüketiciler, AB’deki en yüksek elektrik fiyatlarından bazılarına katlanmak zorunda kalıyor, bu da yılda 300 milyon Euro’luk AB cezaları ödemek anlamına geliyor. Kapsamlı bir maliyet analizine tabi olarak, GKRY – Yunanistan elektrik bağlantı hattını inşa etmeyi düşünün ve kuzeye bu elektriğin bir kısmını bağlayıcı bir ticari anlaşma altında SATMAYI kabul edin. Bunun için zaten bir emsal var; EAC bazen dolaylı olarak kuzeye elektrik satıyor. Sayın Cumhurbaşkanı, ne Türkiye ne de -sözde- ‘KKTC’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımıyor olsa da, özellikle deprem veya orman yangınları gibi felaketler karşısında iş birliği örnekleri var. Tüm adanın ve halkının refahı, siyasi farklılıklardan önce gelmelidir. Sınırlar ve uluslar (uluslararası tanınsın veya tanınmasın) tarih, siyaset ve çatışmalar tarafından şekillenir, ancak güzel adamız doğanın bir eseridir. Onu korumak için enerji yoğun tuzdan arındırma tesislerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmalı ve yenilenebilir enerjiye (YE) öncelik vermeliyiz. Elektrik bağlantı hattı bu konuda önemli bir rol oynayabilir ve belki de adamızın kronik su kıtlığını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu önerileri Bakanlarınızla ve Eylül ayında Birleşmiş Milletler toplantılarınızda tartışmanızı rica ederim. STK’m aracılığıyla Türklerle resmi olmayan keşif görüşmelerinde memnuniyetle yardımcı olurum. Saygılarımla, Andronicos CY