Samet Aybaba bombaladı: Hakkımı helal etmiyorum! Karşı çıktıkları transferleri tek tek açıkladı

0

Beşiktaş’ta Futbol Takımları Genel Koordinatörü görevinden alınan Samet Aybaba, basın toplantısı düzenliyor. İşte Samet Aybaba’nın açıklamalarından bazı bölümler…

“Bana verdiğiniz destek ve değerden ötürü çok mutlu oldum. Biz futbolu hep aile olarak gördük. Bazı notlar aldım, o kadar çok şey konu var ki… Önce başkanımıza geçmiş olsun, sağlık sorunları var herhalde. Sağlık önemli konudur, acil şifalar diliyorum. Nasıl tanıştık? Hakkımda yanlış şeyler konuşulunca Divan’da konuşma yapmıştım ve indiğimde Hasan Arat ‘Tebrik ederim, çok güzel konuştun. Benim önümü açtın’ demişti Ondan sonra rahmetli Seba başkanımızın tedavi sürecinde görüştük. Daha sonra inanılmaz keyifli bir seçim süreci, bize kıymet verilen sözler, futbolu futboldan gelenler yönetecek söylemleri… Ümraniye’ye gittim, ölü toprağı atılmış gibi bir takım, bir sürü raporlar hazırladım. Öte yandan başkanımızın seçim sürecinde verdiği transfer sözleri, dünyaca ünlü kulüplerle yapılan anlaşmalar gündeme geldi. Çıktım açıklama yaptım, kulübü savundum. Biraz da sert konuştum.

“MUÇİ VE MUSRATI’YE 24 MİLYON EURO VERİLDİ, ŞOK OLDUM!”

Transfer dönemi başladı, Onur ve Tayfur vardı takımda. ‘Seyircinin önünde oynamak istemiyorum’ söylemleri vardı. Atal ile görüşme yaptık, 1 milyon euro civarında konuşulurken menajeri bir anda 2.5 milyon isteyince vazgeçtik, Svensson’u istedik. Devre arasında Al-Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho’nun isimleri bize geldi. Başkan ‘bunlardan birini alalım’ dedi. Sanches ve Carvalho’nun görüntülerini başkana gösterdim, gülümsedi. Aralarında alınacak tek isim Al-Musrati’ydi. Muçi ile ilgili de raporumuz var. Büyük ligde oynamamış, büyük bonservis ödenmemeli şeklinde. Aynı rapor Al-Musrati için de geçerli. Sonra bir baktık iki oyuncuya 24 milyon euro verilmiş. Matic’i getirelim, az para verelim diye düşünürken verilen para bizi şok etti. Santos bana gelip ‘Al-Musrati’yi beğeniyorum ama bu parayı nasıl verdiniz?’ dedi. Joe Worrall konusu var, bize önerildi. Olumsuz rapor verdik. Yardımcıma oyuncuyu öneren menajer, ‘Siz nasıl insanlarsınız, ben önerdim oyuncu gidip teklif veriyorsunuz’ dedi. Ben de başkana söyledim. Sonra başkanımız ‘Bana yardımcı olun bu oyuncuyu alalım, siyasi şeyi var’ falan derken 500 bin euro karşılığında oyuncuyu kiraladık.

“BAŞKAN BANA ‘SANA DA KOMİSYON VERELİM!’ DEDİ”

Transfer komitesi gibi bir şey oluşturulmuş. Kaan Şakul ’37 milyon euro satış bekliyorum, yoksa kimseyi alamayız’ dedi. ‘Futbolda böyle bir şey olmaz’ dedim. ‘Hocam Oraya Rafa Silva yazıyorsunuz, 40-45 milyon euro’luk oyuncu’ dedi. ‘Futbolu bilmediğiniz için bu fırsatın önümüze çıkacağını görmüyorsunuz’ dedim. Immobile ve Paulista için de olumlu rapor verdik. Friedel diye bir arkadaşımız göreve geldi. ‘Ümraniye’ye gelmeyecek, işinize karışmayacak, sadece satış yapacak’ dendi. Ümraniye’ye de geldi, hocaya yardımcı da getirdi. Bu yardımcılara bonservis gibi ücretler ödendi. Kaan Şakul ve başkandan aldığı cesaretle kendini oranın imparatoru sanmaya başladı. Başkana gittim, ‘Bu arkadaşa yüksek maaş veriyorsunuz ama komisyon da veriyorsunuz’ dedim. Başkan bana ‘Sana da verelim Mustafa ve Semih’in satışından’ dedi. Bu ne demek dedim ya. Benim tek isteğim

Beşiktaş’a katkı sağlamak. Bu olayların hepsinin şahidi var.

SON DAKİKA | Samet Aybaba’dan basın toplantısında flaş açıklamalar!

“BİZDEN NE FAZLALIĞI VARDI”

Gaziantep maçında uçağın arka bölümüne gittim çocuklarla konuşmaya, ‘olur böyle şeyler’ dedim. Oyuncular ‘Feyyaz hoca da gelsin’ dedi. Uçak indiğinde ortalık birbirine girdi. Friedel’ın dediğine göre biz oyuncularla kurgu yapmışız. Hoca ile soyunma odasında taktik tahtasında çalışmalar yapıyorlardı, oyuncular bunları görüyordu. Feyyaz kapıyı açıp içeri giriyor, bakıyor içeride Friedel, Kaan Şakul ve hoca var. Kaan Şakul ‘Feyyaz abi özel bir şey konuşuyoruz’ diyor. Menajerlik şirketinde çalışan bir ismin bizden ne fazlalığı vardı? Friedel’ın da suçu değil bu. Ben Gio hocanın yardımcılarının aldığından düşük ücret alıyorum kulüpten. Ben 30 yıl antrenörlük yaptım bu ülkede. Başkan ‘Üzülüyorum aldığın ücreti artıralım’ dedi. Bir sözleşme hazırladım ama hiçbir geri dönüş olmadı. Başkanın samimi olmadığını gördüm o konuda. Feda döneminde avukatım ‘Ver bana yetkiyi sana 2.5 milyon dolar alacağım’ dedi. ‘Beşiktaş’tan para yemek kadar şerefsizlik olur mu!’ dedim. Aynı duyguları yaşamadığımızı ‘Sana da komisyon vereyim’ dendiğinde anladım zaten.

“BU TRANSFERLERE KARŞI ÇIKTIK!”

Joao Mario, Ndour, Emirhan, Can Keleş, Uduokhai… Hepsine karşı çıktık. Ndour, Beşiktaş genç oyuncu kiralamaz. Bir de en kalabalık yere aldık oyuncuyu. Joao Mario kenar oyuncusu değil, ağır. Merkez orta saha olarak da aşağı gitmiş, kanada ihtiyacımız var diye rapor verdik. Bir menajer bize Uduokhai’yi önerdi, izledik ama listemize almadık. 3 milyona alabiliriz dedi bize menajerler, daha pahalıya geldi. Colley en düşük maliyetli oyuncularımızdan biriydi, giderken üstüne para verdik. Takımdan giden oyuncuların hepsine para verdik. Can Keleş ile ilgili raporumuzu sunduk, daha net oyuncu lazım dedik ama o da alındı. Emirhan ile ilgili fikirlerimizi sunduk. Transferlerin tamamına olumsuz rapor verdik. Bu transferlerden sonra biz tamamen koptuk ve iletişimi kestiler bizimle. Sonraki süreci Kaan Şakul, Friedel ve başkan götürdü. ‘Futboldan gelen insanlar varken neden Kaan Şakul ile yürüyorsunuz?’ dedim. Başkan ‘Böyle uygun gördük’ dedi.”

NEDEN İSTİFA ETMEDİ?

Beşiktaşlı birisi, işler kötüyken istifa eder mi? Görevden kaçar mı? Hocayla konuştum, iki 6 numara ile olmaz dedim. Rafa kenar oynamaz, orada Rashica’dır bizim oyuncumuz dedim. İzinlerle ilgili konuştum, oyuncuların bir grubuyla çalışıldığı ve öbür grubun rahatsız olduğunu konuştum. Bir sürü şeyleri konuştum ben. Yardımcılarım vardı. Hepsine mobbing uyguladılar, antrenman izlemelerini yasakladı Brad Friedel. En son scout ekipleri ile ilgili çalışma yapıyormuş Friedel. Kaan Bey yardımcılarımın ‘WyScout’ şifrelerini aldı, ‘istediğime vereceğim bunları’ dedi. Orada kalıp bu mücadeleyi vermeyi başardık diyelim.

“KAAN ŞAKUL HEMEN İSTİFA ETMELİ”

Başkan bana son durum ile ilgili bir rapor ver dedi. Bu raporu vermesi gereken ben değildim. Hatta Veli ve Feyyaz’dan da rapor istendi. Bu süreci yöneten 3 kişi rapor vermeliydi. Bu rapor sonunda ‘Başkanım, ben kimseyi yarı yolda bırakmadım, Beşiktaş’ı hiç bırakmam. Sizin bir tasarrufunuz varsa gereğini yapın’ yazdım. Başkan herhade o gereğini başka anlamda kullandı. Beni çok arayan oldu ‘Ya ne yaptınız!’ diye.” Başkanımızla son konuşmamızda istifa etmesi gerektiğini söyleyecektim. Kaan Şakul var şu an orada, derhal istifaya davet ediyorum. Biz her şeyi biliyoruz. O arkadaş da istifa etmeli Beşiktaş’ın menfaatleri için.

“BÜYÜK TRANSFER YAPMAYALIM’ DEDİM”

Kimse bize gelip de; 47 sene önce bu kapıdan giren birine, Beşiktaşlılıktan, forma aşkından, yok ‘Biz Kartal’ız’ falan arkadaşlar yani… Altyapıda çok yetenekli oyuncularımız var, biz bu kadrolarla başlarsak çok iyi şeyler olabilir ‘Feda’ döneminde olduğu gibi. 4-6 tane oyuncu alalım. Büyük transfer yapmayalım dedim. Ayrılmadan önce 10 oyuncunun ismini belirledik, profesyonel yapmak için. Oraya Şenol’u getirdim, teklif gelince Veli’yi getirdim. Veli gelince bile bizi eleştirdiler, başarısı ortada. A takıma yükselecek belki. Serdar’ın kupada çok büyük emeği var.

SEMİH KILIÇSOY SÖZLERİ

Kilo almış, pası veremiyormuş. Nasıl 12 gol attı o zaman bu çocuk? Verdirin o zaman. Ben gördüğüde konuşuyordum Semih’le. Bu çocuklardan vazgeçemeyiz. Maccabi bir maçı özel bir maç. Ben olsam Türk oyuncularla oynardım. Yabancı oyuncu nereden bilecek bu duyguları? Bir tane forvetimiz var, yaşı 34. Arkasında 17 yaşındaki Mustafa var. Kanatlar boş, nasıl olacak?

“KİMSEYE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”

Ben hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Öyle bir dünya yok. Samet Aybaba’ya böyle olmaz arkadaşlar. WhatsApp’tan geldi mesaj bana. Nevzat Demir’de 10 gün nöbet tut deseler tutarım ben. Bunlar kiminle muhattap olduğunun, kimi karşılarına aldıklarının farkında değiller.

“SERGEN YALÇIN’I BEN İSTEDİM”

Sergen Yalçın’ı ben istedim. Telefonla konuştuk, görüşecektik. Başkan bana ‘Gittiğinde bir şey konuşma’ dedi. Ben ona takımdan bahsedecektim, biraz da ağlayacaktım kulüp tarafında olduğum için ekonomiden yakınarak. Sonra o da koşarak gelecekti.

RIZA ÇALIMBAY’IN GÖNDERİLMESİ

Rıza süreci var, Rıza benim kardeşim. Birlikte 10 sene oynadık. Geldiğimizde kulüpteydi. Oyun kötüydü, söylemler kötüydü. Başkanımız Kasımpaşa maçı sonrası, ‘Ya böyle olur mu göndermiyor musun Rıza’yı?’ dedi. Sonra Rıza’nın bazı tatsız söylemleri oldu, başkan ‘Artık konuşmaya gerek yok görevden alın’ dedi. Başkana ‘Ben bunu gidip söyleyemem, Feyyaz da söyleyemez’ dedim. Başkanlığa aday olur muyuz? Zor, güzel bir duygu da zor. Beşiktaş’ta her görevi kabul ederiz ama şu an olmaz. Beşiktaş’ta bu süreci yaratan insanlar hala görevde. Biz Beşiktaş’a katkıda bulunacağını düşündüğümüz her adaya destek veririz. İlerde koşullar değişirse duruma bakarız. Beşiktaş’ın acil birlikte hareket etmeye ihtiyacı var. Futbol aklına ihtiyaç var. Bizi bunun için oraya getirdiler ama hiç sormadılar bize. Gelin bir araya, Beşiktaş’ın akil insanları gelsin bir araya. Ortada bir tane Beşiktaş var. Divan Başkanı’nı aradım, gelin şu kulübü alın dedim. Hasan Arat ile yola çıkmadan önce Serdal Adalı’yı aradım, onla diyalogum çok daha iyidir, farklıdır. ‘Amerika’ya gidiyorum, aday olmayacağım’ dedi. Sonra aday oldu, rakip haline geldik. Beşiktaş’ın artık tahammülü kalmadı. Bırakalım bu işleri ya, burada Beşiktaş var! Bu nasıl bir şeydir ya!

“SÜLEYMAN SEBA’YI KULLANMAYIN, YETER YA!”

Gio hocaya Beşiktaş’ı anlatan bir yazı yazdım, Santos hoca kalırsa kupayı alamayız dedim. Gitmesini ben istedim, ne söylediysem çıktı. Bir gün birinizi arayıp birinin aleyhinde kötü bir şey yazdırdım mı? Olmaz yani, Samet Aybaba’ya olmaz. Hayatımda hiç yüzüm kızarmadı. Osmaniye’de iki okul yaptırdım, yüzlerce, binlerce çocuk okuttum. Benim önüme gelip bunu söyleyebilecek bir babayiğit yok. 47 yıldır Beşiktaş’ta para konuşmadım. Süleyman Seba’dan beri böyle. Bir de artık Süleyman Seba’yı kullandırmayın. Hayatımız birlikte geçti, tek kelime etmiyoruz. Önünden geçenler sürekli onu konuşuyor. Aramızda geçenleri anlatsam… Tabii ki böyle bir şey olmayacak. Birisi Süleyman ağabey ile başlıyorsa, kulübe sokmayın. Bunu seçim malzemesi olarak kullanmayın. Yeter ya!

“BU TAKIM 11. AY DARMADAĞIN OLUR’ DEDİM”

Feyyaz Uçar, başkanın benim ve Friedel’ın Macaristan’a gitmeyeceğini söyledi. ‘Söyle ona istifa ediyorum’ dedim. Sonra Feyyaz konuştu geldi, ‘İkisi de gitsin’ demiş. Ben de ‘Söyle ona, Samet Aybaba’ gitmeyecek dedim. Yani o kişiyle beni bir arada anmak… Herkese söyledim, bu takım 11. ay darmadağın olur dedim. 34 yaşında bir forvetimiz var. 5 gün izin, 7 gün izin… İkaz ettik hocayı. Teknik direktörlere saygısı olan bir insanım ben. Her söylediğimiz şey ‘Hocayı yemeye çalışıyor’ oldu. Hoca bir konuşmamızda ‘Şubata kadar kalabilirsek…’ dedi. ‘2 yıl mukavelen var, bir daha böyle bir şey duymayayım’ dedim. Biz hocalarımızın arkasında dururuz arkadaşlar. Santos ile ilgili ‘Olabilir’ diye düşünmüştük ama Giovanni’yi başkan direkt kendisi getirdi. Birlikte hareket ettiği kişiler de belli zaten. Başkan istifa etmese de konuşmam değişmeyecekti. Başkanı ve Kaan Şakul’u istifaya davet edecektim. Biz bu memleketim yetiştirdiği özel insanlarız arkadaş. Hep istişare ettik. Biz ne diyorsak odur arkadaşlar. Brad Friedel’ın satışlardan yüzde 2.5 komisyon alacağını biliyorum. Olup bitenlerden herkesin haberi var. Gereğini yapsınlar diyoruz. Feyyaz Uçar ve Hüseyin Yücel’in de sonradan haberi oldu bu olaylardan, tabii ki biliyorlar.

JOE WORRALL’DA SAHTE İMZA İDDİASI

Joe Worrall transferinde benim elektronik imzam kullanılarak teklif yapılmış. Kulübü aradığımda ‘Sizin bilginiz vardır’ dediler. Hangi yönetici olduğunu bilmiyorum. Transfer listemizi size atsam şok olursunuz, Gronbaek’i istedik, Saelemaekers vardı çizgi oyuncusu olarak onu istemiştik. Hüseyin Yücel ile Hasan Arat’ın arasında fikir ayrılığı olduğuna inanmıyorum. Saydığınız arkadaşlar hep saygılıydı, hep destek verdiler finansal olarak da. “Ajax maçında Mustafa’yı 11’de görünce şok oldum. Acayip yetenekli ama hazırlamak lazım. 17 yaşında o maça çıkararak oyuncuyu yok edersiniz. O kadar iyi ayarlamalısınız ki o dengeyi. O daha çocuk çünkü. Mustafa ilk 11’de başlıyorsa çıkarmayın o zaman. Bizim bir forvet daha almamız lazımdı. Immobile, Muleka, Mustafa olmamız lazımdı bizim. Benim bunları bilmeme ihtimalim var mı?”

“BEŞİKTAŞ’IN FUTBOL AKLI BENİM”

Hüseyin Yücel teknik direktörlük teklifi yaparsa konuşuruz ama bir şartım olur. Sezon sonuna kadar 1 kuruş almam, mukavele de yapmam. Hüseyin Bey, kulübümüzün yaptığı son 3 transferin mimarı o. Rafa ve Paulista bizim listemizdeydi. Immobile’yi de sorduğunda ‘Bir marka, alalım’ dedim. Futbolun içinden gelen ekibin bugüne kadar süreci baştan sona yönetmesi gerekirdi. Beşiktaş’ın patronu yine benim, futbol aklı benim. Hasan Arat ne dedi? ‘Kulübün anahtarı Samet Aybaba’da’ dedi. Ben orada güçlü bir imaj verip ‘Kulübün patronu benim’ dedim. Yoksa kapıda güvenlikle çay içiyorum ben. Feda döneminde bekarları 2 gün önce çağırıyordum kampa, menemen yiyorduk, okey oynuyorduk.

KADRO DIŞI KALAN İSİMLER; ABOUBAKAR, GHEZZAL…

Başkanımız yeni gelmişti, konuşma yapacaktı. O isimler ayak ayak üstüne atmış, arkaya yaslanmışlar. Neredeyse ayakları ağzımıza gelecek, saygısızca… Ben çok akıllı insanımdır Allah’a şükür. ‘Bunu çürütmem lazım’ dedim. Sonra ‘değerlerini düşürüyorsunuz’ dediler. Sonra Friedel gelince 7 kişi idmanlara alınmadı. Kimse bir şey demedi. Sahte imza konusunda suç duyurusu falan yapamam. Camia verir cezayı, öyle yargıya git falan doğru şeyler değil. Camiamız versin cezasını.”

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.