Sanırsın Trump ABD’ye değil Türkiye’ye başkan seçildi
Trump’ın Elon Musk, Vivek Ramaswamy, Robert Kenndy gibi parlak isimlerden oluşan bir beyin takımı var.
Pandemiden tutun da “ailenin korunmasına”, “ABD askerlerinin çatışma bölgelerinden çekilmesinden”, “iklim değişikliği” masalına kadar küreselcilerin tüylerini diken diken eden görüşlerini açıklamaktan çekinmiyorlar.
Türkiye’nin adını bile ağızlarına almamaya çalışan önyargılı demokratların aksine, gelenlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la diplomasi dışında samimi bir iletişimleri var. YPG’yi, ABD’li komutanlar yönetiminde devlet kurmaya çalışanların yerine, “Suriye’den çekilmeyi” vaadedenlerin iş başına gelmesi Türkiye’nin elini rahatlatmaz mı mesela?”Değiştireceğiz” dediklerinin ne kadarına cesaret edebilirler göreceğiz. Ama iktidarı kaybeden woke tayfayı düşününce bu kadarı bile pozitif düşünmek için yeterli değil mi?
Ayrıca kimsenin de “Trump döneminde ABD Türkiye ilişkileri dikensiz gül bahçesine dönecek” diye kehanette bulunduğu falan da yok.
Peki, “Kim gelirse gelsin Amerika değişmez hemşerim” teranesini süslü kelimelerle tekrar etmeyi entelektüel faaliyet sananlar niye bu kadar karamsar?
CNN International’ın suyunu çıkardığı “Trump’ın ne yapacağı belli olmaz ha” klişesinden başka orijinal gerekçeleri yok mu?
“İmparatorluğun kusursuz bir yazılımı olduğuna” bu kadar mı iman ettiler?
Yine pesimistlikle ve sağa sola “cahiller” diye söylenerek, kafa buluyorlarsa diyecek bir şeyim yok; keyifleri bol olsun.
Ama gerçekten rahatlamak ve bu kez anlamak istiyorlarsa, kendilerine arada bir Trump’ın Türkiye’ye değil ABD’ye başkan seçildiğini hatırlatmalarını tavsiye ederim.
Böylece Trump’tan beklentilerinin seviyesini düşürürler. Hem belki akıllarına da yazacak, söyleyecek yeni bir şeyler gelir.
***
MANSUR YAVAŞ SANA DİYOR FONER
Nam-ı diğer “Karanlık Oda” isimli sitesi üzerinden operasyonlarını sürdüren Soner Yalçın’ın bugünlerde işi başından aşkın.
Bir yandan 10 Kasım’da sitesine reklam vermeyen Ali Koç’un boynuna “Atatürk düşmanı” yaftası asmak gibi rutin işleriyle meşgul olurken, bir yandan da Sözcü’nün, İmamoğlu’nun siparişi üzerine hazırladığı yeni gazete-TV projesinde kafa yoruyor.
Ama odasına seçime kadar cukkalı kiracı bulmanın tatlı telaşında bile adını duyunca hopladığı Mansur Yavaş’a yüklenmeyi ihmal etmiyor.Karanlık odasında İBB’nin astronomik ücretler ödediği konserlerle ilgili tek bir satıra yer vermeyen arkadaş, günlerdir Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tartışılan konser harcamalarını köpürtüyor. İçeriden bilgilerle, kim ne almış, kalem kalem yayınlıyor. Altın vuruşu ise takma adlarla yazdırdığı makalelerde Yavaş’ı “Bahçeli’nin B planı” diye tarif ettirerek yapıyor.
Yavaş da olan bitenin farkında. ABB’deki konser skandalıyla ilgili soruları cevaplarken “Son bir hafta 10 gündür acımasız bir saldırı var. Gerek konserler üzerinden gerek her türlü iftiraya başladılar. Bunu görüyoruz ve bu maalesef sağlı sollu yapılıyor. Buna dikkatinizi çekmek isterim” demesi boşuna değil.
Ne diyelim.
Gerisini, parasını verenin odasını kiraladığı, eski çalışma arkadaşlarının “Foner” diye seslendiği bu ayakçıyı, adam yerine koyup parti içindeki rakiplerine ateş etmek için kullanan, istikbalini karanlık odalarda inşa etmenin çıkmaz yol olduğunu göremeyen sağdan soldan siyasetçiler düşünsün.
***
UKRAYNA SAVAŞININ BİTMESİ İÇİN EN GERÇEKÇİ ÇÖZÜM
İngiliz istihbarat servisi MI6’nın eski başkanı Richard Dearlove, Trump’ın Ukrayna savaşında Zelenski’nin arkasında duracağını söylüyor.
Hatta Trump’ın “Ukrayna’nın uzun menzilli silahları Rusya’nın içerisinde kullanılmasına izin vereceğini” iddia ediyor.
İngiliz istihbaratçı neye dayanarak böyle konuşuyor bilemiyoruz ama savaşı derinleştirecek bu hamlenin sürpriz olacağı kesin.Trump’ın, Ukrayna savaşıyla ilgili söylemleriyle uyuşan daha akla yatkın olasılığı ise yeni başkanın kıdemli danışmanlarından Bryan Lanza şöyle tarif ediyor:
“Trump yönetimi Zelenski’den ‘barış için gerçekçi bir vizyon’ talep edecek. Eğer Başkan Zelenski masaya gelir ve ancak Kırım’a sahip olursak barış yapabiliriz derse, bize ciddi olmadığını göstermiş olur. Kırım gitti.”
Şimdilik barış için en makul orta nokta bu gibi görünüyor.